Bodrum’da adayları dinlemeye devam ediyorum. Seçim bürolarının açılışına gidiyorum. Söylenenlere kulağımı iyice kabartıyorum ki, ilginç ve önemlilerini sizlere de aktarayım.
Şimdiye kadar Mehmet Tosun’u, Ahmet Acar’ı, Dr. Tahir Ateş’i izledim. DSP’li Necati Utkan ile HDP’nin bildirisine ancak ulaştım. Utkan’ı iyi tanırım, çok değerli bir kişiliğe sahip emekli büyükelçidir. HDP’nin Başkan adayının izini ise bir türlü bulamadım. Ama haksızlık olmasın diye, bu partinin yerde rastladığım bildirisinden de özet alıntı yapacağım. Demokrat Partinin adayı Halil İbrahim Kaynar’ın büyük fotoğraflı ve mebus yeminine benzer metniyle kaplı otobüsüne ise, birkaç kez yollarda rastladım ama, kendisini hala göremedim.
Adayların çoğunun konuşmaları ve projeleri birbirine çok benziyor. Ama en hazırlıklı olanı, grafik ve kitaplarıyla Mehmet Tosun. CHP Adayı Ahmet Aras ise, politikaya yeni atılmasına rağmen gösterdiği performans ve düzgün hitabetiyle beni şaşırttı doğrusu. Ayrıca imar ve kentin kimliği konusundaki cesur sözleri, dinleyene parmak ısırtıyor. Tosun’un tecrübesi, Aras’ın cesareti ve AKP’li Tahir Ateş’in sakin ve akıllı değerlendirmeleri, Bodrum’un çok işine yarayacak gibime geliyor.
Dr. Tahir Ateş aslında samimi, iyiniyetli ve açıksözlü ama, bilinen nedenlerle maça 3-0 mağlup başlıyor. Ağzıyla kuş yakalasa, başkanlığa oturması mümkün değil. Ama olsun, yine de iyiniyetle çalışıyor, kimseye sataşmıyor, kimseyle dalaşmıyor, hatta tüm rakiplerine başarılar diliyor. Ona göre, Bodrum’un tüm sorunlarının süratle çözümü için Ankara’nın, yani iktidarın desteği şart. Bu yüzden, belediye hizmetlerinden çok şikayetçi olan halkın, kendisine oy vereceğine inanıyor. Yarım kalan yeni hastanenin bitirilemeyişini de, zemindeki çatlaklara bağlıyor. Fore kazıklar çakılırsa eğer, hastane kısa zamanda devreye girebilir. Öyle söylüyor doktor bey…
Bodrum’da kendisini tanıyan çok. Hayli doğum yaptırmış hanımlara. Ayrıca eşi de doktor ve Devlet hastanesinin başhekim yardımcısı. Bana nezaket ziyaretine geldiler. Tanımaktan çok memnun olduğumu söylemeliyim. Ben insanlara partilerine, düşüncelerine değil, gönüllerine ve samimiyetlerine bakarak değer veririm. Dr. Ateş de böyle biri işte.
Mehmet Tosun’u iyice tanıyoruz artık. Adayların içinde mahalli idareler, şehircilik ve kamu yönetimi konusunda iki yüksek lisansa sahip bir harita mühendisi. O nedenle işi iyi biliyor. Kendisine güveni tam, herkesle diyalogları iyi, Ankara ve Büyükşehirle uyumlu çalışarak Bodrum’un sorunlarını halkla iç içe ve katılımcı demokrasiyle kolay ve çabuk çözeceğine inanıyor. Altyapıyı yapacağını, ancak kontrollü yapılaşmaya izin vereceğini, çöp sorununu çözeceğini, atık eylem planıyla sıfır atık noktasına varacağını, araç trafiğini düzelteceğini, motorsiklet ve bisiklet yolları yapacağını, arkeolojik değerleri gün yüzüne çıkaracağını, kiliseler ve şapellerle tarihi sarnıçları onarıp ayağa kaldıracağını söylüyor.
