Kağnının tekeri kırılınca yol gösteren çok olurmuş.
Kağnının tekeri kırılmadan önce neredeydiniz.
Bu aklınızı nerede saklıyordunuz.
Duman dağılmış, herkesin gözü görmeye başlayınca birden en akıllı adamlar kesildi.
Merak Akşener hayatının en büyük yanlışını yaptığını söyledi. O da Kılıçdaroğlu’na verdi veriştirdi. Hani milletvekillerini alırken bu kadar sitemkar değildiniz. O zaman yapsaydınız ya bu sitemleri. O zaman Kılıçdaroğlu’na sahip çıkılması için çocuklarınıza vasiyet ettiğiniz tarihin vesikaları arasında yer alırken, bu söylemlerinizi de çabuk unuttunuz. Eskilerin dediği gibi “Öküz öldü ortaklık ayrıldı”.. O zaman vesayetli olduğunuzu düşünmediniz. Şimdi de rüştünüzü ispat etmeye çalışacaksınız.
İstanbul’u kaybetmek pahasına da olsa tek başına girmek..
Ama seçmenin de görüşünü iyi okumak gerekir.
Seçmen ortada İYİ bir muhalefet göremediği için sizi ittifaklara zorladı.
Siz de iki de bir masadan kalkıp kalkıp gittiniz.
Şimdi tek başınıza kalacaksınız.
Bu şu demektir, geldiğiniz yere geri döneceksiniz. Bunu zaman size acı bir şekilde söyleyecek.
Karşınızdaki güç sizi her yönüyle katlayıp katlayıp geçecek mahiyette.
Bu zamana kadar birleşmeyi bile beceremediniz.
Birleşmesini bilmeyenler paylaşmasını da beceremezler.
Güven veren bir lider pozisyonu çizemediniz zaten. Kaybedildiğini de artık bilmeniz gerekir.
Bu milletin ne kaybetmeye, ne de daha fazla zamları, enflasyonu, adaletsizliği, iltiması, rüşveti, rant kapılarına hizmet etmeyi kaldıracak gücü kalmadı.
Sizin ununuz kuru tuzunuz kuru olabilir.
Ama bu insanlar hiç de öyle değil.
Bir yaşam mücadelesinin ötesinde bir mücadele veriyorlar.
Ama siz bunları bir türlü anlayıp da ortaya koyamadınız.
Bundan sonra İttifakı halk kendi arasında yapacaktır.
Bundan emin olabilirsiniz.
Hiç kimse sizin İstanbul için koyduğunuz adayınıza oy vermeyecek.
O sizin partiden de olsa götürüp oyunu kazanacak olana verecektir.
Millet ittifakının diğer yarısı da bir garabet içinde.
Özgür Özel de İttifaka verdi veriştirdi.39 milletvekilinin verilmesiyle derin bir yara bırakıldığından bahsediyor. Sanki bu zamana kadar partinin oyu % 25 bandını aşmış da bu ittifak mani olmuş. Hata altın olsa kimse alıp da cebine koymuyor. Daha ilk adaylığında kendisine yapılan protestolara kızgınlıkla cevap gönderiyor. Daha olgunlaşmamış ham meyve. Daha ilk imtihanında çamura düşmüş badanaj yapıyor.
Bu kafayla giderseniz sizin zaten iktidar olmanız mümkün değil. Atatürk’ün partisini dinsizler partisi haline getirdiniz. Bir bakın bakalım Atatürk böyle mi yapmış. Balıkesir konuşmasını alın bir inceleyin. Ahmet Hamdi Akseki’ye Kur’an’ın tercümesini niye yaptırmış. Düşünün bir kere. Atatürk’ün İslam adına yaptığı hamlelerle sizin düşünceniz bağdaşıyor mu bağdaşmıyor mu? Ona bir bakın.
Hep korku ve tehditlerle yol almaya çalışan bir siyasetle karşı karşıyayız.
Kim ki İktidarı eleştirecek olsa onun üzerine vurulacak damga bellidir.
Fetö’cü
Kim ki CHP içinden biraz muhafazakârlık gösterecek olsa,
Onun da vuracağı damga bellidir.
Biz “Atatürk’ün partisiyiz”
Laikiz.
Sosyal demokratız.
Bütün bu söylemler sizi “Dinsizlik” sınırına getirip koyuyor.
Bilmem bunun farkında mısınız?
Söylemleriniz ve eylemleriniz farklı.
Vatandaş size güven duymuyor.
Yaklaşan bu seçimler bir şeyi ortaya koyacak.
Halk kendisi birleşmenin formüllerini ortaya koyacak.
Diğer milletvekilliği kapan partileri saymıyorum.
Lider bazında muhalefet partileri birleşmeyi be-ce-re-me-di-ler.
İstanbul belediye başkanlığı için kimse liderin dediği söz ile hareket etmeyecek.
Yüreğinden gelen sese kulak vererek bu insanlar oylarını kullanacaklar.
Çünkü bu seçim halk nezdinde ya Muaviye düşüncesini isteyenlerin oylarını pekiştirecek.
Ya da kendi kaderini kendi çizecek. Kendini refaha taşıyacak bir birleşim sağlayacaktır.
Sonuçları hep beraber görüp yaşayacağız.