İnsanlar hayatta kalmak için birçok dürtüye sahiptir; beslenme, üreme, dinlenme gibi. Bunun gibi merak etme dürtüsü de vardır insanda. Ama buna çok fazla önem verilmez. Ama merak olmasaydı insanlar mağarada yaşamaya devam ederlerdi. Modern bilim, teknoloji ve uygarlığın temeli bu merak olgusuna dayanmaktadır.
Soru sormayı, araştırmayı, bilgi edinmeyi, öğrenmeyi, gelişmeyi, ilerlemeyi, yenilenmeyi teşvik eden olgu meraktır. Ama genel olarak gücü, serveti, şöhreti, ünlülerin hayatını merak eden insanlar merakın ne olduğunu merak etmezler.
Bunun nedeni bencil insanın sürekli kendi çıkarlarını düşünmesidir, merak olgusunun ne olduğunun ise dünyevi menfaat elde etmeyle bir ilgisi yoktur. Bencillik hayatta kalmak için bir araçtır, bu yüzden yalnızca hayatta kalma araçlarını merak eder çoğu insanlar.
Herkeste bir merak vardır ama herkeste aynı miktarda değil. Bazı insanlar merak etmeden, soru sormadan, araştırmadan ve öğrenmeden duramazlar. Birçok insan ise hazıra konar ve sorgulamadan verilen şeyleri kullanırlar.
Merak sayesinde insanlık bugünkü teknolojiye kadar geldi. Önce hayal eden insan sonra onu icat etti. Merak aynı zamanda insanın gelişimi için çok gerekli bir tekâmül mekanizmasıdır.
Günümüzde birçok insanın hayatı anlamsız ve verimsiz geçmekte, çünkü insan olmanın ne demek olduğunu merak etmiyor ve umursamıyor da!
Aslında insan olmak merak etmek demektir. Bitkiler ya da hayvanlar merak etmezler. İnsan ise düşünen ve soru soran, cevap arayan bir canlıdır.
İnsandaki bu doğal merak duygusu baskılandığında insan yapaylaşır. Oysa meraklanmak, araştırmak insanı bilgeliğe ulaştırır, yapaylıktan, can sıkıntısından kurtarır.
Merak duygusu tekâmüle yönlendirilirse kişi tekâmül ederek kendinin gerçekten kim olduğunu bilmeye yönelmiş olur. Bu ise insan hayatındaki en yüce amaçtır. Böylece insan varoluşa dair sorular sorar, bilgelik edinerek tekâmül edebilir ve daha sağlıklı, anlamlı bir hayat yaşayabilir.
Dünya Değişim Akademisi’nde “Meraklı Olma Sanatı” değişim programı hayata, yaşama dair merakını kaybetmiş olanlar için çok uygun. Merak olgusunu canlandırarak varoluşun bir sır olduğunu, doğaya bir çocuk gibi merak dolu gözlerle bakarak hayatın her anının bir sır olduğunu algılayabiliriz. Tekâmül ederek doğadaki sırların tadını çıkarabiliriz, merakla sırrın içine dalarak sırrı yaşayabiliriz.