BURSA ARENA / Haber Merkezi
Türkiye'den Trablus'a düzenlenen üst düzey ziyaretin ardından Türk şirketler enerji işbirliği için kolları sıvadı. Libya Ulusal Petrol Kurumu da üretime başlanabilmesi için bölge ülkeleriyle görüşüldüğünü açıkladı.
Türkiye'nin Libya ile enerji sektöründe işbirliği atılımı kapsamında Karadeniz Holding'in ülkeye yüzer elektrik santrali (powership) göndermek için görüşmeler yürüttüğü açıklandı.
Şirket Ticaret Grup Başkanı Zeynep Harezi, Libya'ya 30 gün içinde 1000 megawatt elektrik sağlamaya hazır olduklarını belirtti. Libya'da günlük elektrik kesintilerinin 10 saati bulduğunu kaydeden Harezi, yüzer elektrik santralleri ile hızlı ve ekonomik bir şekilde 24 saat güvenli elektrik sağlayabileceklerini belirtti.
Karadeniz Holding'e bağlı Karpowership, şirket verilerine göre 25 gemiyle dünyanın en büyük yüzer enerji santrali filosuna sahip. Afrika'dan Asya'ya 15 noktada elektrik üreten yüzer santraller, Endonezya, Gana, Mozambik, Gambiya, Sierra Leone, Gine, Gine Bissau, Senegal ve Lübnan gibi birçok ülkenin elektrik üretiminin yüzde 10 ila yüzde 100'lük kısmını karşılıyor.
17 Haziran'daki üst düzey ziyaret
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan’ın 17 Haziran Çarşamba günü Trablus'a düzenlediği sürpriz ziyarette Ulusal Mutabakat Hükümeti ile başta elektrik olmak üzere enerji işbirliği konusu da gündeme gelmişti.
Türk medyasında yer alan haberlerde Ticaret Bakanlığı'nın Karadeniz Holding Karpowership'in yanı sıra Çalık Enerji ve Aksa Enerji'den de Libya'daki mevcut elektrik sorununun çözümü için proje önerileri sunmasını istediği bildirilmişti. Karadeniz Holding'e bağlı Karpowership'in Libya'ya yüzer santral göndermesi, Aksa ve Çalık Enerji şirketlerinin de elektrik santrali inşa, altyapı ve dağıtım hizmetleri vermesi planlanıyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 17 Haziran'daki Trablus ziyaretinde UMH Başbakanı Fayiz Serrac ile.
Petrol ihracatı için uluslararası görüşmeler
Diğer yandan ülkenin petrol zenginliğinin dış pazarlara ulaştırılması konusundaki sancılı süreç sürüyor. BM tarafından Libya'nın meşru hükümeti olarak tanınan Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (UMH) bağlı Libya Ulusal Petrol Kurumu (NOC), ülkenin petrol ihracatına yeniden başlayabilmesi için yürütülen uluslararası görüşmelerden umutlu olduklarını açıkladı.
NOC'dan yapılan açıklamada, geçen haftalarda Birleşmiş Milletler ve ABD'nin gözetiminde UMH ve bölge ülkeleri arasında görüşmeler yapıldığı belirtilerek "Bu bölge ülkelerinin blokajı kaldıracakları ve işimize yeniden başlamamıza izin verecekleri konusunda umutluyuz" denildi. Açıklamada ülkenin altyapısı ve ekonomisinin kurtarılması için üretime hemen başlanması gerektiğinin altı çizilerek "NOC, sağlanacak bir anlaşmanın şeffaflık ve petrol gelirlerinin tüm Libyalılar için sosyal adaleti sağlaması taahhüdüne bağlıdır" denildi.
Libya'daki en önemli petrol rafinerilerinin bulunduğu doğu bölgelerinde kontrolü elinde bulunduran Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu, petrol üretimine yeniden başlanmasını Ocak ayından beri bloke ediyor. NOC geçen hafta ülkenin güneyindeki Şerare Petrol Sahası'nda üretimi yeniden başlatma girişiminin Rus ve diğer yabancı uyruklu paralı askerler tarafından engellendiğini duyurmuştu.
Libya'nın en büyük petrol rafinerilerinden Ras Lanuf
İhracat yetkisi UMH'da
Uluslararası anlaşmalar uyarınca Libya petrolünü ihraç etme yetkisi BM'nin tanıdığı UMH'da bulunuyor. Petrol sadece NOC üzerinden ihraç edilebiliyor ve gelirlerinin yine Trablus merkezli Libya Merkez Bankasına yatırılması gerekiyor. Hafter birliklerinin üretime yeniden başlanmasını engellemesi ülkeye milyarlarca euroluk petrol gelirine mal oldu.
UMH, Türkiye ve Katar tarafından desteklenirken Hafter birlikleri Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Rusya'nın desteğine sahip. Hafter birlikleri geçen yıl Nisan ayında başkent Trablus'u ele geçirmek için başlattıkları taarruzda ilerleme kaydedememiş, Aralık ayından itibaren Türkiye'nin UMH'ya askeri desteğini artırması sonucu, elindeki stratejik açıdan önemli çok sayıda bölgeyi kaybederek geri çekilmek zorunda kalmıştı.
DW,rtr/BK,JD
© Deutsche Welle Türkçe