Hayvanlardan Öğreneceklerimizden Biri de Cesaret ve Öncülük Etmektir.

Sosyal medyada videoya alınmış bir görüntüde; bir gölde küçük bir su aralığı geçmek için bir ağaç parçasının üzerinden suyun başına kadar gelen birkaç tavuktan suyu geçmeyeceğini düşünenler geriye doğru dönerken geriden gelen bir tavuk suya atlayarak karşıya geçiyor ve diğerleri de öncünün geçtiğini görerek ve geri dönerek tek tek suyu geçiyorlar. Bu durum, Antony Robbins’in “imkânsız olduğuna inanılan her şey, sadece birisi onu yapana kadar imkânsızdır” ifadesini akla getiriyor. Hayvanların bu davranışını iletişim teknolojileri kullanılarak yapılan belgesellerden nefeslerimizi keserek izliyoruz. Evet, doğada bizim dışımızdaki yüzbinlerce canlı ev yapıyor, yuva yapıyor ve bazen bizim hayal edebildiğimiz şekilde kendilerini güvenceye almak için yapıyorlar. Cesaret, iç öngörü ve öncülük yapan hayvanların tutumu ve varlığı sürünün geride kalanlarında gıdaya erişim ve çoğalması için yeni ortamlara ulaşmasını sağlamaktadırlar.

Hayvanların bu davranışı kadar insanların da bu konuda zengin bir deneyimi ve birikimi vardır. Halâ hayvanların biyolojik ihtiyaçlarını ve varlıklarını sürdürmek için yaptıklarını deşifre ederek, ekosistem mühendisliği yolu ile yeni ürünler üretiyoruz. Ancak öğrendiklerimizi salt varlığımızı devam ettirmek için değil, doğa ve insanlık yararına hizmet etmek için bilinç ve bilgi ve geliştirdiğimiz yeteneklerimizi de kullanarak gerçekleştiriyoruz. Bu durumda hayvanların öncülüğünden farklı olarak insanların bazıları öncülük ve liderlik yaparak tarihin seyrini de değiştirebilmektedirler. Yoksa kılını kıpırdatmayan, sıkıştığında geriye dönüp kaçan, pısırıklar ve korkaklarla ne yol alınır ne de dönüşüm sağlanırdı. Muhtemelen insanlar halâ mağarada, karnını doyurmak için ava çıkar ve bulduğu ile yetinir kalırdı. Sanırım insan, bu bağlamda kazandığı beyin gücü sayesinde hayvanlardan bir adım daha öne geçerek, daha çok analiz yaparak yaratıcılığını geliştirdi.

Yeryüzünün Bugünkü Birikimli Varlığı Bilgi Sahibi İnsanlarının Cesaretli Çıkışına Borçlu

Bugün dünyanın sahip olduğu mevcut durum, binlerce yıllık birikimli kültür sayesinde hep meraklı, öngörülü, cesur ve girişken insanların katkılarıyla gerçekleşmiştir. Bu anlamda taş üstüne taş koymayı bilinç ve bilgi ile kuranların tutum ve gayretli mücadelesi önemlidir. Evet, bugün yeryüzünün doğanın on binlerce yıl önceki insan eseri olmayan o çıplak kayalarının üzerinde çıkan binalar, teknoloji vs. o cesur insanların eserleridir. Vasco da Gama, Hindistan’ın keşfini gerçekleştiren ilk denizci der ki: “Fırtınalar çıktığında tayfalar korksalardı, bugün Amerika hâlâ keşfedilmemiş, Hindistan’ın nerede olduğu bilinmiyor olacaktı” anlamında bir ifade kullanır. Bu bağlamda Antony Robbins’in “imkânsız olduğuna inanılan her şey, sadece birisi onu yapana kadar imkânsızdır” ifadesi bilgi, öngörü ve cesaretin yanı sıra liderlik yapan insanlara çok borcumuz olduğunu gösteriyor. Yine Vasco da Gama der ki: “Hani limanını bilmeyen gemiye hiçbir rüzgâr yardımcı olamaz.” Bilgi görmek, öngörü ve analiz yapma yeteneği kişiyi farklılaştırıyor.

