Altmış yıldır AB’ye girmek için yapmadığımız şarlatanlık kalmadı. Avrupa Ekonomik Topluluğu ile başlayan oluşum, sonrasında Avrupa Topluluğu’nu oluşturdu. Bu süreç 300 yıl sürdü. Kendi arasında uzun yıllar bir araya gelmemek adına bir birlikteliğin başını ise İngiltere çekiyordu.
En son İngilizler birliktelikten ayrılacaklarını açıkladılar. Üye ülkeler dut yemiş bülbül kesildiler. Yarım ağız ile yola devam edeceklerini belirtirken, kulakları da İngiltere’deydi. Acaba İngilizler tekrar geriye dönecek mi diye!
Geçen gün Avrupa Parlamentosu, Türkiye’nin üyelik sürecinin askıya alınması müzakerelerin geçici olarak dondurulması ile AB taraftarları resim çekinecek gibi dona kaldılar. Devletin zirvesi “bizi bağlamaz” açıklaması yaptı. AB adeta topa tutuldu, ancak Türkiye’nin AB internet sitesinde bir değişiklik söz konusu değildi. Ardından farklı oluşumlara yönelinebileceği sinyalleri verildi.
Birden gündeme “Şanghay beşlisi” geldi. Tam adıyla, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ). Çin-Rusya-Kazakistan-Kırgızistan ve Tacikistan. 26 Nisan 1996 yılında oluşturulmuş bir oluşum. 2001 yılında Özbekistan’da altıncı ülke olarak katıldı. 2015 yılında Rusya’nın öncülüğü ile Hindistan ve Pakistan’ın tam üyelik görüşmeleri başlatıldı. 2017’de sürecin sonuca bağlanması düşünülüyor. ŞİÖ kısmen ABD karşıtlığı ile biliniyor. ABD karşıtlığı ilk olarak 2005 yılında oldu. Ardından ABD Özbekistan’dan askerlerini boşalttı. Daha sonra Ural Dağlarında altı ülke birlikte “barış misyonu 2007” tatbikatını gerçekleştirdi. 2012 yılında ise Türkiye “diyalog ortağı” adıyla gurupla ilişkilendi. Üye ilkeler için bu gelişme çok önemsenmişti.
ŞİÖ amacı var, varolmasına ancak gerçekte SSCB’nin dağılmasından sonra Rusya, dünyada söz sahipliğini devam ettirmek amacında. Zaten üye ülkeler göz ününe alındığında oluşumun Rusya ve Çin’den,ibaret olduğu gerçeği söz konusu.
AB’den dışlandığı noktada birden Türkiye’yi yönetenlerin aklına geliverdi Şanghay İşbirliği Örgütü !
Gelelim Türkiye’yi yönetenlere, seçmenlerine..
Birtakım dindar kesim ne pahasına olursa olsun Akp’yi kayıtsız/koşulsuz desteklemekte. Söylemler de halkın bu noktadaki duruşunu diri tutmayı amaçlar gibi. Lakin icraatlar stratejik ortakların yani ABD ve İsrail’in istekleri doğrultusunda oluyor.
Orta Doğu’da ne oluyor ki ABD ve İsrail’in menfaati dışında gerçekleşiyor ?
Her atılan adım İsrail’in güvencesine çıkarına uygun atılmakta.. Hani "Akp Milli Görüşçü" diyen seçmen var ya.. Aklınıza gelmiyor mu hiç, “neden AB bakanlığı hala duruyor, neden D-8 bakanlığı kurulmuyor?” Kayıtsız / koşulsuz bu destekler nereye kadar sürecek !?
Oysa D-8 kurulduğunda Rusya-Çin-Hindistan, “eğer oluşumunuz bir din birlikteliği değilse sizinle ekonomik işbirliği içerisinde olmak isteriz” dediler.. Keza Rusya, gözlemci ülke olarak toplantılara katılmaya başladı.. Yani onlar bile geleceğin D-8 ‘de olduğunu görüyorlardı. Bizim yöneticilerimize illa batılılar-Abd-İsrail mi diyecek D-8 i..
