2024'te Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yeni başkanını seçecek. Yarışın gözde adaylarının emekliliğini çoktan doldurmuş olması siyasetçilerin yaşını hararetli bir tartışma konusu haline getirdi.
İleri yaştaki liderler, yönettikleri toplumu yeterince temsil edip etmedikleri dışında, farklı yönlerden tartışmalara konu oluyor.
2024 ABD başkanlık seçimlerinin önde gelen adaylarından 80 yaşındaki Başkan Joe Biden'ın yaşı Amerikalıların ortalamasının iki katı. 77 yaşındaki Trump ise ABD'deki "Normal Emeklilik Yaşı"ndan on yıl daha ileride.
Gerontokrasi bir toplumda en ileri yaştaki bireylerin hiyerarşik olarak en tepede yer alması anlamına geliyor.
İleri yaştaki liderlerin toplumun genelini temsil etmediği, bunun yerine daha ileri yaştaki seçmenlerin beklentilerini karşıladıkları düşünülüyor.
Buna ek olarak, bu liderlerin mental kapasiteleri de tartışılıyor.
Nöroloji ve psikoloji, insanların yaşlandıkça bilişsel performansın büyük ölçüde değiştiğini söylüyor.
Bu da ileri yaşlardakilerin liderlik edemeyecek kadar "yaşlı" olup olmadığını belirlemeyi zorlaştırıyor.
Yaşın ilerlemesi beyni nasıl etkiliyor?
Beyin hacmi zamanla azalıyor. Sağlıklı insanlarda prefrontal korteks, beyinde yaşa bağlı hacim kaybının en fazla olduğu bölge. Bu oran her on yılda yaklaşık yüzde 5.
Bu bölüm liderlik kapasitesine ilişkin tartışmalarda kilit rol oynuyor, çünkü problem çözme, hedef belirleme ve dürtü kontrolü gibi alanlarla ilgili.
Beynin yürütmeyle ilgili işlevleri de yaşla birlikte bozuluyor.
California Üniversitesi Nöropolitika Merkezi'nin Direktörü Mark Fisher, 65 yaşın üzerindeki kişilerin önemli bir kısmında yürütme işlevinde bir miktar bozulma olduğunu söylüyor:
"Genel bir kırılma noktası olarak 65'in makul olduğunu düşünüyorum" diyor.
Beyindeki diğer yapısal değişiklikler de bu yaş civarında belirginleşiyor; ABD verilerini kullanan bir çalışmada, mental işlem hızının 60 yaş civarından itibaren azaldığı görülmüştü.
Ancak uzmanlar bu becerilerin kişiden kişiye muazzam farklılıklar gösterdiği konusunda uyarıyor.
Değişiklik gösteren faktörlerden biri yaşa eşlik eden hastalıklar. Bunlar kalp hastalığı, yüksek kolesterol ve yüksek tansiyon gibi çok sayıda hastalık beyin fonksiyonlarını, özellikle de yürütme fonksiyonlarını etkileyebiliyor.
Yaşın ilerlemesi her zaman hastalık getirmese de hastalanma olasılığını artırıyor.
Fisher, bunlar arasında hipertansiyonun yaşlanmayla birlikte ortaya çıktığında beynin fonksiyonlarını en çok bozan hastalık olduğunu belirtiyor.
60'lı yaşlarda kelime dağarcığı 20'li yaşlara göre daha zengin
Ancak ileri yaştaki beyinlerin daha iyi performans gösterdiği bazı durumlar da var.
Yeni bilgileri alma yeteneği çok daha erken bir zamanda azalırken, bilgiyi yönlendirme ve ona göre hareket etme yeteneği kişinin 70'li yaşlarına kadar gelişebiliyor.
Dolayısıyla, 70 yaşındakiler yeni bilgileri 30 yaşındakilere göre muhtemelen daha yavaş işlliyor olsalar da, sentezlemede daha başarılı olabilirler.
California Üniversitesi'nde Translasyonel Nörolog Mark Mapstone, 60 yaşındakilerin genellikle 20 yaşındakilere göre daha iyi kelime dağarcığına sahip olduğunu ve bu sayade daha zengin bir dil kullanabildiklerini söylüyor.
Kişinin 60'lı yaşlarının ortalarına kadar kelime dağarcığının zenginleştiğini bulan araştırmalar da var.
Brown Üniversitesi'nde Politik Psikoloji Uzmanı Rose McDermott bunu şöyle açıklıyor:
"İleri yaştaki beyinlerde kristalize zeka daha da iyileşmiş oluyor.
"Yeni bilgileri yerleşik düşünme şemalarınıza, gençliğinize kıyasla çok daha kolay ve çoğu durumda yaratıcı bir şekilde entegre edebiliyorsunuz."
'Süper yaşlılar'
"Süper yaşlılar" diye nitelendirilen bazı insanlar, çok daha genç insanlardaki kadar bilişsel işlevlere sahip olabiliyor.
Bunlar, 80 yaş üstünde olan ama bilişsel sağlığı 20-30 yıl daha genç olan kişiler.