Geçmiş dönem Cumhurbaşkanlarından Sayın Süleyman Demirel bir TV söyleşisinde bahanesi olanlar ile ilgili yaşadığı bir anekdotunu anlatmıştı. ABD’ye baraj yapımı konusunda yüksek lisans yapmak için gittiği bölümde, sık sık danışmanına gider ve bir takım ihtiyaç ve bilgiler sorar. Danışmanı kendisine der ki “Amerika’ya gelen ilk Avrupalılar burada senin gibi her şeyi hazır arasalardı, bugün ABD bu denli gelişmezdi” der. Yani bahane arama yok der. Sayın Demirel o anda itibaren sorunlara kendisinin çözüm araması gerektiğinin farkına varır ve kendisini geliştirmesine yoğunlaşır. Bu bağlamda bahanesi olmayan, yapabileceğine inanan ve risk almayı gözüne kestiren kişiler bu bağlamda diğerlerinden daha şanslı ve olanaklardan daha çok yararlanmaktadır. Sıradan yığınlar ve niteliksizler ile bir yol alınmadığı gibi sorunların içinde ezilip kalitesiz yaşamak da görülmektedir. İyi ki cesurlar var bu dünyada. Yoksa bugün hâlâ on binlerce yıl öncesinden kalırdık.

Bu davranış hayvanlar âleminde de var. Genelde çok bilmiyoruz ancak belgeselleri izleyen ve çok yönlü ilişkiler aradığımda, cesaret ederek risk alarak öncülük eden hayvanlar daha cüsselilerdir. Gençler, yavrular değil; genelde güçlü, liderlik konumundaki ve biraz yaşlı olanların öncülük ettiği gözüme çarpar. İnsanlığın binlerce yıllık tecrübesi, bilgiye dayalı ve bilinçle yürütülen tüm işlerin arkasında cesaretli tutumun önemli bir yer tuttuğunu gösteriyor.

Öncü, Cesur, Liderlik Vakfına Sahip İnsanların Bir Takım Ortak Özellikleri Var Görülüyor. Şöyle ki; geleceği görme yetenekleri ile büyük resmi erken fark edebilir ve vizyoner harekete ediyor olmaları. Risk almaktan ve belirsizliklerle yüzleşmekten cesaret göstererek korkmadan zorluklarla başa çıkma yeteneği gösteriler. Kararlılık göstererek hedeflerine ulaşmak için yüksek bir azim ve kararlılık gösterirler. Bu kişilerin bir özelliği ise her türlü engellere rağmen pes etmeden yollarına devam etmesidir. Yenilikçi ve yaratıcı çözümler geliştirmede sorgulama ve alışılmışın dışında düşünme özelliğine sahip olmaları. Birlikte çalıştıkları kişiler ile etkili iletişim kurma, karşı tarafı ve duygularını anlamak ve güven inşa etme yeteneği.. Empati ve iletişim kurma becerileri, ekip kurabilme, hedeflerine ulaşmada kendilerini organize etme ve motive etme yeteneğine sahip olmaya dair özgüven ve öz disiplinlerini korumaları. Problem çözme becerisi ile sorunları analiz etme ve yaratıcı çözümler geliştirip, etkili kararlar alabilir olmaları. Karizmatik kişilikleri sayesinde başkalarına ilham verirler. Sürekli öğrenme ve gelişim sahibi olması ile bilgi ve becerilerini sürekli olarak geliştir ve değişimlere uyum sağlarlar. Adaptasyon ve yeteneği ve değişen koşullara hızla uyum sağlayabiliyor olması yanında, idealizm ve tutku sahibi olarak yüksek ideallere sahipler. Aynı zamanda bu kişilerin uzun vadeli planlar geliştirme ve stratejik düşünme perspektifine sahipler.

Gençler, Sizi Geliştirecek ve İlham Olacak Kişiler ile İletişim İçinde Olun!

