Selem Senedini önemini bir tek yazıyla anlatamayacağımı biliyorum. Zira öğrendiğinizde ve bir de kullanmaya başladığınızda dünyanın nasıl etkileneceğini göreceksiniz.
"Selem; para peşin, mal veresiye yapılan senetleşmedir". Yani birkaç ay sonra üretilecek domates, buğday, peynir, kumaş gibi ürünlerin, o günkü piyasa değerinden daha düşük bir fiyatla satılıp peşin parası alınarak, karşılığında taahhüt edilen ürünün üretildikten sonra teslim edilmesi/ödenmesidir.
Bu durumda peşin para veren alıcı /tüketici ucuza mal almış olacak. Bu parayı tüketiciden veya bankadan peşin ve faizsiz kredi olarak alan üretici ise üretimi gerçekleştirmek ve işini genişletmek imkanını bulacaktır. Ancak, selemin faiz şüphesinden uzak kalması ve meşru sayılması için şu şartları taşıması gerekir: Para peşin ödenmeli, ürünün ise en az bir ay sonra verilmesi şartı olmalıdır. Ödenen paranın cinsi ve miktarı açıkça belirtilmeli; 35 Cumhuriyet Altını-1000 Dolar-800 Euro-200 bin TL gibi. Parası ödenen malın cinsi, miktarı, kalitesi, nev’i, ve tarafların belirteceği ürünün özellikleri açıkça yazılmalıdır. Ürünün ne zaman, nerede, ne koşullarda teslim edileceği de yazılacak. Selem senedine yazılan iki bedelin, para ve ürün aynı cinsten olmamalıdır. Aynı zamanda ürünün kararlaştırılan yerde ve mevsiminde bulunabilir olması gerekir. Karaborsanın önlenmesi için bu şart önemlidir.
Faiz sisteminden koruna-bilinmesi için de bazı şartlar vardır: - Selemin mutlaka yazılması “selem senedi veya sipariş senedi” şeklinde olmalı, - Bu senedin devlet teminatı altında bulunması, yani resmi olması gerekir,
- Selem senetlerinde alacaklı değil, sadece borçlu belirtilmeli, ticarette başkaları da paraf ederek kullanabilmeli, - Selem senetleri “HAMİLİNE” şeklinde düzenlenmeli,
- Taahhüt edilen malın belirlenen yer ve zaman, miktar ve nitelikte teslim edilmemesi halinde bunu tazmin etmek üzere yeterli bir ipotek alınmalı ve teminat gösterilmelidir, - Selemle satışa konu olan malın şartlara ve standartlara uygunluğunu kontrol edecek bir teşkilatın/kurumun bulundurulması gerekir.
Faizle Selem’i bir tutanlar/düşünenler için soru işaretlerini giderelim. Olması gereken, "para parayı doğurur" değil, "para, emek ve üretmenin karşılığıdır" düsturudur. Faiz, çalışmadan veya üretmeden, başkalarının kazancını ve hakkını sömürmek, başka bir ifadeyle "üretmeden tüketme hakkı elde etmek" demektir ki, bu açık bir haksızlık ve bir nevi hırsızlıktır. Aslında kişi; parası karşılığında faiz veren bankacının yakasına yapışarak, “sen kimin hakkını bana veriyorsun,” demeli/diyebilmeli.
Faizle Selemin farkına gelince:
Faiz, malı önceden alıp parasını sonradan ödemek şeklinde olduğu için vade farkından dolayı fiyatlar artıyor ve enflasyonu körüklüyor. Selemde ise parayı peşin verip mal sonradan alındığı için fiyatları düşürüyor ve enflasyonu önlüyor. Faiz, daha parasını ödemeden ve karşılığında bir şey üretmeden önce "peşin tüketim" yaptırıyor. Böylece "borçlu yaşama" düzenini doğurup, ekonomik dengeyi bozuyor. Selemde ise önce parası ödeniyor, tüketim sonraya bırakılıyor. Böylece hem üretime destek verilip teşvik ediliyor, hem de "dengeli yaşama düzeni" kuruluyor. Selem (Sipariş) senedi " malı " temsil ediyor. Bugünkü senetler ise "para" yerine geçtiği için mevcut para değerini ve alım gücünü düşürüyor. Faizli krediler, işletmeyi küçültür, üretimi düşürür ve işsizliği artırır. Selem kredisi ise tam aksine işletme kapasitesini büyültür, üretimi artırır ve işsizliği önler. Selem senetleri zaten "Hamiline" (taşıyana) yazılı olduğu için, paranın değerini düşürmeden, icabında para gibi işlem görür. Piyasada para miktarı yazan ne kadar senet varsa insanlarımız o kadar borçlu demektir. Buna nazaran senede mal yazılırsa o kadar üretim yapılması gerekmektedir. Yani piyasada Selem Senetlerinin çok olması üretimin artması işsizliğin yok olması ve borçsuz yaşam anlamına gelir.
Selem senedi yoluyla faizsiz kredi bulabileceği için hiç kimse faizli krediye yönelmeyecek eline geçen üç kuruş parasını bankalara/faktöringlere(çağdaş tefecilere) yama yapmayacaktır. Yani sadece "selem müessesesi" bile faiz yuvalarını kurutmaya yetecektir.
"Atom bombasıyla” sarsamayacağınız, Siyonist-emperyalist sömürü/faiz sistemini “Selem Senediyle” yıkabilirsiniz.. (Prof. Dr. NECMETTİN ERBAKAN)
O'nun bu sözü asla yabana atılmayacak, gayet ilmi ve insani bir gerçeğin ifadesidir.
