Su insandan çektiğini kimseden çekmiyor desek yeridir.
"Su hayattır" genel düstur olduğuna dair umarım bir ihtilaf yoktur.
Madem su hayattır ve insan yaşamının devamı buna bağlı ise; içilebilir su kaynaklarımız ne durumdadır! Gereken özeni gösteriyor muyuz?
İçileblir kaynak sularımızın yüzde doksan üzerinde yabancı firmalara satıldığını çok defa yazdım. Hiç bir yetkiliden tık yok! Bu konu ölüm sessizliğine bürünmüş durumda.
On yirmi yıl önce çekilmiş piyasaya sürülmüş Hollywood yapımı filmlerde zaman zaman bu günlerde yaşanan covit salgını, bilgi teknolojileri gibi konularda izlediğimiz filmlerde tam da bu günlerin anlatıldığını izler ve "abi adamlar bunları yirmi yıl önce görmüşler" demiyor muyuz? İçilebilir su konusunda da Hollywood yapımı filmler izlemiyor muyuz? Filmlerde dünyanın susuzluktan kırıldığını bir avuç insanın insanlıktan çıkmış şekilde hayatta kalmaya çalıştıkları anlatılmıyor mu!?
Yaptıkları filmlerde anlattıkları çok özel öngörü olmayıp kendi yaptıklarının olası sonuçlarından ibarettir.
Su kaynaklarının yabancılara satılması gibi akıl almaz su ihanetini bir kenara bırakacak olursak içilebilir su kaynakları bakımından Türkiye'nin bilinenin aksine aslında içilebilir su fakiri olduğunu öğrenmemiz ve derhal hiç beklemeden tedbirler alınması gerekmektedir.
Suyun düşmanları kimlerdir, nelerdir?
İçilebilir suyun düşmanları;
Çok su isteyen tarım ürünleri. Bunların başında PAMUK üretimi gelir. Bir su uzmanından dinlemiştim. Türkiye'de üretilen bir kilo pamuğun parasal karşılığının pamuk için kullanılan suyun bedelinden daha az olduğunu duyunca hayretler içinde kalmış ve hocaya sormuştum; bu işi neden yapıyoruz? Neden pamuk ekiyoruz diye.
Pamuk üretiminde sulamada kullanılan suyun dışında tekstil ürünlerinin örneğin kot yıkamasında kullanılan suyun öyle böyle olmadığı gibi. Kullanılan suyun KİMYASAL ZEHİRLE bırakın yıkamada kullanılan suyun israfını, kullanılan suyun derelere deşarj edilmesi ile yeraltı sularının da kimyasal zehirle zehirlendiği bilinen bir gerçektir.
Mucize bitki KENEVİR hani ABD’nin ekimini yasaklattığı fakat kendisinin ektiği kenevir…
Kenevir 300 üzerinde ürünün hammaddesi. Mucize bitki. Mesela kağıt üretiminde ağaçtan yirmi kat daha verimli. Kenevir ilaç yapımından kumaş yapımına akla gelmeyecek alanlarda hayati öneme sahip mucize bitki.
Ekimi bırakın yasaklanmasını çiftçi özendirmeli. Çiftçinin ürünleri değerlendirilmeli. Sadece pamuğa alternatif değildir. Pek çok ürünün alternatifidir.
Türk televizyonlarında ilk defa hazırlayıp sunduğum Vizyon programında gündeme getirmek bana nasip oldu. Uzun süre hemen bütün programlarımda kısa da olsa bahsedildi, önemi anlatıldı. Sonra başka TV ve gazeteciler konuya zaman ve yer ayırdılar. Emeği geçenlere şükran duyarız. Şimdi sıra devlette, Kenevir'e sahip çıkmalı ve strateji geliştirmeli. Sulama ve iklim üzerine çok olumlu katkıları gözardı edilmemeli.
Tarım alanlarında VAHŞİ SULAMA neticesinde hem toprakların TUZLANMASI hem de gereğinden çok fazla kullanım ile suyun israfıdır. Oysa damlama su ile hem tarım alanlarının topraklarının verim kaybının önüne geçilecek hem de misli misli verimsiz olarak kullanılan suyun kullanılmasının önüne geçilmiş olacaktır.
Su hayattır
Su üretilemez
Su kaynakları bakımından zengin olmayan ülkemizde suya özen göstermeliyiz. Suya saygılı olmalıyız.
Suyu koruyan tarım yapılmalı. Suyu koruyan sanayi kurulmalı.
Hep merak etmiştim tekstil üretiminden Avrupa neden çekildi, neden tekstil fabrikalarının eski teknoloji makinalarının Türkiye'ye satışlarını. Şimdi anlıyor muyuz Avrupa neden vazgeçmiş ve fabrikaları Türkiye'ye satmış.
Su hayattır ve su üretilemez içme sularımıza sahip çıkmak kendimize ve gelecek nesillere borcumuzdur.
Vesselam.