Pakistan'ın doğusundaki Jaranwala şehrinde binlerce Müslümanın kiliseleri yakması ve evleri tahrip etmesi sonrasında 100'den fazla kişi gözaltına alındı.
Jaranwala'daki şiddet olayları, iki Hristiyan adamın Kuran'dan sayfalar yırttığı iddiasıyla alevlendi.
Şehirdeki tarihi Kurtuluş Ordusu Kilisesi, olaylardan bir gün sonra hâlâ yanıyordu.
Kentte gerginlik devam ederken olayların yaşandığı bölgelerin etrafı dikenli tellerle çevrildi.
Jaranwala'yı da içinde bulunduran Faysalabad bölgesinde kamusal alanlarda kalabalık grupların bir araya gelmesi 7 gün süreyle yasaklandı.
Kuran'a zarar verdiği iddia edilen iki kişi 'dine küfretmekle' suçlandı. Bu kişiler henüz tutuklanmadı.
Dine küfretmek Pakistan'da idamla cezalandırılan bir suç.
Ülkede bu suçtan henüz kimse ölüm cezasına çarptırılmadı ancak bazı iddialar linç ve cinayetle sonuçlanan şiddet olaylarına yol açtı.
BBC Urdu servisine konuşan yerel bir yetkili, sosyal medyada ve şehirde Kuran'a saygısızlık yapıldığına dair haberlerin yayılmasının ardından Çarşamba sabahı erken saatlerde protestolar ve yangınlar hakkında bilgilendirildiklerini söyledi.
Yetkililer, Kuran'ın yırtık sayfalarının Hristiyan bir bölgenin yakınında bulunduğunu söyledi.
Müslüman topluluğu arasında öfkeye yol açan bu olayın ardından çetelerin Hristiyanlara ait evlere saldırdığı ve yağmaladığı belirtildi.
Polis yetkilileri, evlerden eşyaların sokaklara atıldığını ve ateşe verildiğini söyledi.
31 yaşındaki Hristiyan Yassir Bhatti, evini terk etmek zorunda kalanlardan biri.
AFP haber ajansına konuşan Bhatti, "Pencereleri ve kapıları kırdılar. Koltuklarımızı, sandalyelerimizi ve diğer eşyalarımızı kilisenin önüne yığdılar yakmak için. İncilleri de yaktılar ve saygısızlık ettiler, acımasızca davrandılar" dedi.
Sosyal medyada paylaşılan videolarda, protestocuların Hrisitiyan binaları yağmaladığı görülüyor. Polisin ise olayları izlediği anlaşılıyor.
BBC'ye konuşan Papaz Javed Bhatti, "Her şeyi yaktılar. Evlerimizi ve burayı, Tanrı'nın evini yıktılar" ifadelerini kullandı.
Sonam adlı bir kadın, saldırıya uğramadan hemen önce üç çocuğuyla bölgeden kaçtığını anlatıyor.
Sonam, "Giyinmeden çıktık, küçük çocuklarımızı kucağımıza alıp kaçtık" diyor.
İki yıl önce dine küfürle suçlanan Sri Lankalı bir adam, öfkeli kalabalık bir grup tarafından öldürülmüş ve cesedi ateşe verilmişti.
2009 yılında ise Punjab eyaletinin Gorja bölgesindeki bir grup, İslam'a hakaret etmekle suçladıkları kişilerin evlerini yakmıştı. Yaklaşık 60 evi yakan grup 6 kişiyi öldürmüştü.
Pakistan, dine küfür yasasını 19. yüzyılda İngiltere'den miras aldı.
1980'lerde İslamabad, İslam'a hakaret için ölüm cezası da dahil olmak üzere daha sert cezalar getirdi.
Pakistan nüfusunun yaklaşık yüzde 96'sı Müslüman.
İran, Brunei ve Moritanya da dahil olmak üzere çeşitli diğer ülkeler de dine hakaret için idam cezası veriyor.
Güney Asya'daki siyasi ve dini şiddet olaylarını inceleyen düşünce kuruluşu RSIS'de araştırmacı olan Iftekharul Bashar BBC'ye verdiği demeçte, Pakistan'da din kaynaklı şiddetin, idam cezası kararı alındıktan sonra "şiddet içeren davranışları desteklediği için" arttığını söyledi.
Bashar, "Pakistan ekonomik eşitsizliklerin yol açtığı bir parçalanma yaşadı. Bu da azınlık dini gruplara yönelik şiddette bir artışa yol açtı" diye konuştu.
Punjab eyaletinde Enformasyon Bakanı olan Amir Mir bu hafta yaşanan olaylara ilişkin yaptığı açıklamada ' dine küfür olayını kınadı ve bölgeye binlerce polisin gönderildiğini ve çok sayıda kişinin gözaltına alındığını söyledi.
Reuters haber ajansına konuşan bir hükümet kaynağı, Hristiyan grupları hedef alan grubun çoğunlukla Tehreek-e-Labbaik Pakistan (TLP) adlı İslamcı bir siyasi partiden oluştuğunu söyledi. TLP olaylarla ilişkisi olduğu iddialarını reddetti.
Geçici olarak başbakanlık görevini yapan Anwar ul-Haq Kakar, şiddet olaylarının sorumluları hakkında derhal harekete geçilmesi çağrısında bulundu.
Lahor kentindeki Pakistanlı piskopos Azad Marshall, Hristiyan toplumunun olaylar nedeniyle "derinden sıkıntıya düştüğünü" söyledi.
X hesabından paylaşım yapan Marshall, "Kolluk kuvvetlerinin ve adaleti sağlayan kişilerin güvenliğimiz için hareket geçmesini ve kendi vatanımızda canımızın değerli olduğunun teminatını vermesini istiyoruz" dedi.
Reuters
&
Caroline Davies / BBC News