Ve işte sessizlikten sonra kopan fırtına,
Yazmayıp sakladığım sırlarım, perde perde,
Bu kadar yük çok gelir bir insan hayatına,
Çığlığımı, bir şeyler önledi her seferde;
Ve işte sessizlikten sonra kopan fırtına.
Evet, haykırıyorum ben artık avaz avaz,
Belki de hiç kimsenin bilmediği bir dilden,
Ve artık, benim için ne bahar var, ne de yaz,
Daha gür ve kararlı, şakıyan bir bülbülden;
Evet haykırıyorum ben artık, avaz avaz.
Zavallı, dertli bülbül; gül elden gitti bülbül,
Billur gibi sesini on bir ay dinler dünya.
Bilirim, istemezsin gülden başka bir ödül;
Benim çiçeğim beyaz, baygın kokan manolya,
Zavallı, dertli bülbül; gül elden gitti bülbül.
Ey duygusuz insanlar; size sesleniyorum!
Siz hiç görmediniz mi mermerlerde su izi?
Yalnızlık savaşında herkesi yeniyorum;
Ağları parçalayıp kurtarın kendinizi;
Ey duygusuz insanlar, size sesleniyorum!..
Kim güçlü pençesiyle yok edecek bu ağı?
İstemem lale, nergis, mor menekşe,sümbülü,
Denizi kurutunuz, ürkütmeden balığı,
İstemem beyaz zambak, papatya ve ak gülü,
Kim güçlü pençesiyle yok edecek bu ağı?
İsterim ben manolya ve de alabalıklar,
Hâlâ bu iki şeyi bana getirmezsiniz,
Et ve kemik yığını kuru kalabalıklar,
Her şeyi bilseniz de, içimi bilmezsiniz;
İsterim ben manolya ve de alabalıklar.