Sağcılar-Solcular-İslamcılar, siyonist / emperyalist dünyadan şikayeti olanlar; Ciddiyseniz buyurun başlayalım.
"Selem; para peşin, mal veresiye yapılan senetleşmedir". Yani birkaç ay sonra üretilecek domates, buğday, peynir, kumaş gibi ürünlerin, o günkü piyasa değerinden daha düşük bir fiyatla satılıp peşin parası alınarak, karşılığında taahhüt edilen ürünün üretildikten sonra teslim edilmesi/ödenmesidir.
Bu durumda peşin para veren alıcı /tüketici ucuza mal almış olacak. Bu parayı tüketiciden veya bankadan peşin ve faizsiz kredi olarak alan üretici ise üretimi gerçekleştirmek ve işini genişletmek imkanını bulacaktır. Ancak, selemin faiz şüphesinden uzak kalması ve meşru sayılması için şu şartları taşıması gerekir: Para peşin ödenmeli, ürünün ise en az bir ay sonra verilmesi şartı olmalıdır. Ödenen paranın cinsi ve miktarı açıkça belirtilmeli; 35 Cumhuriyet Altını-1000 Dolar-800 Euro-200 bin TL gibi. Parası ödenen malın cinsi, miktarı, kalitesi, nev’i, ve tarafların belirteceği ürünün özellikleri açıkça yazılmalıdır. Ürünün ne zaman, nerede, ne koşullarda teslim edileceği de yazılacak. Selem senedine yazılan iki bedelin, para ve ürün aynı cinsten olmamalıdır. Aynı zamanda ürünün kararlaştırılan yerde ve mevsiminde bulunabilir olması gerekir. Karaborsanın önlenmesi için bu şart önemlidir.
Faiz sisteminden koruna-bilinmesi için de bazı şartlar vardır: - Selemin mutlaka yazılması “selem senedi veya sipariş senedi” şeklinde olmalı, - Bu senedin devlet teminatı altında bulunması, yani resmi olması gerekir,
- Selem senetlerinde alacaklı değil, sadece borçlu belirtilmeli, ticarette başkaları da paraf ederek kullanabilmeli, - Selem senetleri “HAMİLİNE” şeklinde düzenlenmeli,
- Taahhüt edilen malın belirlenen yer ve zaman, miktar ve nitelikte teslim edilmemesi halinde bunu tazmin etmek üzere yeterli bir ipotek alınmalı ve teminat gösterilmelidir, - Selemle satışa konu olan malın şartlara ve standartlara uygunluğunu kontrol edecek bir teşkilatın/kurumun bulundurulması gerekir.
Faizle Selem’i bir tutanlar/düşünenler için soru işaretlerini giderelim. Olması gereken, "para parayı doğurur" değil, "para, emek ve üretmenin karşılığıdır" düsturudur. Faiz, çalışmadan veya üretmeden, başkalarının kazancını ve hakkını sömürmek, başka bir ifadeyle "üretmeden tüketme hakkı elde etmek" demektir ki, bu açık bir haksızlık ve bir nevi hırsızlıktır. Aslında kişi; parası karşılığında faiz veren bankacının yakasına yapışarak, “sen kimin hakkını bana veriyorsun,” demeli/diyebilmeli.
Faizle Selemin farkına gelince:
Faiz, malı önceden alıp parasını sonradan ödemek şeklinde olduğu için vade farkından dolayı fiyatlar artıyor ve enflasyonu körüklüyor. Selemde ise parayı peşin verip mal sonradan alındığı için fiyatları düşürüyor ve enflasyonu önlüyor. Faiz, daha parasını ödemeden ve karşılığında bir şey üretmeden önce "peşin tüketim" yaptırıyor. Böylece "borçlu yaşama" düzenini doğurup, ekonomik dengeyi bozuyor. Selemde ise önce parası ödeniyor, tüketim sonraya bırakılıyor. Böylece hem üretime destek verilip teşvik ediliyor, hem de "dengeli yaşama düzeni" kuruluyor. Selem (Sipariş) senedi " malı " temsil ediyor. Bugünkü senetler ise "para" yerine geçtiği için mevcut para değerini ve alım gücünü düşürüyor. Faizli krediler, işletmeyi küçültür, üretimi düşürür ve işsizliği artırır. Selem kredisi ise tam aksine işletme kapasitesini büyültür, üretimi artırır ve işsizliği önler. Selem senetleri zaten "Hamiline" (taşıyana) yazılı olduğu için, paranın değerini düşürmeden, icabında para gibi işlem görür. Piyasada para miktarı yazan ne kadar senet varsa insanlarımız o kadar borçlu demektir. Buna nazaran senede mal yazılırsa o kadar üretim yapılması gerekmektedir. Yani piyasada Selem Senetlerinin çok olması üretimin artması işsizliğin yok olması ve borçsuz yaşam anlamına gelir.
Selem senedi yoluyla faizsiz kredi bulabileceği için hiç kimse faizli krediye yönelmeyecek eline geçen üç kuruş parasını bankalara/faktöringlere(çağdaş tefecilere) yama yapmayacaktır. Yani sadece "selem müessesesi" bile faiz yuvalarını kurutmaya yetecektir.
"Atom bombasıyla” sarsamayacağınız, Siyonist-emperyalist sömürü/faiz sistemini “Selem Senediyle” yıkabilirsiniz.. (Prof. Dr. NECMETTİN ERBAKAN)
O'nun bu sözü asla yabana atılmayacak, gayet ilmi ve insani bir gerçeğin ifadesidir.
Sağcılar-Solcular-İslamcılar, siyonist / emperyalist dünyadan şikayeti olanlar; Ciddiyseniz buyurun başlayalım.