İsveç polisi, Türk Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakılacağı iddia edilen eyleme onay verdi. Türkiye’nin İsveç Büyükelçiliği yakınlarında Kur'an-ı Kerim’in yakılması eylemine izin verildiğinin öğrenilmesi üzerine İsveç’in Ankara Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığına çağrıldı. AK Parti Sözcüsü Çelik, "Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmayı hedefleyen bir eyleme izin verilmesini lanetliyoruz." diyerek tepki gösterdi.
İsveç’te terör örgütü PKK/YPG yandaşları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a benzetilen bir cansız mankeni başkent Stockholm’deki belediye binasının önünde ayaklarından asmıştı.
Görüntüler Türkiye ve dünyadan büyük tepkilere neden olurken, İsveç'ten bir skandal hareket daha geldi. Milliyet'te yer alan habere göre, İsveç polisi, Türk Büyükelçiliği önünde Kur'an-I Kerim yakılacağı iddia edilen eyleme onay verdi. Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Eray Güçlüer ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ, CNN Türk canlı yayınında İsveç'in skandal izin kararını değerlendirdi.
"KENDİ YANGININA BENZİN DÖKEN BİR İSVEÇ VAR"
COŞKUN BAŞBUĞ: Geçtiğimiz günlerde diplomatik temaslar kuruldu. Çavuşoğlu'nun da görüşleri alındı. Kritik birkaç husussa vurgu yaptı. 'İsveç'te yeni bir sayfa açılabilir mi zorluyoruz?' dedi. Kafa değişmediği sürece mesafe kat etmeniz mümkün değil. Aynı İsveç NATO'ya girme vaadiyle Türkiye'nin kapısını çaldı. Her şey Türkiye'nin elinde. Bir mutabakat oluştu ve İsveç'in yapması gerekenler var. Şu ana kadar kafa değişmediği için arpa boyu yol kat etmedik. NATO'ya girmek isteyen bir ülke nasıl oluyor da böyle eylemlere izin veriyor. İsveç'te üyelik gündeme geldiğinde ciddi bir oran karşı çıktı. Burada net ABD'nin bir oyunu var. Ukrayna-Rusya tuzağı kurulmadan NATO bitmişti. Birçok devlet neden burada olalım fikirleri oluşmaya başladı. Bu tuzak işledi. ABD beklediğinden fazlasını elde etti. Daha da nasıl genişler bunlar tartışılmaya başlandı. İsveç'in aklı selim sakinleri görüyor, 2. tuzak var ve İsveç kullanılıyor. İsveç'in bana göre, Haber kanalları tepkileri sansürledi. Sorgulayan bir kitle var. NATO'ya girmeye çalışan ve ABD tarafında olan bir yapı var. Paralel yapı her devlet için geçerli. Rusya'da da aynı tehdit var. Geçtiğimiz günlerde yaşanan alçak saldırıya karşı İsveç Dışişleri Bakanı kabul edilemez bir davranış diye vurguladılar. Biz karşılığı olmayan cümleler dedik. Asla ifade özgürlüğüne girmez. Değerler devletler tarafından korunmak zorundadır. İslam dünyasında bunları savunan tek ülke Türkiye kaldı. Türkiye'nin doğrudan refleks göstereceği için bu Eylem planlanmış. Kendi yangınına benzin döken bir İsveç var.
ERAY GÜÇLÜER: Bu skandallar devam edecek gibi görünüyor. Finlandiya ve İsveç arasında görüş farkı var. Finlandiya, Türkiye'nin söylemlerine daha yakın. İsveç Dışişleri Bakanı'nın geçtiğimiz hafta yaptığı açıklama, 'Bu iğrenç bir açıklama' şeklindeydi, şimdi aynı bakan tarafından düşünce özgürlüğü şeklinde tanımlanıyor. Ukrayna-Rusya gerilimini yakından takip ediyoruz. Cepheye askeri yığınaklanma yapıyorlar. Bahar itibariyle şiddetlenecek. Böyle kriz ortamında İsveç'in bunu yapması kendi çıkarına değil. Nedenini sorgulamak lazım. İsveç aslında 20 şehirden oluşuyor. 10 milyon nüfuslu. 290 belediyeden meydana geliyor. Terör, özellikle PKK/PYD İsveç'in kılcal damarlarına kadar sızmış. Devletin reaksiyon gösterebilme kapasitesi sıfırlanmış durumda. Çeşitli bahaneler kılıfı altında Türkiye'yi rahatsız edecek davranışlarına devam edeceklerini görüyoruz. Sözde gösteri yapmayı düşünen kişinin de bir açıklaması var. 'Ben İsveç'in NATO'ya girmesine karşıyım' diyor. İsveç buna izin veriyorsa, İsveç NATO'ya karşı. Hiç Türkiye'yi oyalamasın ABD ile konuşsun hesabını görsün. Türkiye'nin arka plandaki aparatların niyetinin ne olduğu konusunu açığa kavuşturmamız gerekiyor. İsveç'in izin verdiği gruplar açıkça beyan ediyorlar. İsveç'in NATO'ya girmesini istemeyen Türkiye değil. Terör örgütlerinin ve ABD'nin terör aparatlarıyla hesaplaşmaya gitmesi gerektiğini düşünüyorum.