‘İslam garip geldi garip gidecek’.. Öyle buyurmuş peygamber efendimiz sav. Kimisinin dünyası, kimisinin ahreti cennet veya cehennem.
Elhamdülillah! Diyebilmekte marifet. Çabuk unutuyoruz biz.
Ensar muhacir kardeştik!
Bir tarafta huzur ve barış olan beldelerde yaşamlarını devam ettirmek adına vatanlarını terk eden Müslüman kardeşlerimiz, Akdeniz’in berrak sularında tekneleri alabora edilerek yaşamlarını yitiriyorlar.
İnşaallah şehittirler. “O küçük yavruya sen hangi suçtan öldürüldün” (Tekvir/8-9) diye sorulacağı günün geleceğini unuttuk azizim.
Ülkelerin zenginlikleri batı tarafından sömürülüyor, ülkelerini yönetenler batılılara yer altı ve yer üstü zenginliklerini adeta peşkeş çekiyorlar.
Batı da, işbirlikçilerinin iktidarda kalmaları noktasında ne gerekiyorsa yapıyor. Tıpkı Putin’in Esad’ın iktidarının devamını istemesi gibi.
Neden?
Akdeniz’de Rusya’nın hakimiyetinin bitmesini istememesi gibi.
Ahh şu işbirlikçiler.
Kim mi bunlar. Yüzünü batıya dönen dönekler. G-20'den çıkan kararlara noktası ve virgülüne kadar ‘emredersiniz’ diyenler. Ülkelerinde yapılan zamları vatandaşlarıyla birlikte öğrenenler.
Ülkemize gelen Sudi Kralı hazretleri 16 TIR eşya ve 50-60 adet araçla sülale boyu gelirken acaba Müslümanların Akdeniz’in- Ege’nin sularında nasıl boğulduğunu merak mı etti de bu denli donanımlı geldi. Ülkenin polisi kimden koruyor seni. Allah kendinden korkmayanı kendisinden başka her şeyle korkutur ve korkutuyor da..
Ya oynanan oyun? Nereden biliyorsunuz, patlayan bombaları Müslüman coğrafyasını hedef göstermek için batı kendisi patlatmış olamaz mı? Bal gibi de olabilir. Dinimizde hangi ayette-hadiste kendini patlat İslam’a hizmet et sözü geçiyor. Ben bulamıyorum, bu konuda ilahiyatçılarımız yardım edebilir mi acaba?
Müslümanlar gittikleri beldeleri ülkeleri feth etmiştirler. Batı ise işgal etmiştir. Müslümanlar gittikleri yere huzur ve barış getirmişler, medeniyet getirmişler, batı ise kan ızdırap göz yaşı getirmiş.
Önce bilim adamları bilimsel çalışma yapmak adına gittikleri yerde ajanlık yapıp istihbarat çalışması, din adamları da misyonerlik yapıyor; ardından güçleri yeten ülkelere ellerinde silahla tekrar geliyorlar. Yani önce ellerinde ‘İncil' sonra 'silah'la geliyorlar.
Biz Müslümanların acilen değil, derhal her vatandaşımızla yüzümüzü İslam’a ve Müslümanlara dönerek kendi gündemimizi oluşturmalı, gerçek teröristler olan batının kuyruğunu bırakmalıyız.
Yüzünü batıya dönenlerle, işbirlikçilerle, abd ve israilin postacılığıyla bir yere varamayız. **
Yeniden Refah Partisi ile siyasete adım atıp yeni bir anlayışla kitlelere seslenen Dr. Fatih Erbakan, yapılana teşekkür edip yapılmayanı, yapıcı bir üslup ile ortaya koyması kavgadan bıkmış halkımızın takdirini topluyor.
6 Kasım Ankara Arena'da 2. Olağan Büyük Kongresi'ni gerçekleştiren Yeniden Refah Partisi delegelerinin geçerli oylarının tamamını alan Fatih Erbakan, yeniden Genel Başkan seçildi. Aynı zamanda kongrede Türk Siyasi tarihinde ilkler de yaşandı. 65 Bin kişinin katılımıyla en kalabalık büyük kongre yapıldı. Bir diğer ilk ise, kongre salonuna sığmayan kalabalığa hitap eden Erbakan 10 Binlere seslenişinde hem kongre hem mitngi aynı günde aynı mekanda gerçekleştirmiş oldu.
Genç katılım dikkatten kaçmayan kongrede Erbakan, önemli mesajlar verdi. 'İttifakı milletimizle yapacağız, genelde ve belediyelerde denk bütçe zorunluluğu getireceğiz, İstanbul Sözleşmesini ve uzantısı 6284'ü kaldıracağız, LGBT dernek ve faaliyetlerine son vereceğiz, 100 günlük acil eylem planlarımızı hazırladık, tüm dünyanın ihtiyaçlarını karşılayacak gıda üretimine geçeceğiz, imtiyazı kaldırıp adaleti tesis edeceğiz'.. gibi açıklamalarda bulundu. Bursa'dan da üç kişinin yer aldığı 50+50 kişilik MKYK listesi ve partinin diğer organlarının seçimine 1225 delege ve 65 Bin kişi katıldı.
Gençlik Kolları hazırladıkları büyük bir görsel çalışmayla Genel Başkan Fatih Erbakan'ın cumhurbaşkanlığı yürüyüşünde yanında olacaklarını tekrar etmiş oldular.