Ermeni yarası kaşınmaya devam ediliyor. 2005 yılında, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ermeni katliamları, etnik temizlik ve tecrit yaşandığını ifade eden bir tasarıyı kabul etmişti.
Sürgün ve katliamın dönemin Jön Türkler hükümetinin talimatıyla gerçekleştirildiğine dikkat çekilerek sürgün ve katliamlardan Asuriler, Süryaniler ve Keldaniler gibi diğer Hristiyan azınlıkların da etkilendiği konu ediliyor.
1915 yılında Osmanlının müttefiki olan Almanların Osmanlı'da bulunan diplomatları askeri erkanı böyle bir soykırım olayının bulunmadığını bildirmelerine rağmen, bu bilgiyi Almanlar göz ardı ediyorlar. Daha önce birçok Avrupa ülkesinde ve Brezilya’da da 1915 olayları parlamentolarında yapılan oylamalarla “soykırım” olarak kabul edildi.
Yahu hiç başka işleri dertleri yokmuş gibi sırası gelen oyluyor ve soykırım diyor.
Sanki bir el “hadi sıra sizde oylayın bakalım” dermiş cesine yapılan çalışmalar.
Evvelki yıl oylamayı yapmak isteyen Almanya’daki tepkiler geçen yıl yapılmasına neden oldu. Son yaşananlar ise bakanlarımızı bezdirmedi mi sizce?
Düşünsenize aynı cephede düşman kurşunlarına karşı birlikte savaştasınız size omuz omuza savaştıklarınız ihanet içerisindeler. İçeriği ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanlarına uygulanan kabul edilemez bir durumdur. Tıpkı Yıldırım Bayazıt Han’ın Ankara savaşında Temur karşısında Anadolu beyliklerinin yaptıklarının bir benzeri günleri yaşıyoruz.
Türkiye’mizde epeyce eleştiri aldı Almanlar.
Almanya’da seçilmiş vatandaşlarımızı çok ta yadırgayamadım sebebi ise:
Ya bizim mecliste “İsrail dostluk gurubu” mensupları var, düşmanı dışarıda aramaya ne gerek var?” Dul kadının oğullarını sevenler gurubu” teşbihte hata olmasın “işbirlikçiler”.. Peki yaşananlar karşısında bizim ne yapmamız gerekir ?
Sivas’ta okuyan üniversiteli gençlerle Bursa’yı gezerken Yeşil Camii’ne geldik tam gireceğiz, içeriden bir gurup turist çıkıyor kendilerini beklemeye başladık. Yaşları ilerlemiş olanlar vardı ve epey beklememiz gerekti. Bedeniz “Türkçe biliyor musunuz” dedim. Bir yaşlı bayan ağzının ucuyla biraz biliyorum dedi. Nerelisiniz kaç kişisiniz gibi sıra sorulara yanıt veremeyince rehberleri devreye girdi. Aralarında Yunanistan… sayarken Ermenistan kelimesini duyunca ben atladım. Biliyor musunuz biz Ermenilerle kardeşiz, dedim bir soğuk hava oluştu. Ardından “ONLARDA TEK TANRIYA İNANIRLAR” bizim gibi, İsa Allah’ın peygamberidir derler oğlu demezler dedim.
Rehberden aynen çevirmesini rica ettim. Sağ olsu öyle yaptı. Daha sonra camiyi ziyaret ettik ve dışarı çıktık. Bizim ekiple bir diğer ziyaret mekanına gitmek için araca bindik ve gençler neredeyse boynuma sarılacaklardı.
“Ne güzel bir derleme yaptın başkan, biz hiç böyle bir yaklaşım beklemiyorduk,” dediler. Aslında bizi de konuşturan her şeyi kuşatan yaratan ve rızıklandıran Rabbimiz olan Allah cc. İdi. Daha önceden programlanmış bir konuşma değildi.
Ermenilerin hristiyanlar arasında İslamiyete en yakın inanışa sahip olmaları yüzünden kışkırtıldığını düşünüyorum. Bu inanç birlikteliği sürekli işlenirse sosyal topluluklar vasıtasıyla plan yapanların planı bozulur diye düşünüyorum. Ortak paydalarımızda buluşmak gerek.
Zaten Adem Peygamberden geldiğimizi anımsadığımızda bütün insanlığın kardeş olduğunu inkar etmek akıllıca değildir. İster Almanya da isterse dünyanın herhangi bir yerinde devletimizin aşağılanmasını kabul edemiyorum.
