Ukrayna ağır ateş altında ve evlerinden yurtlarından kaçanların sayısı her geçen gün artıyor. Savaşın seyri değiştikçe ve barı görüşmeleri uzadıkça göçün önüne geçmek de mümkün olamayacak.

Rusya’nın 24 Şubat’ta başlattığı işgalden bu yana Ukrayna’da 10 milyondan fazla kişi yerlerinden oldu. Bunların yaklaşık 3,5 milyonu ülkeden ayrıldı. Bu, Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’ndan buyana yaşadığı kriz düzeyindeki en büyük toplu göç olarak tarihe geçti.

Ukrayna’da yerlerinden edilenlerin sayısının günlük 100 binden 200 bine çıkacağı uyarısında bulunan Birleşmiş Milletler yetkilileri, bölgede devam eden mülteci krizinin, 2015 yılında Suriye’de yaşanan krizin de ötesine geçebileceğini vurguluyor.

Ukrayna’dan ayrılarak diğer ülkelere sığınanların yüzde 60’ı komşu ülke Polonya’ya, diğerleri de başta Macaristan, Moldova, Romanya ve Belarus olmak üzere çeşitli ülkelere geçti.

Ukrayna’da, doğudaki Rusya sınırında silahlı çatışmalar ilk olarak 2014 yılında başlamış ve iki ülke arasında uzlaşmazlık çıkmaza girmişti.

Harvard Üniversitesi Ukrayna Araştırma Enstitüsü uzmanı Emily Channell, Ukraynalılar için çatışma durumunun şaşırtıcı olmadığını söylüyor.

“Sanırım hatırlamamız gereken kilit ayrıntı şu ki, Ukraynalılar 8 yıldır savaş içinde yaşıyor. Bu nedenle, şu an karşılık verdikleri durum onlar için sürpriz olmadı. Bunun olabileceğini zaten tahmin ediyorlardı. 8 yıldır sürekli olarak düşük riskli bir tehdit altında yaşıyorlardı.”

Ancak ülkede batıya doğru hızlı bir şekilde büyüyen göç akımı, Avrupa’nın son yıllarda karşılaştığı en büyük, tarihi göç krizi niteliğine girdi..

BM verilerine göre, şu ana kadar Ukrayna’dan ayrılanların sayısı, Kosova Savaşı’nın ilk günlerinde kaydedilen mülteci sayısının neredeyse iki katına yakın. 1999 yılında Nisan ayının sonu itibariyle Kosova’dan 600 bin kişi ayrılmış, Kosova içinde yerlerinden edilenlerin sayısı da 400 bine ulaşmıştı.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nden yapılan açıklamaya göre, Ukrayna’dan ayrılanların sayısı muhtemelen 6,5 milyona ulaşacak.

Yerlerinden olan birçok kişiye sığındıkları komşu ülkelerde hükümetler ve sivil toplum kuruluşları yardım eli uzattı. Ancak hala aynı koşullara ulaşamayan çok sayıda Ukraynalı var.

Ekonomik imkanları olanların Ukrayna’dan çıkabildiğine, ülkenin en yoksul kesimininse savaş hattında kaldığına dikkat çeken Harvaürd Üniversitesi uzmanı Channell, “İnsani yardım ve mülteci yardımı sunarken bu durumu da gözönünde bulundurmamız gerekiyor. Yaşlılar, engelliler ya da çocuklu aileler gibi birçok kişinin kolayca harekete geçip ülkeden ayrılma şansı yok” diyor.

Avrupa’da şu an devam eden Ukraynalı göçmen ve mülteci krizi, Almanya’da İkinci Dünya Savaşı’nda 12 milyon kişinin yerlerinden edildiği krizi ve 2015 yılında 2 milyondan fazla mültecinin Türkiye ve Avrupa’ya sığındığı krizi hatırlatıyor. Göç uzmanları, geçmişte yaşanan bu örneklerde alınan derslere dikkat çekiyor.

Avrupa Göç Politikası Enstitüsü uzmanı Jasmijn Slootjes, Bunu İsveç’te, Almanya’da gördük. Örneğin, şu an Almanya’da 2015 yılında kullanılan protokollerin mevcut mülteci akımı karşısında yeniden devreye sokulduğunu görüyoruz. Söz konusu protokollerden ve o dönem uygulanan stratejilerden ders alıp şu anki ihtiyaçlara göre gerekli düzenlemeleri yapabilirizşeklinde görüş bildiriyor.

Avrupa Birliği, bir ilke imza atarak, 2001 yılında yürürlüğe giren Avrupa Geçici Koruma Yönetmeliği’ni Ukraynalılar için devreye soktu. Bu karara bağlı olarak Ukraynalı mülteciler Avrupa Birliği ülkelerinde en az bir yıl geçici olarak kalabilecek ve daha sonra mevcut koşullar çerçevesinde kalma süreleri iki yıl daha uzatılabilecek.

Avrupa Komisyonu Göç ve Yurtiçi İlişkiler Dairesi Başkanı Esther Pozo-Vera, Avrupa Birliği’nin Ukraynalılar için “Hızlı bir şekilde harekete geçmesinin” çok önemli olduğuna vurgulayarak, Geçici Koruma Yönetmeliği’nin devreye sokulmasının Ukrayna’ya uzun vadeli destek konusunda da “çok güçlü bir mesaj” verdiğini söylüyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.