Yarın başımıza nelerin geleceğini bilemediğimiz bir dünyada yaşıyoruz.
Öyle şeyler oluyor, öyle zalim fırtınalar estiriliyor ki çevremizde, tanık olduğumuz zulmü sessizce seyretmek zorunda kalıyoruz. Siviller öldürülüyor, hastaneler bombalanıyor, kritik yaşam merkezleri, şehirler, mahalleler darmadağın ediliyor. Vahşi, çağdışı bir kapışma, aklı başında herkesi hayrete, dehşete ve endişeye düşürüyor. Geçmişte Hitler ne yapmışsa, nasıl acımasız imha etmişse günahsız insanları, şimdi benzerleri oluyor.
Önce şunu söylemeliyim. Hiçbir gerekçe, çocukların, kadınların, sivil ve korumasız insanların öldürülmesini, hastanelerin bombalanmasını, savaştan kaçanların oluşturduğu konvoyların üzerine uçaklarla dalış yaparak toplu katliamlara sebep olmayı mazur gösteremez. Harbin de bir hukuku ve kuralları vardır. Hastaneler vurulur mu hiç, binlerce günahsız sivil ve yüzlerce çocuk kalleşçe öldürülür mü? O katledilen çocukların, öldürülen sivillerin fotoğraflarını görenler, dünyadaki tüm vicdan ve merhamet sahipleri günlerce gözyaşı döküyorlar da, etkili olması gereken devletlerin kılı bile kıpırdamıyor. Amerika’yı, İngiltere’yi, tüm Avrupa ülkelerini arkasına alan İsrail, Filistinlileri haritadan silme operasyonunu sürdürüyor da, 450 milyonluk Arap dünyası oralı bile olmuyor.
Şimdi biz Türkiye olarak, bizi de zorlayabilecek bu gelişmeleri mutlaka sağlıklı bir politikayla izliyor olmalıyız. Çünkü çevremizdeki giderek gelişen belaların bize de bulaşma ihtimali olabilir. Öyle ya, bir kere müttefikimiz (!) Amerika’nın başında öteden beri Rum ve Yunan Lobisinden beslenen sabıkalı bir Türk düşmanı Biden var. Bizimki ile sarmaş dolaş çekilen fotoğraflarına bakmayın. Onlar günlük politikaların icaplarıdır. Biden Başkan oldu olalı, bizim başımız beladan kurtulmuyor. Çevremize 25’in üzerinde üs kurdurdu. Dünyanın silahını, tank ve topunu, uçaklarını bu üslere yığdı. PKK’lılarla güneyde, Yunanlılarla Ege’de işbirliği yapıyor, ortak tatbikatlar düzenliyor. Ermenilere sürekli ayar verip duruyor.
Şu son İsrail-Filistin çatışmasında bile, bölgenin politikasını çizecek toplantılarda Türkiye yoktu. Amerika Türkiye’yi gözden çıkardığını açıkça ilan ediyor artık. Biden Mısır Başkanı Sisi ile Ürdün Kralı Abdullah ile konuşuyor da, bizim görüşümüzü bile merak etmiyor. Biz bölgede iki devletin (İsrail ve Filistin) olmasını istiyoruz. Biden ise açıkça İsrail’i tutuyor, Filistin’i yok sayıyor. Neyse, bu önemli gelişmeleri bizim hariciyemiz ve dış politikamızı oluşturanlar değerlendiriyorlardır mutlaka.
Baksanıza bölgeye uçak gemileri geldi. Hatta biri çok yakınımızda duruyor. Amerika şimdi İsrail’e çok ciddi bir bütçe ayırdı. Hem büyük bir para vereceğini, hem de geniş askeri araç, gereç ve mühimmat yardımı yapacağını tüm dünyaya açıkladı. Ciddi olarak endişelendiğimi itiraf etmeliyim. Bizim başımıza da bir çorap örebilirler. Etrafımızı böylesine güçlü bir askeri çemberle çevirmelerini hayra yormuyorum doğrusu.
Bunca rezalete Birleşmiş Milletler seyirci kalıyor. Güvenlik Konseyi dönüp bakmıyor bile olanlara. İnsan hakları savunucusu Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi neredeler? Hepsi büyük patron Amerika’nın ağzına bakıyor, susun talimatı almış olmalılar ki, hepsi birden susup duruyorlar. Yoksa “Büyük Ortadoğu Projesi” hayata mı geçiriliyor? Bilmem şeytanın avukatları, bunca gelişmeden sonra o noktayı işaret etmeye başladılar da… Bu projenin eşbaşkanları ne düşünüyorlar acaba? Çok merak ediyorum.
Allah Türkiye’mizi, devletimizi, milletimizi korusun. Bize doğru gelen sert iklimi ve karabulutları dağıtacak birlik ve beraberliğe şiddetle ve süratle ihtiyacımız var. Cumhuriyetin 100.yılını kutlamaya hazırlandığımız şu günlerde, bu ulusal birliği sağlama hareketini mutlaka başarmalıyız.