Yaratılanlar içerisinde sürekli gelişen, EGO'su ile iki ayaklı insanoğlu dışında başka varlık yoktur;
Yüzlerce hatta binlerce siz deyin milyonlarca asır öncelerinden boyunduruğuna aldığı kitleler ve boyunlarına ip ya da halka bağlayıp pazarlarda sattığı köleleriyle,
Beden ve kas gücü avantajıyla esaret altına aldığı hanımefendileriyle,
Egemenliği en üstün silah ve ezici güç zeminine oturtan hırs ve anlayışı ile,
Evrenin içinde atom çekirdeği kadar bile olamayacağı tartışılan dünyada en geniş ve en verimli toprakları ele geçirme haydutluk ve eşkiyalığı ile,
Her girdiği az gelişmiş masum ve mazlum ülkeleri soyut ve somut sömürge politikalarıyla çökertmesi ile,
Maksimum noktayı zorlayan bir anlayışla dünya varlıklarını delice tüketmesi ve kirletmesi ile...
Sözüm ona dünkü ve bugünkü insanoğlu, var oluşundan bugüne akıl ve yürek hazinesine sevgi ve acıma iksiri katabilmiş midir? Sorarım hepimize..
İnsanlık karne notu hep sıfırın altında kalan insanoğlu, bu yönlerini geliştirmekten çok sürekli libido ve ego esareti altında yaşamıştır..
Her gün kendini başkasının yerine koyamama deliliğinin etkisiyle, işlenmekte olan akılalmaz cinayetler, bölgemiz ve dünya genelindeki terör ve savaşlar bunun kanıtı değil midir?
EGO, belki bütün canlilar için geçerli demeyeyim de, yalnızca biz iki ayaklılar için ilkel, acımasız ve korkunç bir silahtır.
Masum masum oynarken, mızıkçılık çıkaran, önce diliyle ve sonra eylemleriyle kapışan çocuklardan daha beter desek bazı dünya liderleri ve uluslar için..
Haksızsın damgası yemiş olur muyuz?
İşte uygarlığın çirkin ve hortlak yüzü..
VİCDAN ya da SÜPER EGO denilen ve adına da tam yakışacak UYGAR'LIK, güdük kalan bir uzuv olmaktan öteye geçemedi henüz.
Çirkin ve kirli yüzlü hortlaklar dünyanın sonunu getirmek için birbirleriyle yarış halinde..
Ve tedavileri de pek mümkün olmayacak..