CHP’li Aday Ahmet Aras da benzer hedefler gösteriyor ama farklı şeyleri gündeme taşımaktan da çekinmiyor. Örneğin, kentin altyapısını tamamlamadan artık inşaatlara izin verilmemesi gerektiğini, kimseden çekinmeden anlatıyor. Şehri eski kimliğine kavuşturacağını, renklerini mavi beyaza dönüştüreceğini, bütün şehri begonvil ve zakkumlarla süsleyeceğini, kente yeşil meydanlar kazandıracağını sağlam cümlelerle ifade ediyor.
Mehmet Tosun turizm sezonunu uzatacağını, Bodrum çarşısının kalitesini arttıracağını, işyeri enflasyonuna son vereceğini, nitelikli eleman yetiştireceğini, dar gelirliye konut yapacağını, mahalle pazarlarını modernleştireceğini, Güvercinlik’ten başlayarak yarımadanın tüm anayolları üzerindeki aydınlatmaları tamamlayacağını, peyzaj çalışmalarını başlatacağını, tüm binaların dış cephe ve çevre düzenlemelerini elden geçireceğini, kadınlara koruma evi, çocuklara kreş, yaşlılara huzurevi ve yaşam merkeziyle gençlere gençlik merkezleri ve spor tesisleri yapacağını uzun uzun anlatıyor.
Ahmet Aras, sahaya geç inmenin avantajını da yaşamıyor değil. Çünkü rakiplerin malzemelerini iyi değerlendiriyor ve kendi kampanya eksiklerini zahmetsiz tamamlıyor. Dr. Tahir Ateş de öyle. Onu da dinlediğinizde, tıpkı Tosun ve Arar’ın anlattıklarını tekrarlıyor gibi. Onlardan farklı söylediği en önemli şey, eğer seçilirse Bodrum’da hayatın aynen, bozulmadan ve yaşam koşullarında en küçük bir değişiklik olmadan ve kimseyi huzursuz ve rahatsız etmeden süreceği…
Ahmet Aras ile Mehmet Tosun, çok konuda olduğu gibi su konusunda da aynı düşünüyorlar. Kullanma suyunu arıtıp, bahçe ve park sulamalarında değerlendirecekler. Daha yazılacak çok şey var ama, sayfalar yetmez.
Onun için biraz da DSP’li Necati Utkan ve HDP’nin bildirilerine göz atalım. Emekli Büyükelçi Utkan, Bodrum’la ilgili projeleri arz ve talep şeklinde ikiye ayırıyor. Halk talep edecek, belediye yapıp arzedecek. Bunun için her beldeye birer temsilci atanacak ve mahalle Meclisleri oluşturulacak. Ayrıca ikametgah belgesi esasına dayalı bir referandum sistemini de devreye sokacaklar. Yani yapılacakları halka sorup onayını alacaklar. İlginç bir yaklaşım değil mi?
HDP ise şeffaf bütçe istiyor. Konutlarda suyun ücretsiz verileceğini, yağmur sularının değerlendirileceğini, tüm plajların halka ücretsiz açılacağını, endemik bitkilerin koruma altına alınacağını, tek bir ağacın bile kesilmeyeceğini belirtiyor. Ayrıca Bodrum’un konuta doyduğunu, kent kimliğinin korunacağını, kültür ve sanat etkinliklerini yaz-kış devam ettireceklerini, şehri çöp ve çöplükten kurtaracaklarını, toplu taşımaya ağırlık vereceklerini, okul ve hastanelere ulaşımın ücretsiz olacağını söylüyor HDP’liler ve Bodrum’u halkla birlikte yöneteceklerini, rantçı değil toplumcu bir belediye kuracaklarını ifade ediyorlar.
Şimdilik bu kadar. Adayları izlemeye devam edeceğiz.