Sürgün ve katliamın dönemin Jön Türkler hükümetinin talimatıyla gerçekleştirildiğine dikkat çekilerek sürgün ve katliamlardan Asuriler, Süryaniler ve Keldaniler gibi diğer Hristiyan azınlıkların da etkilendiği konu ediliyor.
1915 yılında Osmanlının müttefiki olan Almanların Osmanlı'da bulunan diplomatları askeri erkanı böyle bir soykırım olayının bulunmadığını bildirmelerine rağmen, bu bilgiyi Almanlar göz ardı ediyorlar. Daha önce birçok Avrupa ülkesinde ve Brezilya’da da 1915 olayları parlamentolarında yapılan oylamalarla “soykırım” olarak kabul edildi.
Yahu hiç başka işleri dertleri yokmuş gibi sırası gelen oyluyor ve soykırım diyor.
Sanki bir el “hadi sıra sizde oylayın bakalım” dermiş cesine yapılan çalışmalar.
Evvelki yıl oylamayı yapmak isteyen Almanya’daki tepkiler geçen yıl yapılmasına neden oldu. Son yaşananlar ise bakanlarımızı bezdirmedi mi sizce?
Düşünsenize aynı cephede düşman kurşunlarına karşı birlikte savaştasınız size omuz omuza savaştıklarınız ihanet içerisindeler. İçeriği ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanlarına uygulanan kabul edilemez bir durumdur. Tıpkı Yıldırım Bayazıt Han’ın Ankara savaşında Temur karşısında Anadolu beyliklerinin yaptıklarının bir benzeri günleri yaşıyoruz.
Türkiye’mizde epeyce eleştiri aldı Almanlar.
Almanya’da seçilmiş vatandaşlarımızı çok ta yadırgayamadım sebebi ise:
Ya bizim mecliste “İsrail dostluk gurubu” mensupları var, düşmanı dışarıda aramaya ne gerek var?” Dul kadının oğullarını sevenler gurubu” teşbihte hata olmasın “işbirlikçiler”.. Peki yaşananlar karşısında bizim ne yapmamız gerekir ?
Sivas’ta okuyan üniversiteli gençlerle Bursa’yı gezerken Yeşil Camii’ne geldik tam gireceğiz, içeriden bir gurup turist çıkıyor kendilerini beklemeye başladık. Yaşları ilerlemiş olanlar vardı ve epey beklememiz gerekti. Bedeniz “Türkçe biliyor musunuz” dedim. Bir yaşlı bayan ağzının ucuyla biraz biliyorum dedi. Nerelisiniz kaç kişisiniz gibi sıra sorulara yanıt veremeyince rehberleri devreye girdi. Aralarında Yunanistan… sayarken Ermenistan kelimesini duyunca ben atladım. Biliyor musunuz biz Ermenilerle kardeşiz, dedim bir soğuk hava oluştu. Ardından “ONLARDA TEK TANRIYA İNANIRLAR” bizim gibi, İsa Allah’ın peygamberidir derler oğlu demezler dedim.
Rehberden aynen çevirmesini rica ettim. Sağ olsu öyle yaptı. Daha sonra camiyi ziyaret ettik ve dışarı çıktık. Bizim ekiple bir diğer ziyaret mekanına gitmek için araca bindik ve gençler neredeyse boynuma sarılacaklardı.
“Ne güzel bir derleme yaptın başkan, biz hiç böyle bir yaklaşım beklemiyorduk,” dediler. Aslında bizi de konuşturan her şeyi kuşatan yaratan ve rızıklandıran Rabbimiz olan Allah cc. İdi. Daha önceden programlanmış bir konuşma değildi.
Ermenilerin hristiyanlar arasında İslamiyete en yakın inanışa sahip olmaları yüzünden kışkırtıldığını düşünüyorum. Bu inanç birlikteliği sürekli işlenirse sosyal topluluklar vasıtasıyla plan yapanların planı bozulur diye düşünüyorum. Ortak paydalarımızda buluşmak gerek.
Zaten Adem Peygamberden geldiğimizi anımsadığımızda bütün insanlığın kardeş olduğunu inkar etmek akıllıca değildir. İster Almanya da isterse dünyanın herhangi bir yerinde devletimizin aşağılanmasını kabul edemiyorum.