Yugoslavya’nın karıştığı Bosna savaşı yıllarında. Bosnalı bir öğretim görevlisinin Ankara’da bir söylemine şahit olmuştum. Bosnalı öğretim görevlisi Türkiye ve o zamanki hükümete övgüler yağdırdıktan sonra konuşma esnasında “Allah Sırplardan razı olsun” dedi. Bir anda ortalık buz kesti.
Hemen sonrasında devam ediyordu;
-Sırplar bize savaş açıp soykırım yapmadan önce ne birliğimiz, ne dirliğimiz, ne de dinimize sahip çıkmamız vardı. Zulüm ve şiddeti görünce dinimizin, kültürümüzün, namus ve izzeti nefsimizin farkına vardık. Değerlerimizin etrafında kenetlendik..
..
Bitmiş, tükenmiş, orduları, tersaneleri dağıtılmış hiçbir şeyi kalmamış Osmanlı’nın küllerinden, yani sıfırdan; modern, çağdaş bir devlet kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni sıfır borçla bizlere bırakmıştır.
İnsanoğlu ne yazık ki sahip olduğu değerleri ya bilmiyor ya da kaybedince anlıyor.
Türkiye haritasına bakıldığında bazı şeyler apaçık ortaya çıkıyor. Kurtuluş günü olan vilayetlerimiz özgürlüğü daha manalı anlıyor. Daha belirli sahip çıkıyor. Diğerleri bilmiyor mu diyeceksiniz, elbette biliyorlar ama onlar kadar değil. Özgürlüğünü kaybedip zulüm görenler farklı oluyor.
Şunu demek istiyorum;
Son günlerde Devletimizin kurucusu Atatürk'e hakaret ve tacizler dozları arttırılarak gelmekte, Cumhuriyet düşmanları adeta boy göstermekteler. Matbaa, basın, sanat gibi değerlerin Osmanlı’da pek rağbet görülmediği, bunların yabancı lobiler tarafından organize edildiği aşikâr. Yani Atatürk gibi bir dünya liderinin layığı ile anlatıldığı düşünülemez durumda.. Ancak rakı masasında üç beş fotoğraf.. Değerlerini satılırken anlayabildiğimiz eserlerinden hiç bahsedilmemesi, bizleri bu günlere getirdi. Unutulmaya, unutturulmaya yüz tutmuş bir Dünya Lideri Atatürk'e yapılan taciz ve hakaretlerin, Cumhuriyet düşmanları tarafından yapıldığı ve yaptırıldığı da bilinmektedir.
İşte gün geçtikçe daha da değerlenen Atatürk, şimdi daha iyi anlaşılıyor. Sağcısı, solcusu, yediden yetmişe değerini daha iyi biliyor; Cumhuriyet ve Atatürk ilkeleri etrafında çelikten bir halka oluşturuyor.
Samsundaki Atatürk anıtının yıkılmaya çalışılması teşebbüsü ve devamındaki sağdan soldan kenetlenmiş vaziyette toplumun bu olaya tepkilerini izliyorum.
Atamızın anıtına sahip çıkmalarındaki birlikteliği ve heyecanlı duruşlarını düşünüyorum da, şimdi benim de o Bosnalı öğretim görevlisi gibi;
“Allah Razı Olsun Atatürk Düşmanlarından” diyesim geliyor.
Ne Mutlu Türküm Diyene..