Bursa Arena E'Gazete
2022-12-12 00:05:51

İkinci Yüzyıla Çağrı..

SUAY KARAMAN

12 Aralık 2022, 00:05

28 Ekim 2022 tarihinde Tayyip Erdoğan, Ankara’da “Türkiye Yüzyılı” açıklaması yaparak, cumhuriyetimizin yeni yüzyılına güçlü bir başlangıç yapmak istediklerini söyledi. 3 Aralık 2022 tarihinde Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’da “İkinci Yüzyıla Çağrı” açıklamasında bulundu.

Tayyip Erdoğan’ın ‘Türkiye Yüzyılı’ açıklaması, 20 yıldır AKP iktidarının yaptıklarının anlatımıydı, yeni bir şey yoktu; seçim için hazırlanmış bir gösteriydi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘İkinci Yüzyıla Çağrı’ açıklaması, içinde doğrular barındırmakla birlikte sermayeden yana neoliberal bir programı temsil ediyordu. İşte bu programın hedefi, şimdiki düzene bazı yenilikler getirerek sürdürmektir; yani emekten ve halktan yana bir düzenleme yok.

Ülkemizde halkçı, ulusalcı birçok iktisatçı, bilim insanı ve uzman varken dışarıdan başkalarının getirilmesini anlamak güç. 3 Aralık buluşmasının milli olmadığı ve küreselci olduğu bellidir. Soros bağlantılı Jeremy Rifkin gibi seçilmiş liberal insanlarla yapılan bu buluşma, küreselciliğin karakterine uygun olarak organize edilmiştir. Almanya başbakanının danışmanlığını da yapan Jeremy Rifkin, Alman ekonomisini kamusal olmaktan çıkartıp, piyasa ekonomisi ile yıllarca boğuşturmuştur ve bu yüzden vahşi kapitalizmin yaratıcı aktörü olarak tanınmaktadır. Benzer işleri, İspanya ve Portekiz’de de yapmıştır.

Büyük umutlarla pompalanan liberalizmin sıkı savunucusu Prof. Dr. Daron Acemoğlu, “Dar Koridor” adlı kitabında Atatürk ve CHP iktidarı hakkında gerçek dışı bilgilere yer vermiştir. “CHP ekonomi ve toplumu modernleştirdi ama liderleri ve müttefikleri için denetlenmeyen bir iktidar ve ekonomik zenginlik de getirdi.” Bu söylem gerçek dışıdır ama “denetlenmeyen bir iktidar ve ekonomik zenginlik” sözü bugünkü siyasal iktidar ile örtüşmektedir. Harf devrimi ve şapka devrimi ile ilgili yazılanlar da tamamen uydurmadır. Bu söylemler fesli Kadir denen akıl yoksununun sözlerinin aynısıdır. Abdullah Gül’ün ödül verdiği birinden zaten doğruluk beklemek hayaldir. Daron Acemoğlu’nun Atatürk karşıtı olduğu bellidir ama bakalım bunu CHP üyeleri ve seçmenler ne zaman görecek?

Açık Öğretim Fakültesi Sosyal Hizmet Mezunu olan, Amerikan ve Alman vakıfları tarafından fonlanan “sivil toplumcu” Hacer Foggo’nun keşfedilmesi de ilginçtir.

PKK terör örgütü yanlısı olduğu anlaşılan Hacer Foggo’nun, Atatürk’e ve CHP’ye nefret kusan sosyal medya paylaşımlarının ortaya çıkması, Türk Silahlı Kuvvetlerine çocuk katili demesi, FETÖ medyasına yapılan operasyonları eleştirmesi CHP’nin Atatürkçü üyelerini nasıl etkileyeceği merak konusudur.

İşin acı tarafı, kendini Atatürkçü olarak tanımlayan birçok kişinin, bu insanları övmeleri ve kurtarıcı olarak görmeleridir.

Atatürk'ün muhteşem Altı Ok’u varken, bu liberal atıklarla CHP'yi buluşturmak yanlıştır. Bu şekilde ne dünyaya, ne de AKP’ye rakip olunamaz. 20 yıldır AKP’nin ekmeğine yağ süren muhalefet ile ve CHP’nin ikinci yüzyıl hedefi (vizyonu) ile iktidar yine RTE'ye teslim edilecektir. AKP’yi, ancak Atatürk’ün programıyla yenmek mümkündür.

Aslında bu toplantıda Kemal Kılıçdaroğlu’nun şu söylemi her şeyi açıklıyor: “Anayasamız hazır; ekiplerimiz, kadrolarımız gece gündüz ortak bir program için çalışıyorlar. Bizim siyasi, ahlaki ve vicdani birliğimiz, bakın bu birlikteliği bir kez daha ifade edeyim, ahlaki ve vicdani diyorum. Meral Hanım’ın (Meral Akşener) partisini kurarken nasıl bir mücadele verdiğini ben çok iyi biliyorum. Meral Hanım, merttir. Temel Bey (Temel Karamollaoğlu) bu Altılı Masayı kurarken sırtına nasıl bir yük yükleneceğini bilmiyor muydu? Biliyordu, ama Temel Bey, bilgedir ve cesurdur. Ahmet Bey (Ahmet Davutoğlu) ile vatan söz konusu olduğunda bir araya gelmekten bir an bile tereddüt etmedik. Onun deneyimi ve entelektüel birikimi bize her türlü katkıyı sağlayacağız. Ben, Gültekin Bey’de (Gültekin Uysal) Menderes ve Demirel’in gençliğini, onların ruhunu görüyorum. Ali Babacan’ın uygulama tecrübesini ve başarısını biliyorum. Altını çiziyorum, bütün dünya da bu gerçeği biliyor. Özetle, bu zaferi iyi, cesur ve yürekli insanlar kazanacak.”

İşte bu söylem, büyük bir aymazlıktır, sapkınlıktır; sonu ihanete bile gidebilir. AKP artıklarıyla, Sivas’ta insanlar yakılırken “gazanız mübarek olsun” diyenlerle, Said Nursi sevicileriyle, tarikat ve cemaatlerin yasaklanmasına karşı olanlarla, kısaca demokratik ve laik cumhuriyet düşmanlarıyla yol alınamaz.

CHP’yi liberallere, emperyalist güçlere, gerici odaklara, etnik ve mezhepsel yapılara teslim eden bu yönetim, Atatürk ilke ve devrimlerine yürekten bağlı, gerçek CHP'lileri, 12 yıl içerisinde yavaş yavaş partiden dışlamıştır. CHP olarak girdiği tüm seçimleri yitiren Kılıçdaroğlu, 3 Aralık günü ekonomik hedef diye sunduğu yeni program ile milli olmadığını, küreselci güçlerin yanında olduğunu yansıtmıştır. Hep söylenen söz şudur, CHP’yi düzeltmeden, ülkeyi kurtaramayız.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.