9 Eylül günü dağlarında çiçekler açan güzel İzmir’in kurtuluşunun 100. yılı coşkuyla kutlandı. Gündoğdu Meydanı’nda düzenlenen etkinlikte konuşan İzmir Anakent Belediye Başkanı Tunç Soyer’in söylemi çok etkileyiciydi; “Yüz yıl önceydi. Bu toprakları yönetenler, gaflet, dalalet, hatta hıyanet içindeydi. Gençleri, kadınları, çocukları, geleceği hiç düşünmediler. Sadece ve sadece saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar. İnsanlık onurumuzu, bağımsızlık tutkumuzu ve yaşam hakkımızı ayaklar altına aldılar. Teslim oldular”

Yüz yıl önceki durumu kısaca özetleyen Tunç Soyer’in bu sözleri Osmanlı Devleti’nin gerçek yüzünü gözler önüne serdi. “Ecdadımıza hakaret edildi” diye bağıranlar, Osmanlının Türklükle ilgileri olmadığını da bilmemektedirler. Tarihimizi Fesli Kadir adlı soytarıdan öğrenenler Tunç Soyer’in sözlerine tepki verdiler. MHP genel başkanı Devlet Bahçeli, tepkisini şu sözlerle dile getirdi; “vatan topraklarına kanlı çizmeleriyle basan müstevlilere (istilacılara) tek kelime edemeyen bugünün işbirlikçi siyasetçilerinin, 9 Eylül 1922 tarihinin 100. yıl dönümünde tarihimizi düşman gözüyle yorumlaması iflah olmaz bir cahillik, tedavisi imkânsız devşirme hastalığıdır.”

Bahçeli, bu sözleriyle kendisini tarif etmiş. Devşirme hastalığına tutulan kendisidir, iflah olmaz cahilliğe ve istilacılara tek kelime edemeyen de kendisidir. Bugün, yüz yıl önceki istilacıların torunlarıyla birlikte siyaset yapanlar unutulmadı. Ülkemizi, yüz yıl önceki istilacıların torunlarına pazarlayanlarla iş birliği içinde olanlar da unutulmadı. Anlaşılan 9 Eylül günü İzmir’de toplanan iki milyonu aşkın insan, işbirlikçileri korkutmuştur.

İzmir’in işgaline karşı bölgede direniş örgütlemeye çalışan İzmir Valisi ve 17. Kolordu Komutanı olarak görev yapan Sakallı Nurettin Paşa (1873-1932), işgalden kısa bir süre önce görevinden alındı. 28 Mart 1919 tarihinde İzmir Valiliği’ne Kambur İzzet Bey (1871-1920), 17. Kolordu Komutanlığı’na ise Ali Nadir Paşa (1864-1924) getirildi. Kambur İzzet Bey, valilik görevinde Metropolit Hrisostomos Kalafatis’in (1867-1922) emrindeki bir memur gibi hareket ediyordu. Dışişleri Bakanlığı’nda görevli olarak iki ay Atina’da bulunmuş, burada kendisine “Anoteron Taksiarhis (Yunanistan Devlet Nişanı)” takdim edilmiş bir kişiydi. Padişah Vahdettin’in adamı olan Kambur İzzet Bey, Yunan işgal ordusu komutanı Albay Zafiriu’ya “Benim İzmir’in Yunanlılarca işgalini temin etmek için ne derecede çalıştığımı Metropolit Hrisostomos Efendi’den sorabilirsiniz” diyecek kadar seviyesiz ve alçak biriydi.

Bugün Kambur İzzetlerin yerinde “Keşke Yunan kazansaydı” diyenler var. Günümüzde “İzmir'in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki” diyenler, Kambur İzzetlerdir, vatan hainleridir. Bunları iyi tanımak gerekir.

AKP’li Şamil Tayyar ise sosyal medyada "Atina Belediye Başkanı Tunç Soyer’i izleyince bir kez daha anlıyoruz ki işgalcilerin tamamını denize dökmemişiz. O gün kalabalığa karışıp kalanların tohumları yüz yıl sonra bu toprakların evlatlarına, atalarına nefret kusuyor. Öfkenizde boğulacaksınız" diye yazdı. Psikolojideki yansıtma mekanizmasının doğruluğu, bu eleştirileri yapanlarda görülmektedir. Yunanistan’ın işgal ettiği 20 adamıza ses çıkaramayanlar, Tunç Soyer’e öfke kusmaktadırlar. Yüz yıl sonra Fesli Kadir’i savunanların kim oldukları belli değil mi? Kalanların tohumları kendilerini göstermektedirler.

İşgalcilerle işbirliği yaparak Ulusal Kurtuluş Savaşımıza karşı çıkan padişah Vahdettin, Mustafa Kemal Paşa için idam fermanı çıkartmıştı. Sakarya Meydan Savaşı devam ederken 1 Eylül 1921 tarihinde Yıldız Sarayı’nda beşinci evliliğini yapan padişah Vahdettin, 17 Kasım 1922 tarihinde, Osmanlı’nın başkentini işgal eden İngiltere’ye sığınarak, İstanbul’dan kaçtı. Bunlara gaflet, dalalet ve hatta hıyanet denmezse, ne denir? İşte “iflah olmaz cahillik” budur. İşbirlikçilere, vatanı satanlara tek kelimeyle ‘hain’ denir.

Yapılan bu düzeysiz eleştiriler üzerine İzmir Anakent Belediye Başkanı Tunç Soyer’in kısa açıklaması anlayanlar için büyük önem taşımaktadır; “Sevgili İzmir. Dün akşam çok güzeldin. Hepimizin tek yürek olduğu bu muhteşem buluşmaya hiç kimse gölge düşüremez. Biz işgalcilerin gemileriyle kaçan saray erkânının değil, bağımsızlığımız için göğsünü siper eden Mustafa Kemal Atatürk'ün ve bu uğurda canını feda eden atalarımızın izinden yürümeye devam edeceğiz.”

Türkiye Cumhuriyeti, büyük önderimiz Atatürk sayesinde emperyalizmi dize getirerek kurulmuştur. Yüz yıl önce de, bugün de vatan topraklarına ihanet edenler, hain olarak anılacaktır. Kemalist ilke ve devrimleri kabul etmeyen kafalar, tam bağımsızlık yolunda ve emperyalizm karşıtlığında olmayan kafalar, emperyalizmin maşası olan Osmanlı artıklarıdır. 9 Eylül sadece İzmir’in kurtuluşu değil, Anadolu’nun, Türk yurdunun kurtuluşudur. Nice aydınlık 100. yıllarda buluşacağımıza olan inançla, kurtuluşun yüzüncü yılı kutlu olsun.

12 Eylül 2022

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.