Kasım seçimlerinin ardından aslında bir hareketlilik yaşanıyor. Ardından ilan edilen OHAL ile yeni oluşumlar geri vites yaptılar gibi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ismi ile seslendirilen bir oluşum var. Davutoğlu ve Abdullatif Şener gibi ve Akp içerisinde aktivasyonunu yitirmiş isimlerden bahsediliyor. En son referandum da eski partisiyle aynı görüşte olmadığını tavır olarak sergileyen Abdullah Gül böyle bir oluşum için harekete geçer mi, geçmez mi Allah bilir.
Yine referandum öncesinden başlayan Meral Akşener hareketi Milliyetçi Hareket içerisinde dalgalanmalara neden oldu. Referandum sonrasında da dinamik durumda. Meral Akşener referandum öncesi tavrıyla bazen kaba kuvvetle bazen ikna metodu ile müdahalelerle sindirilmeye çalışıldı çalışılıyor.
Akp karşıtlığı ve Milliyetçi söylemleriyle Akşener Milliyetçi cephede karşılığı olan bir isim. Bakalım partileşme sürecinde nasıl ve kimlerle harekete geçecek Allah bilir.
Sol kanatta da Fikri Durmuş Sağlar ismi ile bir kıpırdanma var. Ancak Fikri Durmuş Sağlar ve arkadaşları referandum sürecinde asice konuşmalarıyla yaptıkları özel toplantılarla bazı kesimlerin nefretini kazandılar. Deniz Baykal’ın Abdullah Gül’ü yeni süreçte Türkiye’nin başında görmek istedikleri isimlerden birisi olduğunu söylemesi de kafaları karıştırdı.
Bir diğer cephe ise Milli Görüş. Siyasi arenada Milli söylemlere oldukça ihtiyaç var. Erbakan sonrasında Milli Görüş kendi içerisinde bazı usulsüz uygulamalarla gündemde. Erbakan ailesine karşı akıl almaz bir karalama kampanyası yapılıyor. Hatta Oğuzhan Asiltürk konuşmalarında, bulduğu her fırsatta Erbakan Hoca’yı ‘davaya ait bir miktar parayı ve bazı malları zimmetine geçirdi, evlatlarının üzerine yaptı, bu nedenle kabir azabı çekmekte’ demeyi ihmal etmiyor.
Hal böyle olunca Erbakan ailesi Fatih Erbakan öncülüğünde Prof. Dr. Necmettin Erbakan Vakfı’nı kurdu. Erbakan Vakfı Türkiye de 73 ilde temsilciliğe ulaştı. 400’ün üzerinde ilçe kurulmuş vaziyette.
Temel Karamollaoğlu kısa bir süre önce Saadette genel başkan seçildi. O süreçte Fatih Erbakan’a il ve ilçe temsilciliklerinizi kapatıp sadece genel merkez kalmak kaydıyla Saadette yönetimde yer alabilirsiniz, teklifinde bulunmuştu. Bu teklif o gün masum gibi görünüyordu. Şimdi anlaşılıyor ki teklif aslında masumca değil.. Nasıl mı?
Siyasi bir parti kurulabilmesi için belirli sayıda teşkilatlanabiliyor olmak gerekiyor. Fatih Erbakan’ın genel başkanlığında Erbakan Vakfı Türkiye genelinde bu seviyede. Hatta yurt dışında da sevenleri oldukça fazla!
Fatih Erbakan gittiği her yerde merhum babası Necmettin Erbakan vesilesiyle oldukça seviliyor. Zira bu çağda tüm dünyada ismi bilinen bir aileden geliyor. Sonrasında ise Fatih Erbakan konuşmasını tamamladıktan sonra birden gönülleri feth ediveriyor.
Türkiye de Erbakan ismi siyasetle özdeşleşmiş durumda. Şayet Fatih Erbakan siyasete girmeyecek olsa bile herkes bir adım geri çekilmek suretiyle Fatih Erbakan’ı önde bırakacaktır.
Fakat Fatih Erbakan şartların oluşmasıyla bizim kanaatimize göre;
s i y a s e t e g i r e c e k t i r !
Şartların oluşması ne demek?
Türkiye yanıyor. Daha ne bekleniyor. Refahın vakti geldi. Gibi söylemlerdense, Fatih Erbakan’ı bir dinleyin bakalım ne anlatıyor ; ‘Erbakan Hocamız ne dediyse biz aynısını diyoruz, Erbakan Hocamızın bıraktığı yerden devam ediyoruz, Erbakan D 8’i kurdu, biz bir sonraki adım D 60’ı kuracağız, Ayasofya da 3. Şükür namazını kılan biz olacağız. Siz de biz de bunu inşallah gözlerimizle göreceğiz..’
Ve diyor ki, ‘sen olsanda olmasanda bu dava zafere ulaşacaktır, gel de kendini kurtar’
Görünen o ki, Türkiye de yeni bir siyasi oluşum için ‘en hazır topluluk Fatih Erbakan’ ismi etrafında toplananlar.
En doğrusunu Allah bilir.