Konunun anlaşılması bakımından günlük hayatta şahit olduğumuz bir olayı anlatalım.
Benim “Şaşne Karı" adında bir ebem vardı.
Tarihlerin 1940’ları gösterdiği zamanda “Yıldızname” bakardı.
Rahmetli ebem, Kırıkkale Belediye Başkanlığı yapmış rahmetli Ağabey Pehlivanlı hakkında da bakmıştı. Onun için annesine;
“Senin oğlunun başında bir evlilik geçiyor. Boşuna beklemeyin başka bir evliliği yok”
Zaman zuhur etmiş. Pehlivanlı’nın eşi vefat etmiş. Ondan sonra başka bir evlilik yapmayarak hayatına bir dul olarak devam etmiştir.
Bu kadın 30-40 yıl sonra olacak bu olayı nasıl bilebilirdi?
Böyle bir şey mümkün olabilir miydi?
Bu hususta en güzel örneklerden birisi de Muhyiddin Arabî Hazretleri’nin (ö.1240) kitabında “Sin Şin’a girince Mim’in kabri ortaya çıkar ” diyor. Yani Yavuz Sultan Selim’in Şam’a gelerek kendi mezarını bulacağını haber veriyor. Ve Yavuz Mısır seferine hazırlanıyor.
Yavuz Selim, bir gece rüyasında Muhyiddin Arabî Hazretleri’ni kendisine şöyle derken görür: “Ya Selim! Senin gelmeni beklerdim. Safa geldin, hoş geldin. Mısır gazanı sana müjdelerim. Sabahleyin bir siyah ata bin. O seni bana götürür. Beni hâk-i mezelleten (horluk toprağından) kaldır. Bana bir türbe, bir cami ve imaret yapıver. Yürü işin rastgele, Mısır fethi müyesser ola!”
Yavuz sabahleyin bir siyah ata biner. At gider, Salihiyye Mahallesi’nde bir çöplükte durup eşinmeye başlar. Orası açılınca büyükçe bir taş çıkar. Üzerinde Arapça olarak “bu Muhyiddin’in kabridir” yazısı görülür.
Mısır 22 ocak 1517 tarihinde feth olunuyor .
Neredeyse 300 sene sonraki bir olay haber veriliyor.
Bu mümkün bir olay mı?
Yaradan Neml suresi 65. Ayette:
“(Ey Rasûlüm), de ki: “Göklerde ve yerde olan kimse gaybı bilmez; ancak Allah bilir” buyuruyor.
Yine Firavun’un, İsmailoğlularının erkek çocuklarını öldürme sebebi Hz. Musa’nın dünyaya gelişinin bilinmesidir.
Rivayet edilen odur ki : ‘Bir gün Firavun, rüyasında bir ateşin Kudüs’ten Mısır’a doğru gelip Kıptî ırkından olanları yaktığını ve İsrailoğullarına dokunmadığını görür. Bunun üzerine sihirbaz ve kâhinleri toplayıp onlardan bu rüyanın yorumunu sorar. Onlar da şu cevabı verirler: ‘İsrailoğullarından bir çocuk doğacak, sen onun eliyle mülkünü kaybedip helak olacaksın.’
İşte bunun üzerine Firavun, İsrailoğullarının doğan her erkek çocuğunun öldürülmesini emreder. Kâhinler bunu nereden ve nasıl biliyorlardı?
İncil'de Hz Muhammed Yuhanna, Bâb 16, Âyet:12’te;
“Hz. İsa dedi; ...Ama Faraklit gelince sizi tüm gerçeğe yöneltecektir. Çünkü kendiliğinden konuşmayacaktır. Ne işitirse onu söyleyecek ve gelecek şeyleri size bildirecektir.” denilmektedir.
Bu ayette “Faraklit” Övülmüş kişi demektir. Yahudiler bunu gizlemek için kelimeyi “Faraklet= Öğüt veren kişi” olarak değiştirmişler. Kendilerince bir tedbir alıp gelişini gizlemek istemişlerdir. Muhammed yerine “Övülmüş kişi” tabirini kullanmışlardır.
Yine bir kul olan bu Muhammed ki;
“İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur.”
Deyişiyle müjdelediği fetih, ölümünden 821 yıl sonra gerçekleşmiştir.
Halbuki Yaradan kitabında : “Göklerde ve yerde olan kimse gaybı bilmez; ancak Allah bilir” buyurmuştu.
Peygamber de bir kul olarak 821 yıl sona olacak olayı nasıl ve nereden bilmiştir?
Yine bu soruların cevabı Kur’anı Kerim’de yer almaktadır.
Hicr suseri 29. Ayet ve Secde suresinin 9. Ayetinde
“Ruhumdan üfledim” buyuruyor.
Yani insan ruhunda “Allah’ın sıfatlarından cüz’i miktarda” bulunmaktadır.
Allah adildir, insanların da adil olmasını adaletle karar vermesini istemiştir.
Allah rahmet ve rahmandır. Kulların da iyiliksever ve şefkatli olmasını, merhametli olmasını ister.
Nahl Suresi 90. Ayet de bu gerçeği ortaya koymaktadır: “Şu bir gerçek ki, Allah size adaleti ve iyilik yapmayı emreder”
Olayı günümüze icra ettiğimiz zaman;
Amerikalılar ve bilim adamları bu gün “Kuzey kutbunun eriyerek kıtanın sular altında kalacağını” haber vermektedir. Yani gelecek bir olaydan bahsetmektedir.
Daha geriye gitmeden günümüzde olandan bahsedelim.
Meteoroloji uzmanlarının “İstanbul’un karlar altında kalacağı” haberlerini vermeleri.
Nitekim onların söylediği tarihte de kar yağmış ve İstanbul karlar altında kalmıştır.
Burada kullanılan sizce ne olabilir?
Allah’ın Esmü-ül Hüsna’sındaki “Alim” adından başka ne olabilir ki!
Öyleyse ortaya şöyle bir iddia atabilir miyiz;
Birileri Onun ilmini biliyor. Ve ülkelerin başına geçecek olan insanların varlığını araştırarak, onların üzerinde hâkimiyet kuracak şekilde yatırımlar yapıyorlar.
Ne dersiniz!..