Bursa Arena E'Gazete
2024-08-18 00:42:49

Hayat Sigortası 35 Besmele..

ALİ KAYBAL

18 Ağustos 2024, 00:42

35 Besmeleyi her kim ki kâğıda yazarak evine veya iş yerine levha yaparak asar ise;

O mekânda kaza, yangın, musibet, şer def olur.

Ol yerde hayır ve bereket olur, müşteri çoğalır, geliri artar.

Cin, şeytan şerrinden, kötü gözler ve zararlı bakışların şerrinden, haset ve nazardan korunur,

Yani "35 Besmele" Hayat sigortasıdır.

İnsanoğlunun yaptığı sigortada,

Hasar meydana geldikten sonra zararın bir miktarının karşılanması esastır.

Yaradan’ın sigortasında ise,

Hasara meydan verecek olayın önlenmesi ve ortadan kaldırılması esastır.

Yani;

Konu yangın olmuş olsa,

İnsan oğlunun yaptığı sigortada,

Yangın sonrası bir hamle mevcuttur.

Hasarın tespitinden sonra bir meblağın ödenmesi söz konusudur.

Yaradan’ın sigortasında ise olay meydana gelmez ve bir ödeme de gerektirmez.

Bu olay ne kadar doğru?

Bu olayın doğruluğuna ne derece güvenebiliriz.

İslam’da;

“Şifa veya korunma amacıyla Kur’an’dan bir bölümü, ilâhî isim ve sıfatları yahut bir duayı okuyup üflemek” caiz görülmüştür.

Bu üfürmeye “rukye” denilmektedir.

Bu duaların kâğıt üzerine yazılıp taşınan şekline de muska denilmektedir.

….

Rukyenin caiz olduğunu söyleyenlere göre;

Resûlullah’ın rahatsızlığı esnasında Cebrâil gelerek onu okumuş (Müslim, “Selâm”, 39-40),

Peygamber Efendimiz de hem kendisine hem ziyaret ettiği bazı hastalara okuyup üflemiş (Buhârî, “Ṭıb”, 33; Müslim, “Selâm”, 46-51; İbn Mâce, “Ṭıb”, 35-36),

Torunları Hasan ve Hüseyin için şeytandan, zehirli haşerattan, kem gözlerden korunmaları yolunda dua etmiş (Buhârî, “Enbiyâʾ”, 10; İbn Mâce, “Ṭıb”, 36; Tirmizî, “Ṭıb”, 18),

Vefat hastalığı sırasında Hz. Âişe, Resûl-i Ekrem’e okuyup üflemiş ve onun eliyle bedenini meshetmiştir (Buhârî, “Ṭıb”, 32, 39; Müslim, “Selâm”, 51-52).

Bu kaynaklardan sonra olayın doğruluğunu teyit için başımızdan geçen olaylara da yer verelim istedik.

Bir gün eşim beni arayarak sabah saat 10.00 kardeşine gideceğini,

Akşam işten çıktıktan sonra benim de oraya gelmemi istedi.

İş çıkışı ben de oraya gittim.

Akşam eve döndüğümüzde saat 24.00’ü geçiyordu. 14 saatlik bir zaman geçmişti.

Apartman kapısından girdiğimizde ortada bir süt yanığı kokusu vardı.

Eşim “ Birisi sütü yakmış “ dedi.

Eve girdiğimizde koşa koşa mutfağa girdi.

Ocağın üzerinde süt tenceresi kaynıyor ve içinde bir damla süt yok.

Tencerede herhangi bir zarar yok. Bunu neye bağlayabiliriz. Nasıl izah ederiz?

İkinci olarak;

Bir arkadaşım yeni evlenmişti. Bir haftalık evliydi. Eşinin kolu bilezik doluydu.

Akşam bize oturmaya geldiler.

O sırada zil çalıyormuş ama ben duymadım. Arkadaşım;

“Zil çalıyor duymuyor musun “ dedi. Ben de “ne zili” dedim.

“ 5-6 dakikadır zil çalıyor “ dedi.

Hemen mutfağa gittim. Mutfak giriş kapısının tam karşısında. Eşime sordum;

“Zil çalmış” dedim. O da bana dönerek.

Ne zili ben zil sesi duymadım, dedi.

Olaydan 5-6 dakika sonra komşunun oğlu geldi.

“Ali abi sizde bir şey var mı” dedi. Ben de,

“Ne olacak ki” dedim.

“Eli silahlı iki kişi kapıları çalıyor. Birisi kapıda bekliyor. Diğeri içeri giriyor. Altın akçe ne varsa alıyorlar. Komşunun birisinden almışlar” dedi.

Birileri bu olaylara tesadüf diyebilir.

Ama hayatta tesadüflere yer yoktur. Her şey tevafuktan ibarettir.

Bu tevafuk neticesinde ben hayat sigortasına inandığım için;

Hangi eve taşındıysam Mutlaka kapımın üzerinde yazılı bir 35 besmele asmışımdır.

Artık gerisi sizin itikadınıza kalmıştır.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.