Hani Peygamber Efendimizin söylediği bir hadisi şerif var. Peygamber pazarda gezerken güzel bir buğday görüyor. Elini buğdaya daldırıyor.
Üstü kuru olan buğdayın altta kalan kısımları ıslak. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz; “Bizi aldatan bizden değildir“ diyor.
Zaman yolculuğunu aşıp gelelim ülkemize. Yüzde 99’u Müslüman denilen yere.
Fırınlarda pastanelerde böcekler cirit atıyor bakan yok.
Fareler imal edilen ürünlerin üzerinde olimpiyat düzenliyor.
Antep fıstığı yerine bezelye, kırmızıbiberin içine kiremit tozu koyuyorlar.
Zeytini siyah boyayla, tavuğu klorla yıkıyorlar.
Birisi siyah, birisi beyaz görünsün diye hileler uygulanıyor.
Pirinci, yumurtayı plastik maddeden yapıyorlar.
Pidenin içinde yağ külü, küf tutmuş peynirde jel var.
İslami kesimle yapıldığı söylenen etlerin içinde domuz eti var.
Dönerde, sosiste, sucukta kemik tozu, deri, ayak, bağırsak ne varsa koyuyorlar.
Çöpe atılacak parçaların hepsi imal edilen ürün vasıtasıyla insanların midelerini gönderiliyor.
Arının yapmadığı ballar,
İneğin yapmadığı sütler,
Tavuğun vermediği yumurtalar,
Dalın vermediği meyveler,
Bu milletin inancında haram olan, yasak olan,
Yenildiği zaman hastalık yapan,
Ne kadar olumsuz, zararlı ve şeytani düşünceyle imal ve icat edilmiş ürünler,
Çocukların seveceği şekerlemesi, dondurması, çikolatası ne varsa,
Hepsi de bu yiyeceklerin içine konulmuş bu ülkede.
Sahi burası bir “İslam ülkesi” mi?..
Ey sureti haktan görünüp de,
Melanet hırkası giyen leş kargaları,
Bu halleri gören Peygamber Efendimiz sizin çarşınıza uğrayacak olsa,
Yüzünüze tükürürdü yüzünüze.
…
“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” “İşçinin alın teri kurumadan hakkını verin”
diyen bir Peygamber var.
Hakikaten bunlara uyuluyor mu?
Önümüzde “Asgari Ücret Komisyonu” adı altında bir komedi/trajedi oynandı.
Devletin resmi kurumları resmi enflasyonu %47 olarak açıklamış.
Vergilere %44 zam yapılmış.
Veeeeeeee asgari ücretliye %30 zam veriliyor.
İşin en üzücü tarafı da bu Ülkenin Cumhurbaşkanı çıkıyor ve gülerek bu insanlara;
“Bir kez daha çalışanımızı enflasyona ezdirmediğimizi kanıtlamış olduk” diyor.
Ezilip ezilmediğine şimdi siz karar verin.
Ey Müslüman olduğunu söyleyip de,
Haksızlığa karşı geleceği yerde,
Suskunluğun ötesinde bu adaletsiz, hukuksuz ve yetersiz uygulamayı,
Kendi nefislerinin bile kabul etmeyeceği şekilde övgüler yağdıran yağcı yalakalar;
Hani o kürsülerde sürekli örnek gösterilen adaletin timsali Hz. Ömer,
Kadıyı satın alırsan adalet ölür diyen Fatih Sultan Han,
Mezarlarından kalkıp gelse sizi önüne katıp dünyanın öbür ucuna kadar kovalardı.
Biraz insafı olan,
Biraz vicdanı olan,
Birazcık insanlık duygusu taşıyan hiçbir canlı bu olumsuzların karşısında susamaz.
Bu yanlışlığın hesabını soracak biri var.
Ben ona ne cevap veririm, diye düşünmesi gerekir.
Bu düşüncesizlerin karşısında,
İnsan dönüp dönüp bu soruyu sormaktan kendini alamıyor;
Burası gerçekten bir “İslam Ülkesi” mi?..
…
Yıllarca Şeyh Edebali’nin “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” sözleriyle bu milleti uyuttunuz. Artık insan yaşamıyor onu bilesiniz!
Bütün bu olumsuzluklar karşısında,
Hala bu millete refah payı verdiklerini ekran karşısında sürekli iddia edip duruyorlar.
Ama sokağa çıkmaya da cesaretleri yok.
Çöplerden ekmek ve artık yiyecek toplayan insanları görmek,
Onların söyleyecekleri sözlere muhatap olmak istemiyorlar.
Süslü camların arkasında konuşup geçiyorlar.
Bu insanların belki bir gücü olmayabilir,
Ama bunun hesabını soracak elbet birisi vardır.
“Kendisi tokken komşusu aç yatan bizden değildir” diyen peygamber,
Bu uygulamayı yapan insanları “Müslüman Olmadığını” da bu şekilde izah etmiş olmuyor mu?
Velhasıl artık kendinize gelin ve insanca, Müslümanca bir uygulamanın içine girin.
Yoksa bu vebal sizi götürür.
Bilesiniz..