ABD ve İran, Güney Kore’deki bankalardan bu hafta Katar’a aktarılan milyarlarca dolarlık İran varlıklarının ardından İran’da tutuklu bulunan beş ABD’linin ve ABD’de tutuklu bulunan bilinmeyen sayıda İranlı’nın serbest bırakılmasını sağlayacak bir ön anlaşmaya vardı.
ABD’li ve İranlı yetkililer arasında aylarca süren dolaylı müzakerelerin ardından gelen karmaşık anlaşma, perşembe günü İran’ın beş ABD’liden dördünü cezaevinden ev hapsine almasıyla duyuruldu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre beşinci ABD’li zaten ev hapsinde bulunuyordu.
Associated Press’e (AP) göre para transferinin detayları, tamamlanma zamanı ve hem ABD’li hem de İranlı mahkûmların nihai olarak ne zaman serbest bırakılacağı hala belirsizliğini koruyor. Bununla birlikte ABD’li ve İranlı yetkililer, anlaşmanın eylül ayı içinde tamamlanabileceğini söylüyorlar.
Associated Press tarafından yayınlanan bir analize göre anlaşma hakkında bilinenlere bir bakış:
Anlaşmanın içeriği
Ön anlaşmaya göre ABD, Güney Kore’ye elinde tuttuğu dondurulmuş İran varlıklarını Güney Kore para birimi olan wondan euroya çevirme izni verdi.
Para daha sonra müzakerelerde arabuluculuk yapan küçük bir ülke olan Katar’a gönderilecek. Seul’den transfer edilen miktar, döviz kurlarına bağlı olarak 6 milyar dolarla 7 milyar dolar arasında değişebilir. Güney Kore’nin petrol karşılığında İran’a borçlu olduğu bu para, 2019 yılında Trump yönetimi tarafından uygulanan yaptırımlar sebebiyle transfer edilememişti.
ABD, paranın Katar’a ulaştığı anda kısıtlı hesaplarda tutulacağını ve yalnızca ilaç ve gıda gibi insani yardımlar için kullanılabileceğini vurguluyor. Şu anda gelişmiş nükleer programı nedeniyle İran’a uygulanan ABD yaptırımları çerçevesinde halihazırda bu işlemlere izin veriliyor.
İran’dan yapılan bazı açıklamalarda Tahran’ın fonlar üzerinde tam kontrole sahip olacağı söylenip ABD’nin iddiaları reddedilse de cumartesi günü İran Merkez Bankası Başkanı Muhammed Rıza Farzin bunları doğruladı.
Katar, bu fonların harcanmasının nasıl izleneceği konusunda kamuoyuna bir açıklama yapmadı.
İran, fonların serbest bırakılmasına karşılık ülkede tutuklu bulunan beş ABD’li-İranlıyı serbest bırakacak. Tutuklulardan birinin ABD merkezli avukatına göre tutuklular şu anda Tahran’daki bir otelde gözetim altında bulunuyorlar.
Neden bu kadar uzun sürüyor?
İran, dondurulan varlıklarını euro veya dolardan daha az konvertibl olan Güney Kore para birimi cinsinden almak istemiyor. ABD'li yetkililer, Güney Kore’nin para birimi dönüştürme işlemiyle uğraşırken, tek seferde 6 veya 7 milyar doları başka para birimlerine çevirmesinin döviz kurunu ve ekonomiyi olumsuz yönde etkilemesinden endişe duyduğunu söylüyorlar.
Bu nedenle Güney Kore, dondurulmuş varlıkların en sonunda Katar Merkez Bankası’na transfer edilmesiyle daha küçük miktarları dönüştürerek yavaşça ilerliyor. Ayrıca, para transfer edilirken ABD yaptırımlarına maruz kalınabileceğinden ABD finansal sistemine temas etmekten kaçınılması gerekiyor. Bu yüzden, üçüncü ülke bankaları aracılığıyla karmaşık ve zaman alan bir dizi transfer işlemi düzenlendi.
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby cuma günü yaptığı açıklamada, “Güney Korelilerle bu konuda yoğun olarak çalıştık. Hesabın Güney Kore’den Katar’a aktarılmasının önünde hiçbir engel yok” dedi.
Katar Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Muhammed Abdulaziz El-Halifi konuya ilişkin yaptığı Doha’da açıklamada, “Bu anlaşmada başardığımız şeyler, bu tarafların uluslararası anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözmede tarafsız bir arabulucu ve uluslararası bir ortak olarak Katar devletine duydukları güveni yansıtıyor” ifadelerini kullandı. Ancak bu fonların nasıl kontrol edileceği konusuna değinmedi.
