Futbol stadyumlarının isimleri değişiyor. Bursa Atatürk Stadyumu, Bursa Büyükşehir Stadyumu oldu. Antalya, Arena oldu. İnönü, Vodafone stadyumu oldu. Samsun 19 Mayıs ise Stadyum Samsun oldu.
Atatürk Hava Limanı’nın isminin, 3. hava limanı yapılınca uçuşlara kapatılarak yok edilme çalışması var olduğuna yönelik düşünceler konuşuluyor bazı taraflarca.
İnsanın aklına ister istemez “Kemalist rejim mi değişiyor” sorusu gelmiyor değil!
İbni Haldun’un girişi 200 sahife olan “Mukaddime” kitabında, “devletlerde aynı insanlar gibidirler, doğarlar büyürler gelişirler ve ömürlerini tamamlarlar tarih sahifesinde yer alırlar” deniyor. “Her ümmetin bir eceli vardır. Onların eceli gelince bir saat gecikmez, öne de geçmez.” (A’raf süresi ayet 34). Rabbimizin buyruğu da böyle.
Bir tv programında gazeteci yazar Aytunç Altındal (Allah Rahmet Eylesin) “Abdullah Gül’den sonraki cumhurbaşkanı tarafından rejim değişikliğine gidilebileceğini” söylüyordu. Merhum Erbakan başbakan iken danışmanı olan Aytunç Bey aynı zamanda vefatına kadar da Putin’in danışmanlığı görevinde bulunuyordu.
Selçuklu ve Osmanlı imparatorlukları tarih sayfalarında yerlerini aldılar. Gerçi Siyonist Zbigniew Kazimierz Brzezinski “Osmanlı bitirilmiş değil durdurulmuş medeniyettir” diyor. Bazı kesimler tarafından ise Türkiye’deki Kemalist rejimin okullarda portrelerde, resmi protokollerde, Milli bayramlarda ve anma günlerinde bırakılıp rejimin tamamen değiştirilerek global dünyanın glokal hale getirilmesiyle İsrail’in kontrolünde bir dünya yönetimiyle enerjide, tarımda, insanlığın Siyonist rejimle idare edile bilmesinin ön hazırlıklarının yapıldığı iddia ediliyor.
İnsanlık bir avuç ifsat çalışanı Siyonist guruba ve işbirlikçilerinin eline bırakılamaz. Türkiye’mizde alevlenen “başkanlık sistemi” konusunda siyasi tarihin en fazla oy almış bir başbakanlarından olan Davutoğlu’nun görevi yapılan programlı bir çalışmayla sonlandırıldı. Yerine bir çalışma arkadaşı bakan getirildi.
İnsanlığın yerleşik düzende yaşamaya başladığı ilk medeniyetin kurucusu İbrahim Peygamberden sonra sekiz medeniyete ev sahipliği yapan dünyada “bir hak merkezli medeniyet hakim olmuş bir batıl merkezli.” Osmanlıların dünyanın jandarmalığını bıraktığı olay olarak kabul edilen 2. Viyana kuşatmasından itibaren batıl medeniyet hüküm sürüyor ve dünya ifsat sömürü düzeniyle idare ediliyor.
Hani Şener Şen’in bir filmi var ya kendisi sedire oturmuş seyrediyor, İlyas Salman’da ağasından arda kalan sofraya oturmuş, artık yemeklerle karnını doyuruyor. İşte, Siyonist rejimin insanlığa reva gördüğü dünya böyle bir dünya.
Özlenen ise, insanların yaratılışına ve yaratanın kullanım kılavuzuna uygun sistem ile yönetilmesi ve yeryüzünde Allah’ın insanlığa lut fettiği nimetlerin adil paylaştırılmasıdır, hukukun üstünlüğü adaletin tesis edilmesidir. Türkiyemize yakışan da budur.
Ülkemizde başkanlık sistemi konuşulurken; Başkanlık sistemi oyununu bir başka yazımızda ele almaya çalışacağız.
Atatürk Hava Limanı’nın isminin, 3. hava limanı yapılınca uçuşlara kapatılarak yok edilme çalışması var olduğuna yönelik düşünceler konuşuluyor bazı taraflarca.
İnsanın aklına ister istemez “Kemalist rejim mi değişiyor” sorusu gelmiyor değil!
İbni Haldun’un girişi 200 sahife olan “Mukaddime” kitabında, “devletlerde aynı insanlar gibidirler, doğarlar büyürler gelişirler ve ömürlerini tamamlarlar tarih sahifesinde yer alırlar” deniyor. “Her ümmetin bir eceli vardır. Onların eceli gelince bir saat gecikmez, öne de geçmez.” (A’raf süresi ayet 34). Rabbimizin buyruğu da böyle.
Bir tv programında gazeteci yazar Aytunç Altındal (Allah Rahmet Eylesin) “Abdullah Gül’den sonraki cumhurbaşkanı tarafından rejim değişikliğine gidilebileceğini” söylüyordu. Merhum Erbakan başbakan iken danışmanı olan Aytunç Bey aynı zamanda vefatına kadar da Putin’in danışmanlığı görevinde bulunuyordu.
Selçuklu ve Osmanlı imparatorlukları tarih sayfalarında yerlerini aldılar. Gerçi Siyonist Zbigniew Kazimierz Brzezinski “Osmanlı bitirilmiş değil durdurulmuş medeniyettir” diyor. Bazı kesimler tarafından ise Türkiye’deki Kemalist rejimin okullarda portrelerde, resmi protokollerde, Milli bayramlarda ve anma günlerinde bırakılıp rejimin tamamen değiştirilerek global dünyanın glokal hale getirilmesiyle İsrail’in kontrolünde bir dünya yönetimiyle enerjide, tarımda, insanlığın Siyonist rejimle idare edile bilmesinin ön hazırlıklarının yapıldığı iddia ediliyor.
İnsanlık bir avuç ifsat çalışanı Siyonist guruba ve işbirlikçilerinin eline bırakılamaz. Türkiye’mizde alevlenen “başkanlık sistemi” konusunda siyasi tarihin en fazla oy almış bir başbakanlarından olan Davutoğlu’nun görevi yapılan programlı bir çalışmayla sonlandırıldı. Yerine bir çalışma arkadaşı bakan getirildi.
İnsanlığın yerleşik düzende yaşamaya başladığı ilk medeniyetin kurucusu İbrahim Peygamberden sonra sekiz medeniyete ev sahipliği yapan dünyada “bir hak merkezli medeniyet hakim olmuş bir batıl merkezli.” Osmanlıların dünyanın jandarmalığını bıraktığı olay olarak kabul edilen 2. Viyana kuşatmasından itibaren batıl medeniyet hüküm sürüyor ve dünya ifsat sömürü düzeniyle idare ediliyor.
Hani Şener Şen’in bir filmi var ya kendisi sedire oturmuş seyrediyor, İlyas Salman’da ağasından arda kalan sofraya oturmuş, artık yemeklerle karnını doyuruyor. İşte, Siyonist rejimin insanlığa reva gördüğü dünya böyle bir dünya.
Özlenen ise, insanların yaratılışına ve yaratanın kullanım kılavuzuna uygun sistem ile yönetilmesi ve yeryüzünde Allah’ın insanlığa lut fettiği nimetlerin adil paylaştırılmasıdır, hukukun üstünlüğü adaletin tesis edilmesidir. Türkiyemize yakışan da budur.
Ülkemizde başkanlık sistemi konuşulurken; Başkanlık sistemi oyununu bir başka yazımızda ele almaya çalışacağız.