Bursa Arena E'Gazete
2025-02-27 13:15:16

Hasan Ali Yücel İle İlgili Ayasofya İftirası..

MUSTAFA SOLAK

27 Şubat 2025, 13:15

Hasan Ali Yücel ile ilgili pek bilinmeyen safsatalardan biri de Ayasofya’yı müzeye dönüştüren karardaki Atatürk imzasının uydurulmasındaki rolüne dairdir. Güya sahte imzanın uydurulmasında Yücel’in de payı vardır. Atatürk dönemi gazetecilerinden Ziyad Ebuzziya’ya göre Ayasofya’yı müzeye dönüştüren “Bakanlar Kurulu Kararnamesi”, 1945’te Hasan Ali Yücel’in Milli Eğitim Bakanlığı döneminde uydurulmuştur. Dolayısıyla Atatürk’ün imzası da uydurmadır.

Ziyad Ebuzziya 1987’de şunu yazar:
“Hasan Ali Bey mi, yoksa kendisi gibi düşünen başkaları mı bilmem: Ayasofya’nın ibadete açık olmasını önlemek için, ‘ibadete kapalı olması isteğinin Atatürk’ün fikri’ olduğu zehabını vermeyi böylelikle, ‘Atatürk’ün bu isteğine karşı gelinmesin’ gibi bir hava yaratmayı düşünmüş olacaklar ki, 1947’de, ufak bir broşür yayınladılar.”

24 Kasım 1934’te Aysofya’yı müzeleştiren kararnamenin uydurma olduğunu “ ‘KARARNAME’ başlığı Ayasofya’nın bir ‘İcra Vekilleri Heyeti kararı ile’ müze yapıldığına herkesi inandırmıştır. Halbuki bu doğru değildir, uydurmadır” sözleriyle belirtir.

Türk Tarih Kurumu Başkanlığı yapan Pof. Dr. Yusuf Halaçoğlu gibi birçok kişi de Ziyad Ebuzziya’ya dayanarak iddiayı benimsemiştir.
Broşür denilen Nurettin Can’ın kitabı 1948’de basılıyor. Hasan Âli Yücel 1946’da Milli Eğitim Bakanlığı görevinden ayrılmıştır. Şu halde kararname ve imza sahteyse bile sorumlu bakan, Hasan Âli Yücel olamaz.

Ebuzziya’nın anlatımına göre kararname uydurmaysa altında imzası olan bakanların imzası da uydurmadır. Peki Ebuzziya, neden bu broşürün yayımlandığı 1948 yılında veya bakanların hayatta olduğu yıllarda yayımlamıyor da 1987’de yazıyor?

Muhtemelen okuduklarında, bu yazıya yanıt veremesinler diyeydi. İnönü ve bakanlar hayatta değilken yanıt veremeyeceklerdi.
Dahası Ebuzziya çelişkili hususları dile getiriyor. 1934 tarihli kararnamede imzası olanlardan biri de o dönemin Adliye Vekili olan Şükrü Saraçoğlu’dur. Ebuzziya, Saraçoğlu’nun “Biraz nefes alalım, hepsini düzenleyeceğiz ve tabii ibadete de açılacaktır” dediğini belirtiyor ama Saraçoğlu, altında imzasının olduğu Ayasofya’nın geçici değil kalıcı olarak tamamının müzeye dönüştürüldüğünü bilmez mi!

Saraçoğlu böyle bir açıklama yapsa, o sırada Cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü ve kararnamede imzası olan bakanlar karşı çıkar veya onaylardı.
Ayrıca Ebuzziya, yazısında, kendisinin çıkardığını belirttiği Tasvir’de ve Yeni Sabah’ta, diğer gazetelerde neden Saraçoğlu’nun ifadelerine rastlamıyoruz?
Hasan Ali Yücel’in Ayasofya’nın ibadete tekrar açılmasını önlemek şöyle dursun, 1946 yılı Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi görüşmeleri sırasında Antalya milletvekili Hikmet Turhan Dağlıoğlu, Ayasofya’ya, camilere, eski eserlere nasıl sahip çıkıldığını örneklerle anlatıyor ve hükümete, bakana teşekkür ediyor. Dahası millî abideler ve camilerin tamiri için Millî Eğitim Bakanlığı bütçesine daha fazla ödenek ayrılmasını talep etmiştir.

Umarım bu araştırmamla cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkan Hasan Âli Yücel’e yönelik iftira ve safsatalara engel olma yönünde bir tuğla koyabilmişimdir.

NOT: Âli Yücel gibi Atatürk İsmet İnönü, Şükrü Kaya, Şükrü Saraçoğlu’na Ayasofya üzerinden yöneltilen safsataları “ATATÜRK VE AYASOFYA” kitabımdan okuyabilirsiniz.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.