Süper yaşlıların beyninde, hafıza için kritik olan entorinal korteksteki nöronlar hem daha büyük, hem de daha sağlıklı oluyor
Bu kişiler genellikle hafıza testlerinde akranlarına göre daha iyi sonuçlar elde ediyor.
Fiziksel aktivite, zihinsel uyarım ve sosyal bağlantılar, beyin dokusunun ve beyin fonksiyonunun korunması için son derece önemli.
Çoğu liderin aynı zamanda finansal güvenlik ve kaliteli sağlık hizmetleri gibi birçok ayrıcalığa sahip olduğunu da varsayabiliriz.
Bazı bilim insanları Biden gibi liderleri süper yaşlı olarak değerlendiriyor.
Ancak yaşlanmanın genel olarak bazı bilişsel zorlukları beraberinde getirdiği söylenirken, siyasi liderlerin daha fazla sorun yaşama ihtimali olduğu da belirtiliyor.
Cambridge Üniversitesi'nde Klinik Nöropsikoloji profesörü olan Barbara Sahakian, "Düşünme ve problem çözmedeki bilişsel esneklik, belirsizliklerle dolu ve riskli dönemlerde siyasi liderlerin kaliteli kararlar alabilmesi için önemli” diyor.
Ancak bu bilişsel esneklik genelde zamanla yavaşlıyor.
Yaşla ilişkili bazı zihinsel değişiklikler seçmenler için de özellikle endişe verici olabilir.
Uzmanlar, beyin yaşlanmasının politik tutumları etkileyebildiğini de görüyor.
Fisher ve meslektaşları tarafından, yaş ortalaması 95 olan Güney Californialı emekliler üzerinde yapılan yeni bir çalışma, bilişsel sorunlar olan kişilerin siyasi yönelimleri ve politika tercihleri arasında tutarsızlık olabildiğini tespit ediyor.
Siyasetçiler için bilişsel tarama yapılabilir mi?
Yaşlanmanın beyin üzerindeki etkilerine dair bulgular göz önüne alındığında, Fisher ve farklı disiplinlerden bazı meslektaşları, siyasetçiler için mutlaka yaşa bağlı olmayan bilişsel taramalar yapılması çağrısında bulunuyor.
Fisher, “Bilişsel taramaya, politikacıların sıklıkla yapması beklenen mali açıklamalara benzer şekilde yaklaşıyoruz” diyor.
Bilişsel işlev, genelde nöropsikolojik bir değerlendirme yoluyla inceleniyor. Bu, birkaç güne yayılan ayrıntılı ve kapsamlı bir dizi testten oluşuyor.
California Üniversitesi Klinik Fakültesi Üyesi ve İş Hekimliği Uzmanı Manijeh Berenji, politikacılara yönelik bu değerlendirmelerin uygulanabilir ve adil olabileceğine inanıyor.
Ancak bu oldukça tartışmalı ve siyasi bir konu haline geldi.
Cumhuriyetçi Başkan Adayı Nikki Haley, 75 yaş üstü politikacıların zihinsel yeterlilik testlerine tabi tutulması yönündeki çağrılara öncülük ediyor.
Ancak bu yaklaşım yaş ayrımcılığıyla eleştiriliyor ve uygulanmasının zor olduğu söyleniyor.
Münih Teknik Üniversitesi'nden emekli psikiyatri profesörü Hans Förstl, böylesine bir değerlendirmenin devlet başkanı olmanın bilişsel karmaşıklığını ve taleplerini yansıtmasının zor olacağını düşünüyor.
Förstl, “Bir devlet başkanından beklenenler her bakımdan olağanüstü. Hiçbir test bu zeka, deneyim ve bilgelik karışımını ölçemez” diyor.
McDermott ise bu tip testlerin güvenilir olduğunu düşünmesine rağmen ABD’de böylesine bir uygulamanın siyasi nedenlerden dolayı mümkün olmadığını düşünüyor.
McDermott, “Uygulansa bile halk buna inanır mı?” diyor.
İleri yaştaki politikacıları desteklemek
Bazı kişiler 2024’te yapılacak ABD başkanlık seçimi adayları hakkındaki tartışmayı, "toksik yaş ayrımcılığına" dikkat çekmek ve genel olarak ileri yaştaki çalışanların desteklenmesi ihtiyacına dikkat çekmek için bir fırsat olarak görüyor.
Beğensek de beğenmesek de pek çok uzman gelecekte herkesin daha uzun süre çalışmak zorunda kalacağına inanıyor.
Ancak herkes aynı fikirde değil.
Associated Press haber ajansı ve araştırma kuruluşu Norc Halka İlişkiler Merkezi tarafından yapılan bir ankete göre seçmenlerin çoğu, ABD Başkanı Joe Biden’ın yaşını önemli bir endişe kaynağı olarak görüyor.
CBS haber kanalı ile veri analitiği şirketi YouGov tarafından yakın zamanda yapılan bir diğer ankete katılanların büyük bir kısmı, 75 yaş üstü bir kişinin ABD başkanlığı görevini yapmasının “fazla zahmetli” olacağına inanıyor.
BBC News Türkçe