BUGÜNDE (2023) GEÇERLİ OLAN ANAYASAMIZIN 66. MADDESİ: TÜRK DEVLETİNE VATANDAŞLIK BAĞI İLE BAĞLI OLAN HERKES TÜRK’TÜR” DERKEN “VATANDAŞLIK VE TÜRKLÜK” BİR AİDİYET VE TERBİYE TEMELİNDE İNŞA EDİLDİĞİ VURGULAR. BU HALDE YAPANCILARA PARA İLE VATANDAŞLIK VERİLMESİ TÜRK TOPLUMUNA NE AİDİYET BAĞI NE EKONOMİK GELİŞMİŞLİK NE DE STRATEJİK AVANTAJ GETİREBİLİR.

Ancak Türkiye’nin zayıf noktalarını artırır ve yıkılmasını hızlandırabilir. Herhangi bir ülkenin istilasında emperyalist bir düşüncenin askeri müdahalesi için yaptığı masraf mı yoksa hedef ülkeye kendi yahut başka ülkelerin vatandaşlarını yönlendirip o ülkeden para karşılığı vatandaşlık aldırılması mıdır? Örneğin Rusya’ya giriş ve çıkışın ne kadar zor olduğu turistik ziyaretlerde bile bilinmektedir. Fakat Rusya vatandaşlarının özellikle Akdeniz bölgesinden arazi ve mülk edinim yoluyla vatandaşlık aldığı yıllardır izlenmektedir. Rusya-Ukrayna savaşında adeta Putin kapıları açmış Türkiye Ruslar için açık yerleşim alanı olmuştur. Antalya-Mersin hattı sıcak denizlere inmenin en o kolay yoludur. Mersin Akkuyu Nükleer Santrali bu projenin odak noktası olmaktadır. Diğer taraftan Çarlık Rusya döneminden beri Çukurova- Adana-Mersin- başta olmak üzere Klikya antik adı etrafında Klikya Ermenistan’ı (Küçük Ermenistan) kurdurma çabaları da devam etmektedir.

Türkiye’yi bekleyen bir diğer istila planı ise İsrail-Arap-Afgan(Peştun)-Fars-Afrika’lı vd. istila planıdır. Türkiye’de inanılmaz oranda emlak satışı ile birlikte Suriye başta olmak üzere geçici sığınmacılara vatandaşlık verilmesi söz konusu olamayacağı halde verilme girişimleri kanunlara aykırıdır. Bürokratlar, memurlar, bankacılar, iş takipçileri ve emlakçılar vatanın sosyal ve millî fay hatlarını kırmaları halinde kanunlar önünde sorumlu olacaktır! 1062 Kanun Numarası, 28/5/1927 tarihli: “Hudutları Dahilinde Tebaamızın Emlakine Vaziyet Eden Devletlerin Türkiye'deki Tebaaları Emlakine Karşı Mukabelei Bilmisil Tedabiri İttihazı Hakkında Kanun”da ifade edildiği üzere SURİYE VATANDAŞLARI GAYRİMENKUL EDİNİM YOLU İLE TÜRK VATANDAŞLIĞINA MÜRACAAT EDEMEZLER.

Bu kanunun 1. ve 2. Maddeleri şu şekilde düzenlemiştir;

Madde 1 – İdari mukarrerat veya fevkalade veya istisnai kanunlarla Türkiye tebaasının hukuku mülkiyetini kısmen veya tamamen tahdit eden devletlerin Türkiye’deki tebaasının hukuku mülkiyeti dahi icra Vekilleri Heyeti karariyle Hükümet tarafından mukabelei bilmisil olmak üzere kısmen veya tamamen tahdit ve menkulat ve gayrimenkulatına vaziyet olunabilir. Vaziyed edilen emvalin varidatı ve ledelicap tasfiyelerinden mütevelit hasılatı, vesaika istinaden isbat edecekleri zarar nispetinde, zarar gören Türk tebasına tevzi olunur.

Madde 2 – Zarar gören vatadaşların istinat edecekleri vesikaların şekil ve suret ve merci tanzimi İcra Vekilleri Heyetince bir talimatname ile tayin ve tespit olunur.