Tutuklu İranlı ABD’liler kimler?
Beş tutukludan üçünün kimliği açıklandı. Diğer ikisinin ise kimliği henüz belli değil. ABD hükümeti kimliklerinin gizli tutulmasını istediklerini bildirdi. İran da kimliklerini kamuoyuna açıklamadı.
Kimliği açıklananlardan birincisi, 2015 yılında tutuklanan ve uluslararası düzeyde eleştirilen casusluk suçlamalarından 10 yıl hapis cezasına çarptırılan Siamak Namazi. İkincisi ise 10 yıllık hapis cezasını çekmekte olan iş insanı İmad Şarki.
Üçüncüsü, 2018’de tutuklanan ve yine 10 yıl hapis cezasına çarptırılan İran asıllı İngiliz-ABD’li çevreci Murad Tahbaz.
Serbest bırakılmalarını isteyenler onları haksız yere tutuklanmış ve masum olarak tanımlıyor. İran, Batı ülkeleriyle bağlantılı mahkumları 1979 devriminden bu yana müzakerelerde pazarlık kozu olarak kullandı.
Anlaşma İran için bir fidye mi?
Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın dünya güçleriyle imzalanan 2015 nükleer anlaşmasından çekilmesinin ardından yıllarca uygulanan ABD yaptırımları, İran’ın zaten zayıf olan ekonomisini iyice çökertti.
Dondurulmuş varlıklarla ilgili müzakerelerde ilerleme kaydedildiğine dair önceki iddialar, İran para birimine yalnızca kısa vadeli destek sağladı.
Bu paraların serbest bırakılması, sıkı koşullar altında olsa bile, İran’a ekonomik bir destek sağlayabilir.
ABD’ye gelince, Başkan Joe Biden yönetimi 2018’de Trump’ın çekilmesiyle çöken anlaşmaya İran’ı geri getirmeye çalıştı. Geçen yıl, ilk anlaşmaya dahil olan ülkeler Tahran’a anlaşmayı yeniden tesis etmek için son ve en iyi yol haritaları olarak tanımladıkları bir teklif getirdiler. Ancak İran bu teklifi kabul etmedi.
Kongre’deki İran şahinleri ve 2015 nükleer anlaşmasından hoşnut olmayanlar, yeni düzenlemeleri eleştirdiler. Eski Başkan Yardımcısı Mike Pence, Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nun kıdemli Cumhuriyetçi üyesi Senatör Jim Risch ve eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, para transferini “fidye ödemeye” benzeterek, Biden yönetiminin İran’ı mahkumları tutmaya devam etmesi için teşvik ettiğini söylediler.
ABD’deki İranlı tutuklular serbest bırakılacak mı?
İran Dışişleri Bakanlığı cuma günü, ABD’de tutuklu bulunan İranlı mahkumları ülkeye getirme arzusunu dile getirdi. ABD’li yetkililer, nihai bir anlaşmada kim veya kaç İranlı mahkûmun serbest bırakılabileceği konusunda yorum yapmaktan kaçındı. Ancak İran medyası, geçmişte ABD ihracat yasalarının ve İran’la iş yapma kısıtlamalarının ihlaliyle ilgili davalarda bir dizi mahkûm olduğunu tespit etti.
İddia edilen ihlaller arasında, Venezuela üzerinden para transferleri ve ABD’nin İran’ın askeri ve nükleer programlarında kullanılabileceğini söylediği çift kullanımlı ekipmanların satışı yer alıyor.
Bu, tansiyonun düşeceği anlamına mı geliyor?
Hayır. Nükleer anlaşma ve İran’ın nükleer emelleri konusundaki gerilimler bir yana, 2019’dan beri Ortadoğu’da Tahran’a atfedilen birçok saldırı ve gemiye el koyma eylemleri bulunuyor.
Bu bağlamda, ABD Savunma Bakanlığı, Arap Körfezi’nden yapılan tüm petrol sevkiyatlarının yüzde 20’sinin geçtiği Hürmüz Boğazı’ndaki ticari gemilere kuvvetlerini yerleştirme planını gözden geçiriyor.
F-35’ler, F-16’lar ve diğer uçakların yanı sıra çok sayıda ABD deniz kuvveti ve deniz piyadesi de bölgeye konuşlandırılıyor. Ayrıca İran, Rusya’ya, bomba yüklü insansız hava araçları (İHA) sağlıyor ve Moskova bunları Kiev’e karşı savaşı sırasında Ukrayna’daki mevzileri hedef almak için kullanıyor.
Şarku'l Avsat / Londra