Herhangi bir konuda öğrenilen şeyler bilgi olarak tanımlanır. Bilgi, araştırma, soruşturma ve gözlem yoluyla da elde edilir.
Birey “ben biliyorum” dediği zaman kendisini yeni bilgiye kapatmış olur. Kişinin bildiğini düşünmesi bilgili olmak için en büyük engeldir. Bu engel egoyla beslenir ve tetiklenir. O zaman birey ilerleyemez.
“Bilmiyorum” demek ise insana acı veriyor. Oysaki insan her şeyi bilemez, bilmek zorunda da değil! Gerçekten bilmek, bilmediğini bilmek demektir. Bilmiyorum denildiğinde bilgili olmanın kapıları açılıyor.
İnsanın öğrenmesi gereken en önemli bil ise, kim olduğunu bilmektir.
Dünya Değişim Akademisi’nde Sunulan “Bilgili Olma Sanatı” Değişim programından biraz bahsedelim bu yazımızda.
Bakın bu konuyu Dünya Değişim Akademisi nasıl açıklamış:
“Bilme bir süreçtir, bilgi ise bir sonuçtur. Bilme dinamiktir ve deneyim içerir, oysa bilgi statiktir ve mantık içerir. Bilme eylemi daima canlıdır ve akıştır, bilgi ise ölüdür ve birikmeye meyillidir. Bilme ve bilgi söz konusu olduğunda, daima bilme eylemi içinde olan kişi bilgeliğe doğru hareket eder, bilgi biriktiren ise geçmişte kalmaya ve eskimeye mahkûmdur.”
Bu değişim programının amacı, bilginin ve enformasyonun ne olduğunu anlamak; bilgi biriktirme ve bilge olma arasındaki farkı öğrenmek.
Bu değişim programı tamamlandığında kazanacaklarınız ise şöyle:
Bilgili olmak için bilgi biriktirmek değil deneyim yaşamak gerektiğini idrak edeceksiniz.
Bilme ve bilgi arasındaki farkı kavrayacak, bilme eyleminin her zaman dinamizm içerdiğini bilginin ise statik olduğunu göreceksiniz.
Gerçek bilgi ile enformasyon arasındaki farkı gözetmeye başlayacaksınız.