Gönüller Sultanı’nı anımsamak için kutlanan bir haftadır, kutlu doğum haftası. Önemli gün ve geceler aksine, hafta olarak kutlanıyor 1989 yılından beri. 20-27 Nisan tarihleri arasında çeşitli etkinlikler yapılmaya başlanmış.
Anam babam sana feda olsun dediğimiz peygamberimizi bir gün belki de bir haftada yad etmek yeterli değildir elbette. Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay’ın teklifiyle hafta olarak kutlanmaya başlanmış. Teklifi veren aslında bir felsefe profesörü.
Ne güzel işte, yetişmiş bir bilim adamımız dindar. Bizim de özlediğimiz tam da bu. Çok bilmiş teba tarafından hemen bi’dat ilan edilmiş. Hristiyan inanışı ile özdeşleştirilmek istenmiş. Ilımlı İslam projesi dahilinde değerlendirenler olmuş. Bu söylem daha ileriye gitmiş, ‘protestan islam’ dairesindedir denmiş. 23 Nisan’ı gölgede bırakmak adına bir çalışma olduğu savunulmuş. Müslümanların kutsal günlerinin ‘hicri takvime’ göre olduğunu bu haftanın neden ‘miladi takvimle’ takip edildiği sorgulanmış. Bütün eleştirilerin en başına ise ‘İslam da doğum günü kutlaması yoktur’ sözünü yerleştirmişler.
Neden ‘mübarek değil de kutlu’ kelimesi kullanıldı diye de eleştirilmiş. Hristiyanlar İsa’nın doğumu diye yılbaşı kutluyor biz Müslümanların bu kutlamalarla benzer bir uygulama yaptığımızı dillendirenler olmuş. Biz toplum olarak önce iş nasıl ve neden olmaz bunu araştırıp olumsuz yaklaşmaya bayılıyoruz.
Yaratılmış olan canlı cansız varlıkların hepsi O’nun yüzü suyu hürmetine yaratılmışken, değil bir gün bir hafta ‘en fazla zaman-an’ O’nunla olmak, O’nu anmak yakışır bize.. Hani biz selamlaşırken elimizi göğsümüze götürürüz, salavat duyduğumuzda da aynı hareketi yaparız ya.. Peygamber efendimizin arkadaşları sahabeler peygamber efendimiz anıldığında kalpleri öyle bir atarmış ki göğüs kafesinden çıkacakmış casına çarparmış ve elleriyle göğüslerini bastırırlarmış. Hey had ! Nereden nereye.
Peygamberlerin dahi ümmeti olmayı arzu ettiği bir peygamberi yılda kaç kez anmamız uygun olur dersiniz ? İlan edilen kutlu doğum haftasında yapılan etkinlikler, getirilen salavatlar, okunan Kur’anı Kerimler ne güzel oluyor. Merhum Erbakan Hocanın başlattığı bir adet günümüzde de devam etmekte, nedir o ? Siyasi parti liderlerinin kutlu doğum etkinliklerine katılmaları. Bir başbakan, cumhurbaşkanı böyle bir etkinliğe katıldığında bütün ülkenin hatta tüm İslam coğrafyasının bilgisi oluyor. Devletin tepesi böylesine güzel bir sebeple bir araya geliveriyor. Peygamberimizin ismi anılan yerde atışma çekişme de olmuyor. Ne mutlu bir ülke oluyoruz o zaman. Keşke hep böyle kalabilsek.
Anam babam sana feda olsun dediğimiz peygamberimizi bir gün belki de bir haftada yad etmek yeterli değildir elbette. Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay’ın teklifiyle hafta olarak kutlanmaya başlanmış. Teklifi veren aslında bir felsefe profesörü.
Ne güzel işte, yetişmiş bir bilim adamımız dindar. Bizim de özlediğimiz tam da bu. Çok bilmiş teba tarafından hemen bi’dat ilan edilmiş. Hristiyan inanışı ile özdeşleştirilmek istenmiş. Ilımlı İslam projesi dahilinde değerlendirenler olmuş. Bu söylem daha ileriye gitmiş, ‘protestan islam’ dairesindedir denmiş. 23 Nisan’ı gölgede bırakmak adına bir çalışma olduğu savunulmuş. Müslümanların kutsal günlerinin ‘hicri takvime’ göre olduğunu bu haftanın neden ‘miladi takvimle’ takip edildiği sorgulanmış. Bütün eleştirilerin en başına ise ‘İslam da doğum günü kutlaması yoktur’ sözünü yerleştirmişler.
Neden ‘mübarek değil de kutlu’ kelimesi kullanıldı diye de eleştirilmiş. Hristiyanlar İsa’nın doğumu diye yılbaşı kutluyor biz Müslümanların bu kutlamalarla benzer bir uygulama yaptığımızı dillendirenler olmuş. Biz toplum olarak önce iş nasıl ve neden olmaz bunu araştırıp olumsuz yaklaşmaya bayılıyoruz.
Yaratılmış olan canlı cansız varlıkların hepsi O’nun yüzü suyu hürmetine yaratılmışken, değil bir gün bir hafta ‘en fazla zaman-an’ O’nunla olmak, O’nu anmak yakışır bize.. Hani biz selamlaşırken elimizi göğsümüze götürürüz, salavat duyduğumuzda da aynı hareketi yaparız ya.. Peygamber efendimizin arkadaşları sahabeler peygamber efendimiz anıldığında kalpleri öyle bir atarmış ki göğüs kafesinden çıkacakmış casına çarparmış ve elleriyle göğüslerini bastırırlarmış. Hey had ! Nereden nereye.
Peygamberlerin dahi ümmeti olmayı arzu ettiği bir peygamberi yılda kaç kez anmamız uygun olur dersiniz ? İlan edilen kutlu doğum haftasında yapılan etkinlikler, getirilen salavatlar, okunan Kur’anı Kerimler ne güzel oluyor. Merhum Erbakan Hocanın başlattığı bir adet günümüzde de devam etmekte, nedir o ? Siyasi parti liderlerinin kutlu doğum etkinliklerine katılmaları. Bir başbakan, cumhurbaşkanı böyle bir etkinliğe katıldığında bütün ülkenin hatta tüm İslam coğrafyasının bilgisi oluyor. Devletin tepesi böylesine güzel bir sebeple bir araya geliveriyor. Peygamberimizin ismi anılan yerde atışma çekişme de olmuyor. Ne mutlu bir ülke oluyoruz o zaman. Keşke hep böyle kalabilsek.