Varolanı kullanmak ve uyumlanmak amacıyla çeşitli ibadet şekilleri oluşmuştur.
Peki gerçekte ibadet nedir?
1- Buluşma, huzurdur, BEN'in yok olma anıdır. Arınma amaçlıdır.
2- Öze yaklaşmaktır.
3- Şükür, dalınç, zikir ile bilinmeyene yolculuktur.
4- Varoluşa uyumdur.
5- Vecd, huşu, trans, zikir ile anma (yoğunlaşma) halleridir.
6- Bütünsel olma deneyidir.
Bütünsel bakışa ulaşmak tam olarak ibadetin amacıdır. Her buluşma, boyunu uzatmak için zıplayan çocuğun sevincini taşır. Bütünsellikte do notası, re ve fa notasından haberdardır. Bütün seslerin bir senfonisi gibidir.
Yaşamın ibadete dünüşmesi, bütünsel kavramının kişide oturmasıdır. Her an huzurda olduğunu bilerek davranmasıdır. Amacımızı akıl belirler. Gerçek bir ibadet halinde ne dua ne de kaç rekat namaz kıldığımızı hatırlamayız!
Biz ibadetimizde, hayal ve sezgisel olanla buluştukça genişleme ve sezgi açıklığı yaşarız. Anın bilincinde olmak. Semalara karışmak, göğe çıkmak! Hayalde tamamlanmış resim heyecanını yitirir, neden?
Resim yaparken keşif ve yolculuk elden gitmiştir. Bilinenin ötesinden duyulan tat, buluşma yok olmuştur. İşin sürprizi sönmüştür.
“Akıl, fikir sahibi olmak.”
Fikirin akıldan gelmediğini, ama akılla yerleştirme yapabileceğimizi çok güzel ifade eder. Esasında insanın yaratması değil, yaratılanı fark etmesi yaratıcılıktır. Bu inanılmaz fark edişten sonra akıl gereklidir. Bir örnek veririsek akıl, mercimeği yaratmaz ama ondan çorba yapar. Bizler bu fark edişler için kişisel arınmayı bilinçli ve planlı olarak yapmalıyız. Varoluşa direnç göstermeyi bırakıp, çalışma düzenini anlamalıyız. Oluşumu yargısız gözlediğimizde, bizim için merak ettiğimiz konuda yenilikle buluşuruz. Yenileniriz. Yenilenmek, önce kişisel keşif ile “bize” bütüne yaklaşmak, sonra bütünden herkese ulaşmak anlamı taşır. Halktan Hakka, Haktan halka gibi.
İbadetin içeriğinde olması gerekenler:
1- Düşünceye daima dikkat etmek, olumsuza yer vermemek.
2- Keşif hazzı ve öğrenme merakı duymak
3- Varoluşun sunduğunu fark etmek, bize sunulanı kullanmak.
4- Kendimizi unuttuğumuz bir yaratıcı uğraşla uğraşmak.
VAROLUŞUN TEK AMACI TEKAMÜLDÜR.
Oynak disiplin nedir?
İbadette disiplin gerekir mi?
Evet. Gün doğuşu ve batışı özellikle seçilmelidir. Çünkü var oluş “oynar disipline” sahiptir.
Çocuğun doğumu 9 ay, sütün yoğurda dönüşü 3 saat, ağacın çiçek açması bir mevsim gibi zamansal disipler içindeyiz. Etin ve sütün hazım saatleri, yetişkinin ihtiyacı olan uyku saatleri belirli. Ama bu belirlilik kişilere, ortama, duygulara göre oynamaktadır. Varoluşun kendisi oynar bir disipline sahiptir. Güneş doğudan doğar, ama aynı noktadan doğmaz. Yaşamın temel sayıları pi, fi, E, asal sayısı kesin ama küsüratı sonsuzdur.
Yürüyüşümüz otomatik, nefes alışımız otomatiktir, ama yaşlar değişince o da değişmez mi?