Kızılay’a önce bizim mahalle güvenmiyordu şimdi onlar güvenmiyor! Çok ilginç değil mi?
Asrın Felaketi Karşısında Afad, Kızılay, İHH Diğer Yardım Kuruluşları ve Biz Bir Milletiz
Devlet nerede!? Devlet nerede diyenlere hatırlatmak isterim; Devlet millettir, millet devlettir! Yani herbirimiz devletiz. Siz vardanız devlet vardır. Siz yoksanız devlet yoktur!
Asrın felaketi ile karşı karşıyayız. Bu felaket her birimize sorumluluk ve idrakimize göre dersler verdi. Tabi bunları unutmaz dersimizi almış olursak…
Öncelikle felaket konusunda aziz milletimizin olağanüstü dayanışması gerçekten takdire şayan ve kendisine yaraşır şekilde gerçekleşmektedir.
Devlet kurumları Afad, Kızılay ve İHH gibi sivil kurumlara güvenmediğini söyleyenlerin bir sanatçı şahsın önderliğinde yürütülen kampanyaya güvenmeleri ve devlet kurumlarına tercih etmeleri çok ilginç değil mi?
Başkalarını suçlamayı bırakıp kurumlarımız yanlışlık nere de veya neden yanlış anlaşılıyoruz diye kendilerini sorgulamalı. Öte yandan devlet kurumları ve sivil yardım kuruluşlarının faaliyetlerini bilmeden tanımadan ön yargı ile güvensizlik duyanların da peşin hüküm vermeden tanımaya anlamaya çalışmaları birtakım algı propagandalarına itibar etmemeleri gerekir. Hak arayanlar haksızlık yapmamalı!
Öte yandan deprem sırasında yardım organizesi yapan dernekler devletin ilgili kurumları tarafından toplanan yardımlar nerelerde kullanılıyor denetlemelidir. Ayrıca dernekler de harcamalar konusunda şeffaf olmalılar.
Sanatçılarımızın büyük kesimi müstesna olmak üzere bazı sanatçılar muhalefet yapacağız derken kendi devletlerine güvenmediklerini, dindar buldukları yardım kuruluşlarına güvenmediklerini hangi akla hizmet ve hangi aymazlıkla söyleyebiliyorlar?
Deprem bölgesinde devlet yok kendimizi çok yalnız hissediyoruz diyebiliyorlar! Oysa sanatçı denilince hassas ruhlu, kibar, şefkatli insan anlarız. Ne hikmetse bazıları bizi bu süreçte sükutu hayale uğrattı.
Devlet millettir, millet devlettir!
Devlet milleti ile millet devleti ile kenetlenmiş ve deprem bölgesinde tüm gücüyle bulunmaktalar.
Devletin ve milletin itibarını zedelemeye kimsenin hakkı yoktur, haddi de değildir.
Devlet belki hiç bir ülkenin yapamayacağı başarıyı, hassasiyeti duyarlılığı göstermiş, başta Sayın Cumhurbaşkanımız felaketin ilk saatinde bütün kurumları ile harekete geçmişlerdir. Beğenmedikleri, güya güvenmedikleri Afad, Kızılay ve İHH gibi kuruluşlar depremin ilk saatlerinde deprem bölgesine ulaşmışlar, binlerle ifade edilen saha elamanları ile yıkıntıların altına girip bir can kurtarabilir miyiz diye canlarını tehlikeye atmışlardır. Hangi para ile böyle bir fedakarlık yapılabilir?
Deprem bölgesinde çalışan sivil kuruluşlar yıllardır yıl boyu felaket bölgelerinde ve yoksul bölgelerde faaliyet gösteriyorlar, bulundukları yerin ihtiyacına göre su kuyuları, okullar, camiler, tarım alanları, yetimlere sahip çıkmak, öğrencilere burslar vermek gibi faaliyetleri aralıksız gerçekleştiriyorlar.
Depremden insanlar kurtarıldığında neden tekbir getiriliyormuş? Yahu böyle bir ifade ile bu milletten, bu milletin inancından, bu milletin kültüründen uzak olduğunuzu göstermiyor musunuz? Öyle böyle değil konunun çok cahilisiniz! Çok! “Kişi bilmediğinin cahilidir” sözümüzü hatırlatır sizin dışınızdaki stk ları da tanımanızı hatta onların tecrübelerinden yararlanmanızı öneririm. Küçük gördüğünüz kesim yıllardır dünyanın en ücra köşelerine ulaşıp kimsesizlere, mazlumlara yardım organize yardımlar ediyorlar. Zaman zaman bu yardım kuruluşlarından devletler de halkla ilişkilerde yardımlarına müracaat ediyorlar. Çok önemli birikime sahipler.
Ayrıca ve çok önemli bulduğum bir husus da Ahbap Derneği gibi organizelere mensup kişileri “devlet yok!” diyenler tarafından provoke edebilirler onun için dikkatli olmalılar. Çok hassas bir dönemden geçmekteyiz! Lütfen dikkat!
Birlik ve beraberliği zedeleyecek davranışlardan uzak durmalıyız.
Gelelim ülkeyi yönetenlere ve depremin öğreti ve emirlerine!
Deprem tedbirlerinin alınmaması deprem bölgelerinin şartlarına uygun yapılanma yapılmamasının bedelinin canımızla ve malımızla ödemek olduğu dersi ve müteahhitlere mal sahiplerine ve denetim makamında olanlara; “inşaat malzemelerinden çalmayın, tamahkarlık yapıp çok katlı bina yapmayın devlet görevlilerine ise; denetimlerinizi düzgün yapın” emrini vermiştir!
Bu ders ve emirlere uymayanlar insanların hayatını tehlikeye atarak kul hakkı yiyenlerdir! Artık topyekün ders almalıyız!
Deprem bölgesinin yaraları bir yandan sarılırken aynı zamanda hiç zaman kaybetmeden İstanbul’u ele alınmalı ve İstanbul’da seferberlik ilan edilmelidir. İstanbul, İstanbul Belediyesinin ilgililerinin becerisine ve belediyenin imkanlarına bırakılamayacağını üç yıllık belediye yönetimleri sırasında fiili olarak yaşadık. İstanbul Belediye Başkanı tatillerden fırsat buldukça karambolden cumhurbaşkanı adayı olabilir miyim diye Türkiyeyi turluyor! Yani başkanın İstanbuldan daha önemli işleri var!
İstanbul’u olası depreme hazırlamak milli ve insani sorumluluktur. Şu andan itibaren devletimiz savunma sanayii dışındaki bütün yatırımlarını zaruri, hayati olanlar hariç ötelemeli ve İstanbul’un master planı çıkarılarak binalar güçlendirilmeli gerekli görülmesi halinde yıkılmalıdır. Bu konuda insanların doyumsuz taleplerinin önüne geçecek yasal düzenlemeler acilen yapılmalıdır.
Deprem tedbirleri imar ve inşaat aşçısından ranta feda edilmemelidir! Önce insan, önce insan hayatı olmalıdır.
Başta Hatay olmak üzere bölge boşaltılmamalı demografik yapı korunmalıdır.
Televizyonların “Tek Yürek” kampanyası bu aziz milletin ne kadar kadirşinas ve yardım sever olduğunu göstermişlerdir. Yardım kampanyasına destek olanlara, emeği geçenlere, sanatçılar, sunucular, iş adamları ve gazetecilere teşekkür ederiz.
Biz hep birlikte Türkiyeyiz!
Vesselam