YUKARIDA VERİLEN MADDELERİN HÜKÜMLERİNE DİKKAT EDİLİRSE İLE İDARİ KARARLAR VE OLAĞANÜSTÜ VEYA İSTİSNAİ KANUNLARLA TÜRK VATANDAŞLARININ MÜLKİYET HAKKINI KISMEN VEYA TAMAMEN SINIRLAYAN DEVLETLERİN TÜRKİYE’DEKİ VATANDAŞLARININ MÜLKİYET HAKKINI, MİSİLLEME OLARAK KISMEN VE TAMAMEN SINIRLAMA VEYA EL KOYMAYA BAKANLAR KURULU (7. TEMMUZ .2018 TARİH 700 SAYILI KHK 4. MADDE İLE CUMHURBAŞKANINCA) YETKİLİ KILINMIŞTIR (Sinan Şığva, 2016:186).

Üstelik bu gerçek “Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü” web (https://nvi.gov.tr/sss-vatandaslik-hizmetleri) (Erişim Tarihi: 26. 2. 2023)sayfasında sıkça sorulan sorularda 31. sırada şu şekilde belirtilmektedir:31-Yabancıların Yatırım yolu ile vatandaşlığa müracaatlarında kanuni sınırlamalar var mıdır? “Herhangi bir sınırlama olamayıp diğer taraftan gayrimenkul edinimi ile Türk Vatandaşlığına müracaatta 6302 sayılı Kanun ile değişik 35. maddesi uyarınca Türkiye 183 ülkenin vatandaşlarına karşılıklılık şartı aranmaksızın taşınmaz alma imkânı sağlamıştır. Ancak, 1062 sayılı Mukabele-i Bilmisil Kanunu uyarınca Türkiye’de bulunan taşınmaz mallarına hazinece el konulduğundan Suriye vatandaşları Gayrimenkul edinim yolu ile Türk Vatandaşlığına müracaat edemezler”.

01.10.1966 Tarih ve 6/7104 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Suriye ile Ülkemiz arasında bu konuda sürdürülen görüşmeler ve tasfiyeyi hedef tutan teklifler, müspet sonuca varmamış, Suriye Hükümeti, son zamanlarda Türklere ait taşınmaz mallara çeşitli vesilelerle ve özellikle 1958 yılında yürürlüğe konulan “Zirai reform” kanununun uygulanması bahanesiyle müdahale ve eritme politikasını sürdürmüş ve Türkler’’in mülkiyet haklarını ileri derecede kısıtlamıştır. Ülkemizde, Suriyelilere ait gayrimenkuller üzerindeki temliki tasarruflar, Bakanlar Kurulunun 13.1.1939 gün, 2/10250; 14.2.1942 gün, 2/17317 ve 18.1.1958 gün, 4/9697 sayılı Kararları ile kısıtlamış bulunmaktadır. Suriye Hükümeti’nin, vatandaşlarımızı mülkiyet haklarından mahrum eden tutumları karşısında, Hükümetimiz de 1062 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanarak misilleme tedbiri almak zorunluluğunu duymuş ve Suriye uyrukluların Türkiye’deki gayrimenkullerine tasfiye maksadıyla el koyma kararı alınmıştır. El konulan Suriye uyruklulara ait mallar hakkında yapılacak işlemler, kararname ekinde yer alan 17.10.1966 tarih ve 12428 sayılı “Suriye Uyrukluların Mallarının Tespiti ve Bu Mallara Konulması Hakkında Yönetmelik” te belirtilmiştir.( Sinan Şığva, 2016: 188)

TÜRKİYE–SURİYE ARASINDAKİ EMLAK SORUNLARINA BAŞLANGICINDA SURİYE HÜKÜMETİNCE SURİYE’DE TAŞINMAZ MALI BULUNAN VATANDAŞLARIMIZIN TASARRUFLARINA YÖNELİK BİR TAKIM KISITLAMALAR UYGULANMIŞTIR. TÜRKİYE HÜKÜMETLERİ DE UYGULANAN BU KISITLAMALARA KARŞI 1062 SAYILI MUKABELE-İ BİLMİSİL KANUNU UYARINCA SURİYE UYRUKLULARININ TÜRKİYE’DE MEVCUT BÜTÜN TAŞINMAZLARINA EL KONULMUŞTUR. SURİYE UYRUKLULARININ YENİ TAŞINMAZ EDİNİMİ DE YASAKLANMIŞTIR.

El konulan bu taşınmaz mallar maliye kuruluşları tarafından idare edilmektedir. Yani Suriye uyrukluların malları Türk devletinin denetimi altına alınmıştır. Türk yargısı Hazineye kalan bir yerin olağanüstü zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin mümkün olmayacağına karar vermiştir ( Sinan Şığva, 2016: 193).

(Devam Edecek)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.