Bursa Arena E'Gazete
2024-05-16 02:14:03

Nürnberg’de Bir Müzede…

ALPER ŞİRVAN

16 Mayıs 2024, 02:14

2002 yılında Türk-Alman Özürlüler Entegrasyon Derneği’nin davetlisi olarak gittiğim Nürnberg’de iki hafta geçirdim. Bu süre zarfında şiirlerimi ve 90’ların sonunda bilgisayarda yapıp sergilediğim şiirli resimlerimi sergi ve şiir geceleriyle Alman kamuoyuyla paylaşma fırsatı buldum.

Bu vesileyle başta derneğin başkanı Kamile Erdemir, eşi Mehmet Erdemir ve aileleri olmak üzere etkinlikte yer almasına karar verdiğim şiirlerimi bir yıllık süreçte titizlikle Almancaya çeviren sosyolog Meral Akkent hocama tekrar teşekkür etmek isterim.

Nürnberg’de geçirdiğim iki haftadan edindiğim farklı ve yoğun izlenimler olmakla beraber ben bu yazımda sizlerle ziyaret ettiğim “Dokumentationszentrum – Dokümantasyon Merkezi” adlı müze ve oradaki izlenimlerimden bahsetmek istiyorum.

Bildiğiniz gibi Nürnberg hem Nazi Almanya’sı için hem de sonrasında dönemin suçlularının yargılandığı uluslararası mahkemelere sahne olması adına önemli bir yer.

Almanlar, Hitler döneminde Reichsparteitagsgelände yani Nazi Partisi Toplantı Alanı olan bu stadyumu andıran ovale yakın yapıyı öncesi ve devamıyla Hitler döneminin anlatıldığı, çepeçevre yapılan uzun turdan sonra başlangıç noktasına geldiğiniz bir müzeye çevirmiş.

İtiraf etmeliyim ki bu müzeyi ziyaret etmeye giderken belirli ön yargılarım ve bunlara bağlı olarak göreceğim şeyler konusunda farklı beklentilerim vardı.

Bunu olabildiğince kısaltarak ifade edersem “Hitler dünyanın gördüğü en büyük cani ve katillerdendir ve ona bu fırsatı veren biz Almanların da yatacak yeri yoktur” gibi bir tema bekliyordum.

Ama öyle olmadı tabi…

Hitler´in bir kongre binası olarak başlattığı, ama çatısını çatıp bitiremediği bu binada belgeler Fazination und Gewalt (Hayranlık ve Güç) ana temasıyla sergilenmekte…

Yanı sıra…

Güç ve hayranlık arasındaki ilişki nedir, neden insanlar gücü eline geçirenin peşinden giderler, neden bazı durumlarda galeyana gelirler ve insanlık dışı işler yapar ya da destekler?

Dünyada neden diktatörler ve hayranları eksik olmaz? Gücün büyüsü kaldırılırsa, yeni hayranlar engellenebilir mi?

…gibi sorular ele alınmakta.

Bununla birlikte Nazi mimarisi, Hitler’in hitap şekli, Nazi Partisinin kongresi sırasında kongre binasının yanında bulunan alanda askeri geçit törenlerinin mizanseni, Nazi ideolojisinde revaçta olan müzik türleri, giyim çeşitleri, sanat gibi noktalarla bu sorulara cevap aranmaya çalışılıyor.

Eski binayı bozmadan çelik ilavelerle erişilebilirliği de göz önünde tutarak ziyaretçilerin o günleri yaşayacakları bir ortam sağlandığını gördüm.

Ayrıca müzeyi gezerken girişte verdikleri seyyar telefonlardan ister Almanca ister İngilizce gezdiğiniz bölümler hakkında bilgi alıyordunuz 2002’de. Şimdi nasıldır bilmiyorum. Hangi resme ya da filme bakıyorsanız, onun kod numarasını tuşladığınızda o resim hakkında bilgiyi dinlerken fonda hep Hitler ve savaş gürültüleri işitilmekte…

Müzede bu filmler bölüm bölüm farklı mekanlarda devam ediyor ve Nazilerin yargılandıkları Nürnberg duruşmaları ile son buluyor.

Görüntülerin çoğu orijinal ve o dönemde çekilmiş.

Yalnız ilk bölümdeki bugünle o günler arasında geçişlerin bulunduğu bir film dikkat çekiciydi.

Biri kız diğeri erkek iki Alman genci Hitler ‘in konuşma yaptığı meydanda kaykayla gösteri yapıyorlar. Bu gençlerin, savaşta ölen gençlerle aynı yaşlarda oldukları anlaşılıyor. Binanın kapısına gelip açtıklarında birden görüntü değişip Hitler ve kusursuz bir sıra ile dizilmiş askerlerini görüyorsunuz. Bugünün gençlerinin kaykay gösterileriyle, savaş sırasında bombalanmış Nürnberg‘in yıkılmış halini gösteren orijinal filmler arasında geçişli görüntüler yansıyor ekrana. En sonunda günümüze dönüşle film bitiyor.

Görüntülerden de verilmeye çalışılan mesajdan da etkilenmiş olmalıyım ki o günlerde kaleme aldığım günlükte bu kısmı böyle detaylı yazmışım.

Yer yer zemine yerleştirilmiş camlı bölmelere parçalanmış miğferler, el bombaları, dönemin değersiz Alman markı banknotları (mesela 50 milyon marklık banknot görmüştüm) ve değişik savaş kalıntıları…

Müzede o yılların Almanya’sında canice işlenen suçlar da var.

Hitler ve peşinden sürüklediği kalabalıklarla güç bulan Nazilerin sadece Yahudileri değil üretime katkı yapamayacağı düşünülen engelliler, yaşlılar ve farklı cinsel tercihleri olanları da aynı akıbete uğrattıklarını görüyoruz.

Tabi bunların dışında muhalif olanların da durumları parlak değil o dönemde…

Bu merkezde en çok dikkatimi çeken başta da belirttiği gibi Almanların kötü bir millet oldukları ve Hitler’in gelmiş geçmiş en büyük katil olduğu söylenilmiyor. Kendi toplumunu, milletini hatta Hitler’i suçlamaktan çok, onu ve dönemini analiz etme gayreti gördüm gezerken...

Hitler’i övmenin kanunen yasak olduğu, ırkçılığın büyük suç kabul edildiği bir ülkeden söz ediyoruz.

Bununla birlikte müzenin genel temasında “tüm olumsuz eylemlerine karşın o dönemde Hitler’in yaptığı birtakım hamlelerin önemine yapılan vurgu” dikkatimi çekmişti.

Ayrıca…

Nazilerin yaptıkları zulümlerin, her türlü soykırımın bütün Alman milletine yöneltilmiş bir suç olarak algılanmamasının da önemli bir detay olduğu kanaatindeyim.

Tarihi gerçekler ortadayken, Ermeni diasporasının asılsız iddiaları konusunda kimi 60 model solcuların takındıkları tavrı ve siyasal İslamcıların Atatürk’e attıkları iftiraları düşündüğümde…

Bir Türk olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı olarak canım acıyor!

Haftanın Notu:

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.