Bu bağlamda oğluma ve öğrencilerime yaşam yol haritanızda tutumunuzun kendi bilgi ve görgünüze uygun, bilinçli ve özgür iradenizle her olguyu araştırmaya değer görün. Araştırmadan, denemeden öğrenemezsiniz. Konuştuğunuz kişiler beyninize yeni bir şimşek çaktırmalı. Konuşmalar zihninizde yeni kapılar açmalı ve açılan kapılar yeni kapıların açılmasına yol açmalıdır. Sizin ufkunuzu geliştirmeyecek, risk almayan, öğretmeyen ve bilginize değer katmayacak insanlardan çok yarar gelmez. Bu bağlamda bazı insanlar ile görüşünce, sizin anlatım ve tutumunuzla hayatınızı anlamalı hale geldiğini görürsünüz. Konuşmak için can atarsınız; konuştukça size bir şey kattığını ve yeni şeyler öğrendiğinizi hissedersiniz. Ondan sonra da yaşama yeni bir pencereden bakmaya ve daha farklı sorgulamalarla düşünmeye başlarsınız. Bir kez farkındalığınız oluşmaya başladığında düşünme yapınız ve boyutunuz farklılaşır. Bu bağlamda yaşam pratiği ile problem çözme becerisi farklı olan, risk alan ve liderlik yapan cesurların sayısını artıran toplum ve ülke başarılıdır.

Cesaret Gösterenler Diğerlerine İlham Kaynağı Olmaktadır

Keşke bu insanlar ülkemizde liyakate dayalı olarak yetenekleri ve bilgilerine göre değerlendirilseler. Ayrıca bu insanlar ekonomiye değil, diğer insanlara örnek olacaklardır. İnsan, insandan etkilenir, imrenir ve empati duyar. Toplumda çalışkan, üretken ve farklılık yaratan insanların sayısının çok olduğu okul ve üniversitelere bakın; gençler birbirinden ne kadar çok öğreniyorlar. Lider vasıflı, bilgili gençler diğerlerine ilham olur, okuma alışkanlığı kazandırır ve kendine model gördüğü kişi gibi iş tutmaya başlar. Bu bağlamda bu kişiler size olumlu örnek olarak tecrübe edinmeniz ve kendinize yol belirleme, görgünüzü geliştirme ve dünyaya bakışınızı değiştirme konusunda önemlidir. Bu konudaki en iyi örnek Tebrizli Şems-i Mevlana'nın düşünce ve duygularını derinleştirerek onun şiirlerinde önemli bir ilham kaynağı olduğu belirtilir. Öyle ki Mevlâna, Şems-i, manevi arkadaşı, ilham kaynağı ve ruhsal gelişimine katkıda bulunan mürşitti olarak değerlendirilmiştir.

Ülkemiz Nitelikli, Farklı Düşünen İnsanına Sahip Çıkmadı ve Beyin Göçüne Göz Yumdu

Ne yazık ki ülkemizin bir diğer büyük yanlışı da düşünen, farklı bakan ve üreteni sevmedi, kendine daha çok benzeyeni tercih etti. Filozof Ömer Hayyam boşuna dememiş: “Bir hayır var sana kötü demelerinde.”

Diğer taraftan yanlışı da deşifre etmek bir aydın ve bilim insanı sorumluluğudur. Bu anlamda acı da olsa gerçeği söylemek gibi bir yükümlülüğümüz var. Bilim dünyasında üst düzeyde eğitim almış, yöntem bilen bilim insanının, aydının ve hocayım diyebilenlerin omuzlarında ciddi yükümlülük bulunmaktadır.

Bu bağlamda son yıllarda en çok üzüldüğüm konu; ülkemizin kıt kaynakları ile aileleri tarafından iyi eğitim aldırılarak üniversite okumuş çok sayıda akademik bilgisi olan, farkındalığı yüksek, dil bilen, risk alabilen ve lider ruhlu gençlerin yurtdışında geleceğini aramasıdır. Bir ülkenin en büyük gücü olan nitelikli beşeri gücün uzaklaşması, ortamı her yönüyle kurumaya doğru evrilir.

11 Ağustos 2024, Adana

iortas@cu.edu.tr

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.