Bayramı da kapsayan uzun (hükümet tatili) iç turizmi iyice hareketlendirdi. Son yıllarda bayramlara eklemeler yaparak, tatili neredeyse yıllık izine çevirdik. 10 gün az bir süre mi?Tatilin böylesine uzunu, bizden başka bir ülkede yok. Adamlar devamlı çalışıyor, bizim gibi tembel değiller ki..
Hani bizim ekonomimiz kötüydü, hani paralar bitmişti, hani halk geçim sıkıntısının altında inim inim inliyordu? Geçin dostlar, o sıkıntıda dediğimiz millet arabasına atlayıp, tatil bölgelerine hücum etti sanki. Yollar tıklım tıklımdı, arabalar santim santim ilerliyor, benzin istasyonları yakıt yetiştiremiyordu araçlara. Lokantalar doluydu, otel ve tatil köylerinde yer yoktu, esnafın yüzü ilk defa gülüyordu.
Hükümetimiz de hayli bonkördü hani. Emekliye bayram ikramiyesi, işçiye memura ekstra para, Suriye’liye bayram harçlığı, milletvekillerine bile 20’şer bin lira fazladan ödeme yapıldı. Böylesine bol kepçeyle dağıtan başka bir hükümet var mı yeryüzünde? Bir de adamlara verip veriştiriyoruz. Daha ne yapsınlar yani, 10 gün tatil yetmedi, sarfedelim diye cebimize paraları da koydular, yine de yaranamıyorlar. Biz de az nankör millet değiliz ha..
Böyle bir ülkenin ekonomisi kötü olur mu? Bizim gözümüzü korkutup duruyorlar. Etrafımız düşmanlarla sarılı, iç ve dış tehlikeler Türkiye’yi fazlasıyla zorluyor, hayat pahalılığı mutfaklarda yangın çıkaradursun, biz konvoylar halinde tatil bölgelerine akıp, hayatın tadını çıkarıyoruz. Kimse bana hikaye anlatmasın, akşamları televizyonlarda gördük trafik sıkışıklığını, devlet ana yollarının halini hepimiz seyrettik, tatile koşan milletin telaş ve mutluluğuna hepimiz tanık olmadık mı? Bu durumda kime inanacağımızı şaşırdık. Ekonomi profesörleri battık diyor, işadamları imdat istiyor, fabrikalar kapanıp duruyor, işsizlik rakamları tavan yapıyor, fiyatlar uçuyor, enflasyon tırmanıyor ama, milletimiz tatile koşuyor. Hem de 3-4 günlüğüne değil, tam 10 günlük bir tatile…
Ordumuz savaşta, mermi yetiştirmeye çalışıyoruz cepheye, dört düvelde hainlerle çatışıyoruz. Şehitlerimiz, yaralılarımız var, kimin umurunda? Belediye seçimlerinden yorgun düşen milletimiz tatile koşuyor, sizce dinlenmeyi hak etmedi mi yani? 6 aydır işi gücü bırakıp, seçimlerle uğraşan bizden başka bir millet var mı ortalıkta? Onca ipe sapa gelmez laflara alkış tutuyor, mitingten mitinge koşuyor, sandığa gidip oyunu kullanarak dilediğini seçiyor ama seçtiğine koltuğunu vermiyorlar ki… Haydi bir daha seçim, bir daha kampanya, bir daha sandığa koşu, bir daha tasnif,bu durumda o millet yorulmaz da ne yapar?
Gerçekten bizi düşünen bir hükümetimiz var. Bu kadar koşuşturmaya ve yorgunluğa elbette dayanamaz insanımız. Öyle olunca bize tatil de veriyorlar, para da… Üstelik moralimizi de güçlendiriyorlar. Televizyona çıkıp, dünyanın ekonomisi en sağlam on ülkesinin içinde olduğumuzu söylemiyorlar mı, insanın koşup sarılası geliyor damada. Bakmayın siz döviz artışına,Türk Lirası günden güne değer kazanıyor. Bunu bizim mahallenin muhtarı söylese belki inanmayız. Ama koskoca Maliye Bakanı söylüyor. İşte burası çok önemli…
Gözünü sevdiğimin milleti, nasıl da güveniyor kredi kartına. Nasıl olsa para çıkmıyor cebinden, peşin ödemiyor hesapları, ver kartı yaz şifreyi, ohhh ne ala memleket. Böyle bir tatili, böyle bir yaşamı ve keyfi hak etmemişsin kime ne? Benzine, mazota hergün zam geliyor, depolar 300 - 350'den aşağı dolmuyor ne gam.. Milletin şikayeti olsa, para sıkıntısı çekse, onca araç çıkar mı trafiğe? Araçların içine bakıyorsun, çoğu tek kişiyle geçip gidiyor. Bu ne zenginlik, inanılır gibi değil.
Yahu bir tuhaflık var bizim memleketimizde. Muhalefete bakıyorsun mahvolmuşuz. İktidara bakıyorsun bizden güçlü devlet yok. Medyanın cılız muhalefetine göre, biz ölmüşüz de ağlayanımız yok. Medyanın güçlü iktidar kanadına bakınca, bir Türk dünyaya bedel.. İktidar sözcülerinin ağzından bal damlıyor. Muhalefet ise, zehir püskürüyor sanki. Onları dinleyince, biz başka bir ülkede yaşıyor sanıyoruz kendimizi. Çünkü ne muhalefeti nede iktidarı, bizim yaşadığımız ülkeyi anlatmıyorlar. Eğer onların söyledikleri doğruysa, ya zil takıp oynamalıyız sevinçten yada endişeyle yaşamalı, gözyaşı dökmeliyiz devamlı.
Dış borçların taksidini hemen ödememiz gerekiyor. Alacaklı kapıya dayandı. Öyle haberler geliyor ki, merkez bankasındaki ihtiyat akçesine bile el atmışız. Eyvah ki ne eyvah. Doğru mu bunlar acaba, yoksa yalan mı? Yalandan kim ölmüş derseniz orasını bilemem ama söylenenler doğruysa, başımız gerçekten belada demektir. Hoş belaya iyice alıştık artık. Belasız gün geçirdik mi, bir gariplik var diye bakıyoruz. Şerbetlendik milletçe, dünya bize tehlikeyi gösteriyor, mayın tarlasında yürüyoruz sanki, ama umurumuzda değil hiçbir şey.
Paramız, pulumuz, gücümüz, kuvvetimiz olmasa, böylesine mutlu ve umutlu bir tatil geçirir miydik? Onca masraf edip, borca harca girip, çoluk çocuk keyif çatabilir miydik?Yahu besbelli dünya bizi kıskanıyor, Reis yanlış söylememiş, adamlar bizi iyice kıskanıyorlar. Dünya batsa umurumuzda değil. Böyle milletler, böyle devletler kıskanılmaz mı hiç?..