Dünyaya huzur-barış-adalet-adil paylaşım, ancak D-8 İLE GELEBİLİR, BUNU DA SADECE TÜRKİYE BAŞARABİLİR. Ne ülkemizin ne Müslümanlığın ne de bütün insanlığın vakit kaybetme lüksü kalmamıştır.
En son İngilizler birliktelikten ayrılacaklarını açıkladılar. Üye ülkeler dut yemiş bülbül kesildiler. Yarım ağız ile yola devam edeceklerini belirtirken, kulakları da İngiltere’deydi. Acaba İngilizler tekrar geriye dönecek mi diye!
Geçen gün Avrupa Parlamentosu, Türkiye’nin üyelik sürecinin askıya alınması müzakerelerin geçici olarak dondurulması ile AB taraftarları resim çekinecek gibi dona kaldılar. Devletin zirvesi “bizi bağlamaz” açıklaması yaptı. AB adeta topa tutuldu, ancak Türkiye’nin AB internet sitesinde bir değişiklik söz konusu değildi. Ardından farklı oluşumlara yönelinebileceği sinyalleri verildi.
Birden gündeme “Şanghay beşlisi” geldi. Tam adıyla, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ). Çin-Rusya-Kazakistan-Kırgızistan ve Tacikistan. 26 Nisan 1996 yılında oluşturulmuş bir oluşum. 2001 yılında Özbekistan’da altıncı ülke olarak katıldı. 2015 yılında Rusya’nın öncülüğü ile Hindistan ve Pakistan’ın tam üyelik görüşmeleri başlatıldı. 2017’de sürecin sonuca bağlanması düşünülüyor. ŞİÖ kısmen ABD karşıtlığı ile biliniyor. ABD karşıtlığı ilk olarak 2005 yılında oldu. Ardından ABD Özbekistan’dan askerlerini boşalttı. Daha sonra Ural Dağlarında altı ülke birlikte “barış misyonu 2007” tatbikatını gerçekleştirdi. 2012 yılında ise Türkiye “diyalog ortağı” adıyla gurupla ilişkilendi. Üye ilkeler için bu gelişme çok önemsenmişti.
ŞİÖ amacı var, varolmasına ancak gerçekte SSCB’nin dağılmasından sonra Rusya, dünyada söz sahipliğini devam ettirmek amacında. Zaten üye ülkeler göz ününe alındığında oluşumun Rusya ve Çin’den,ibaret olduğu gerçeği söz konusu.
AB’den dışlandığı noktada birden Türkiye’yi yönetenlerin aklına geliverdi Şanghay İşbirliği Örgütü !
Gelelim Türkiye’yi yönetenlere, seçmenlerine..
Birtakım dindar kesim ne pahasına olursa olsun Akp’yi kayıtsız/koşulsuz desteklemekte. Söylemler de halkın bu noktadaki duruşunu diri tutmayı amaçlar gibi. Lakin icraatlar stratejik ortakların yani ABD ve İsrail’in istekleri doğrultusunda oluyor.
Orta Doğu’da ne oluyor ki ABD ve İsrail’in menfaati dışında gerçekleşiyor ?
Her atılan adım İsrail’in güvencesine çıkarına uygun atılmakta.. Hani "Akp Milli Görüşçü" diyen seçmen var ya.. Aklınıza gelmiyor mu hiç, “neden AB bakanlığı hala duruyor, neden D-8 bakanlığı kurulmuyor?” Kayıtsız / koşulsuz bu destekler nereye kadar sürecek !?
Oysa D-8 kurulduğunda Rusya-Çin-Hindistan, “eğer oluşumunuz bir din birlikteliği değilse sizinle ekonomik işbirliği içerisinde olmak isteriz” dediler.. Keza Rusya, gözlemci ülke olarak toplantılara katılmaya başladı.. Yani onlar bile geleceğin D-8 ‘de olduğunu görüyorlardı. Bizim yöneticilerimize illa batılılar-Abd-İsrail mi diyecek D-8 i..
Dünyaya huzur-barış-adalet-adil paylaşım, ancak D-8 İLE GELEBİLİR, BUNU DA SADECE TÜRKİYE BAŞARABİLİR. Ne ülkemizin ne Müslümanlığın ne de bütün insanlığın vakit kaybetme lüksü kalmamıştır.