Sezgi insanın potansiyel olarak sahip olduğu bir yetenektir ama herkeste açığa çıkmaz. Çoğu kişi sezginin ne olduğundan bihaberdir ve bu yüzden bu harika yeteneği kullanamaz. Sezgileri kullanmak hayata kolaylık, pratiklik sağlar ve yaratıcılık, neşe, heyecan, eğlence katar.
Ama hepimiz yetişkinler olarak sezgilere önem vermemişiz ve güvenmeyi bırakmışız, bu da körelmesine neden olmuş.
Sezgiler çocuklukta daha aktiftir. Sezgiler sağ beyin aktivitesidir ve çocuklukta sağ beyin daha aktiftir. Daha sonra okul hayatı ve ezber bilgiler sol beyini daha aktif kullanmayı gerektirir ve sağ beyin körelir. Sağ beyin müzik, şiir, şarkı, dans, resim yeteneği ile bağlantılıdır. Sezgiler çocuk büyüyüp yetişkin oldukça kullanılmamaya başlar ve okulda sanatla ilgili aktiviteler hiç yok denecek kadar az ise veya önem verilmiyorsa gittikçe körelir. Oysa sezgilere göre yaşamak hayata heyecan ve gizem katar. Sezgilerimizi fark edip, onlara güvendikçe ve kullandıkça gelişmeye başlar.
Sezgiler ile birçok konuda doğru zamanda doğru kararlar alabiliriz. Saatlerce düşünüp taşınıp, analiz ederek aldığımız karar ise yanlış olabilir. Sezgileri kullanmak bize hem zaman kazandırır hem de bizi korur. Nasıl mı?
Örneğin, içime doğdu derler ya, işte o sezgidir. İçine doğuyor ama nedenini bilmiyor. Örneğin; İçinden bir ses “araba ile gitme işe bugün” diyor. O sese güvenip işe arabayla gitmiyor ve o gün o saatte o güzergâhta bir kaza olduğunu sonradan öğreniyor. Gitseydi kaza yapacaktı.
Dünya Değişim Akademisi’nde “Sezgili Olma Sanatı” Değişim Programı bize tekrar sezgilerimizle bağlantı kurmayı, keşfetmeyi, geliştirmeyi ve yaşamımıza sezgileri dâhil etmeyi öğretiyor.
8 seanstan oluşan her bir çalışma, sezgi hakkında yeni bir görüş açısı ortaya koyan teorik bilgilendirme, ardından nefes ve hareket içeren etkili pratik tekniklerden oluşuyor.
Bu çalışmalarla, sezginin iç rehberliğinden nasıl faydalanacağınızı anlayacaksınız. Sezgisel farkındalığınız gelişecek ve sezgilerinizi kullanarak hayatınıza anlam kazandıracaksınız.