Anlaşılan Kırıkkale belediyesinin paraya çok ihtiyacı var.
Adamlar Yüksek İhtisas Hastanesinin poliklinik servislerinin önüne postu sermişler,
Gelen giden araca ceza kesmeye başlamışlar.
Bunu nereden çıkardınız derseniz;
Bir yakınımızın telefonuna genel mesajlar bölümüne “Bir idari para cezası olduğu” mesajı geliyor.
e- devlete girip bakıyor. 30.09.2024 tarih itibariyle 1.380. TL’lik ceza görülmekte.
Detayında ise Yüksek İhtisas Hastanesi Poliklinik önü, saat 09.28 olarak yazılmış
Üç gün sonra da Kırıkkale Belediyesinden kayıtlı telefona bir mesaj gelir;
“03.10.2024 tarihi itibariyle 1.530,26 TL ödeme emriniz bulunmaktadır. 3 iş günü içerisinde ödeme yapmazsanız yasal süreç başlatılacaktır. “
e- devlette 1.380 TL, Belediyenin gönderdiği mesajda 1.530 TL.
Kişi hangisini esas alacak!
Vay vay vay.
Hiç sevmem ama Melih Gökçek’e rahmet okutturacak bir açıklaması.
Ne demişti: “Sizin sanatınızın içine tüküreyim..”
Çağırayım da bir de sizin Halkçılığınızın içine tükürsün.
Yakınım 85 yaşındaki hasta annesini hastaneye götürüyor. Annesi yürüyemediği için poliklinik önünde duruyor. Annesini indirip içeri alıyor. Bir banka oturtturuyor. Sonra çıkıp aracı kapı önünden alıp yakınlarda park yeri olmadığı için uzakta bir yere bırakıp geliyor.
Hadise bu.
…
Efendiler, eğer siz belediyecilik yapacaksanız, hastasını oraya getiren hasta sahipleriyle uğraşmayın.
Demek ki orada bir park yetersizliği var. Bütün halk bundan şikâyetçi.
Siz önce bunu giderecek bir çalışma yapın.
Bunu yapmadan vatandaşa ceza kesmekte neyin nesi?
Sizin İngiliz Mehmet’in uygulamalarından ne farkınız var.
Nerede sizin halkçılığınız,
Nerede vatandaşın yanında olan söylemleriniz.
Oraya bir şikâyet kutusu koyma cesaretiniz yok,
Park yapıp halkın ihtiyacını giderecek gücünüz yok,
Belediye olarak şu anda gözükmüyorsunuz bile.
Gelsin Melih Gökçek de bir tükürükte buraya atsın.
…
Peki Kırıkkale Belediyesinin buna yetkisi var mı?
18 Aralık 2021 tarihli Resmi Gazetenin 31693 sayısında Belediye zabıta yönetmeliğinin bazı maddeleri değişti. Yönetmeliğin zabıtanın “Trafikle İlgili Görevleri” başlığının 6. maddesinde
“Belediye sınırları içerisinde kaldırımları, toplu taşıma araçlarına ait durakları, yangın musluğu, doğalgaz kutusu, yeşil alan, engelli geçişi ve benzeri yerleri motorlu veya motorsuz araçlar ile işgal edenler hakkında 5326 sayılı Kabahatler Kanunu doğrultusunda işlem yapmak..” olduğu belirtilmiş.
Bu sıralamanın içinde “Hastane Poliklinik önü” yok.
Hastane polikliniklerini getirip “Benzeri Yerler” in içine sıkıştırarak tatlı su kurnazlığıyla ceza yazmak neyin nesi.
Sen Belediye isen önce buranın park sorununu hallet.
Yönettiğin şehrin insanına zulüm etme.
Onların dertleriyle hemhal ol.
Herkes oradaki parkın yetersizliğinden şikâyetçi ve bu görev de senin Ahmet Efendi.
Şehrin çöp konteyner sorununu hallet.
Caddeleri, yolu ve kaldırımları işgal eden esnaftan bu alanları kurtarma işini hallet.
Onlar bu işgali yaparken bir kuruşluk ceza yazmışlığınız yok, ama hastane önünde hastasıyla uğraşmak zorunda olan hasta sahibine getirip cezayı yapıştır.
Ayıptır ayıp.
Adam hastasıyla mı uğraşsın,
Yoksa sizin zabıtanızla mı uğraşsın.
Bu cezanın ödenecek bir durumu yok. Çünkü;
Bu cezanın yazılmasında,
Yazılıp tebliğ edilmesinde,
Ödeme yerinin belirtilmemesinde,
Ve yapılan oranlarda kanuna uymayan haller var.
Kayıtlara düşen başka, istenilen başka.
5326 sayılı Kabahat Kanununa uygunluk sağlamıyor.
Vatandaş tabi ki itiraz hakkını kullanacaktır.
…
Bu davranışlarınızla sadece insanların size cephe açmasını sağlarsınız.
Siz bu kafa ile giderseniz, çıktığınız sokağa çabuk dönersiniz.
İçinizdeki niyet ve gerçek yüzünüzü sergiliyorsunuz.
Bu millet size “İktidar Olma” yolunu hiçbir zaman açmaz.
Sadece gün geçirmiş olursunuz o kadar.
Eğer bu milletten para alacaksanız,
Cezai yolla değil, hizmet üreterek karşılığını alın.
Ama o hizmeti üretecek elemanların olmadığını daha önce de söylemiştik.
Dalkavukluk sistemiyle bu işler ancak bir yere kadar gider.
Önce onları temizleyin, sonra hizmeti gerçekleştirin.
Halkın takdirini toplayın, nefretini değil..