Sıvı sabunların yapısı itibariyle bulaşık deterjanından bir farkının bulunmadığını bilen aileler eski usule katı sabun kullanımına dönüyor. Genellikle de hoş kokan, nemlendirici özelliği bulunan ürünleri tercih ediyor. Oysa bilinenin aksine; bu tarz sabunlar içindeki maddeler itibariyle çamaşır deterjanlarıyla aynıdır.
Ayrıca katı sabunların bir kısmının içinde de domuz ürünü hammaddeler kullanılıyor. Katı sabunlarda, "Sodium / Potassium tallowate" diye bir sabun yağı var.
Bu hayvansal da olabilir, bitkisel de. Şayet hayvansalsa domuzdan elde ediliyor. Piyasada ‘İçinde domuz ve domuz katkı maddeleri kullanılmamıştır’ diye özelikle belirten markalar var. Ne derece güvenilir marka ile siz aranızda halledin meseleyi. Eğer böyle bir ibare yoksa aldığımız üründe domuz katkısı olduğunu düşünebiliriz.
Bir de içinde gliserin de var.
Gliserin bitkisel mi hayvansal mıdır? Derseniz, Türkiye de kullanılan gliserinlerin hayvansal olmayacağını düşünüyorum. Çünkü bu madde sabundan da elde ediliyor. Ülkemiz büyük bir sabun üreticisi. Ama tedbiri de elden bırakmamak lazım.
Uzmanlar böyle bildiriyorlar..
Özellikle soğuk baskı yöntemiyle elde edilen bitkisel yağlı sabunları tavsiye eden Kimya Mühendisleri el sabunlarına temkinli yaklaşılmasını tavsiye ediyor: “Sabunların sertliğini ve köpüğünü artırmak için hayvansal yağlardan faydalanılıyor. Bunların içinde domuz yağı da var. Ayrıca bu tarz yağların içinde tarım ilaç kalıntıları bulunabildiği için toksik (zehirli) olma riski de mevcut.” ‘Doğal’ diye satılan ürünler ne kadar doğal, ne kadar sağlıklı; bunun kontrolü Türkiye de ne yazık ki yapılmıyor. Ama isteyen herkes imal ettiği ürününe ‘doğal’ diyebiliyor. Dolayısıyla benzer sorun katı sabunlarda da karşımıza çıkıyor. ‘Doğal Zeytinyağlı’, ‘Yüzde yüz zeytinyağlı’ yazan ürünlere de mesafeli durmak lazım. Çünkü bu şekilde tanıtımı yapılan sabunlar tam bir kimyasal harikası. Tabi, içeriğinde kullanılmış zeytinyağını saymazsak !..
Peki, alacağımız bir sabunun doğallığını nasıl anlayabiliriz: “Doğal bir sabunun etiketinde okuyabileceğimiz maddeler; su, doğal yağlar (badem, defne, papatya ve benzerleri), NaOH (sabunlaştırıcı), tuz (NaCl) ve gliserin olabilir. Doğal sabunun tek sorunu PH’ı 9’dur. Suyla durulandığında bu 7-7,5’e iner. Cilt biraz uyum sorunu yaşar, hafif kurur. Ama kısa zamanda nem oranı dengelenir. PH’ı ayarlanmış sabunlar var; ama onlar bunu zararlı kimyasallarla yapıyor.”
Elbette gliserin ve yağlar bitkisel olmalı.
Her zeytinyağlı sabunu güvenip te alamıyoruz. Şahsen biz zeytin üreticisi köylülerimizden sıkılmış zeytinyağı küspesinden yapıldığını bildiğim kişilerden almayı tercih ediyorum.
Kısacası bizler sabunu temizlenmek için kullanıyorsak sabunumuzu kendimiz “tuzlu-küllü” üretmeliyiz ki; temizlenmek isterken kirlenmeyelim; ülkemizde ortam zaten yeterince kirli!.