"Ne ilgisi var" demezsiniz umarım.1989 yılında Kültür Bakanı olduğumda o yılı Bakanlık etkinlikleri açısından TUTUMLULUK KÜLTÜRÜ YILI olarak açıkladım. Birçok etkinlik yaptık. Bu arada bir kitabı kendi akçamla satın alıp birilerine verdim. TBMM'de TV'de yaptığım konuşmalarda da o kitaptan alıntılar anlattım.
Kitabın adı SONY, yazarı Akio Morita...
Japon Mucizesi denilir. Temelinde Japon Kültürü var diye anlatılır.
Anlatılır da açıklaması yapılmaz. İşte A. Morita o eksiği tamamlıyor. İki kavram ile Japonya mucize denilen kalkınmayı gerçekleştirdi:
1.Jamota Damaşi (Japon Ruhu, Japonluk Bilinci)
2.Mottaynay (Tutumluluk İnancı) İnancı diyorum. Konu inançla ilgili...
Japonlara göre bir bardak su bir avuç darı Yaratıcının insanlara bağışıdır. Onlara boşa harcamak büyük günahtır.
İşte bu inancın oluşturduğu kültür tasarrufu, tasarrufta yatırımları sağlamıştır.
Maks Weber de Sanayi Kapitalizminin temelinde Püriten Ahlakını bulmamış mıydı..."Çalışmak üretmek kazanmak sevap, harcamak günah..." Gelsin tasarruf gelsin kazancın yatırıma aktarılması... Ardından B. Britanya Dünya Egemenliği...
Bir de bize bakalım.
Önce ANDIMIZ’daki 'VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN' sözlerini bir de bu açıdan düşünelim. Varlığını Ulusunun varlığına armağan eden bireylerden oluşan bir toplumun ortaya koyacağı olağanüstü gelişmeden her birey de yararlanmaz mı? İşte Japonya örneği.
Tutumluluk örneğine gelince…
Tabağımıza yiyeceğimiz kadar alıp, bir pirinç tanesinin bile atılmasına "günah" diyen analarımız bu bilinci nerden alıyor?.. Ya yolda bulduğu ekmek parçasını saygıyla güvenli bir yere koymak alışkanlığının kaynağı neydi?
Bir İslam’ı referans aldıklarını söyleyen siyasetçilerin savurganlıklarına bakın, bir de İslam’ın kurallarına.
Bütün savurganlıklar haramdır. Savurganlar şeytanın kardeşleridir.