BURSA ARENA / Haber Merkezi
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde eski Başbakan Bülent Ecevit tartışması çıktı. AK Parti Grup Başkan Vekili Özlem Zengin, eski Başbakan Bülent Ecevit’in ABD Başkanı Bill Clinton ile çekilmiş bir fotoğrafını hatırlattı. CHP Grup Başkan Vekili Engin Özkoç, Zengin’i sert bir dille eleştirdi.
TBMM Genel Kurulu’nda, yeni vergi düzenlemelerini de içeren “Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” görüşüldü.
Tanal: AK Parti pahalılık, işsizlik demektir
Söz alan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, 2019 yılının faiz ödemesinin 117 milyar lira olduğunu, bu faizin de yeni vergiler aracılığıyla ödeneceğini söyledi.
Tanal, “Meclis’in kiralık araçlarına neden sınırlama yapmıyoruz? Dört siyasi partinin genel başkanları geldiği zaman Meclis’in üzerinde helikopterler uçmuyor ama AK Parti’nin Genel Başkanı geldiği zaman helikopterler uçuyor. Bu bir maliyet. Ekonomiyi düşünüyorsak tasarruf yapmak lazım” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni eleştiren süren Tanal, “Başkanlık sistemi bu ülkede masraftır, israftır, enflasyonun sürekli yükselmesidir, vatandaşın perişanlığıdır, bunların hepsini bu sistemde rahatlıkla hissediyoruz. AK Parti iktidarı pahalılık demektir, enflasyon demektir, işsizlik, israf, emeklilikte yaşa takılmak, niteliksiz, kalitesiz eğitim demektir” diye konuştu.
Zengin: Ecevit değil miydi el pençe duran?
Tanal’ın konuşmasının ardından söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 öncesinde yazar kasaların atıldığını, susuzluğun, yoklukların, yasakların olduğunu söyledi.
Zengin, “17 yıldır da sizin kazanmanıza imkan vermeyen senaryoları burada sıraladınız. Dış politika diyorsunuz ya; Bülent Ecevit değil miydi Clinton’un karşısında el pençe duran? Geldiğimiz seviyeye baktığımızda bunları söylerken biraz haya etmek lazım” dedi.
ÖZKOÇ: SEVİYESİZ BİR GRUP BAŞKANVEKİLİ
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç ise Zengin’in eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’e yönelik sözlerini kınadığını dile getirdi.
Özkoç, “Bu kadar yakışıksız, seviyesiz bir grup başkanvekilinin konuşması gerçekten utanç vericidir. Sayın Ecevit’in nezaketini bilenler biliyor. Bu ithamlarda bulunanların haddini bilerek konuşması gerekiyor. Bu ülkede şehitler için toplanan paranın üzerine oturan bir anlayışın hâlâ kendisini övüyor olmasından hicap duyuyoruz” ifadelerini kullandı.
Zengin: Hiç kimseden nasıl konuşacağım konusunda nasihat alacak değilim
Özkoç’un konuşması üzerine yeniden söz isteyen Özlem Zengin, Özkoç’a sözlerini iade ettiğini belirterek, şunları söyledi:
“Ciddiyim, ne yaptığımı biliyorum. Burada konuşulanlar tarihe not düşülmektedir. Eğer siyasetin içerisinde milletvekili olarak, grup başkanvekili olarak, başbakan olarak, cumhurbaşkanı olarak varsanız, hayatta hesap verdiğiniz kadar öldükten sonra da onun içerisindesinizdir. Rahmetli İnönü’den de bahsediyoruz ve iyi yaptığı işlere ‘iyi yaptı’ diyebiliyoruz. İnsanlar vefatından sonra tabu haline gelmiyor. Bu nedenle de hiç kimseden nasıl konuşacağım konusunda nasihat alacak değilim. Bu üslubu da reddediyorum.”
Özkoç'tan Adan'a: Bu hanımefendiye haddini bildirin
Engin Özkoç’un tekrar söz alarak, “Bülent Ecevit’le ilgili konuşmak sizin haddiniz değildir” sözleri üzerine Zengin, ayağa kalkarak tepki gösterdi.
Bunun üzerine Özkoç, TBMM Başkanvekili Celal Adan’a “Lütfen bu hanımefendiye haddini bildirin Sayın Başkan” çağrısında bulununca, CHP ve AK Parti milletvekilleri arasında gerginlik yaşandı. Tartışmanın büyümesi üzerine TBMM Başkanvekili Celal Adan birleşime ara verdi.
Aranın ardından CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, grup başkanvekillerinin TBMM’nin ruhuna yakışır şekilde davranmak zorunda olduklarını söyledi.
Herkesin bu sorumluluk içinde hareket etmesi gerektiğinin altını çizen Özkoç, “Az önce kendi içimizde bir tartışma yaşadık. Birbirimize kullandığımız sözler açısından ben onu kıracak, incitecek bir şey söylediysem özür dilerim.” dedi.
Özkoç’un özrünü kabul ettiğini söyleyen Özlem Zengin ise şu ifadeleri kullandı:
“Ben hayatın kelimeler üzerine inşa olduğuna inanıyorum. Kelimelerin bugün anlamı olduğu gibi geçmişte işittiğimiz kelimelerin de bizim üzerimizde çok büyük tesiri var. ‘Bu kadına haddini bildirin’ ifadesi… Eski bir başbakan da kürsüye gelerek yemin etmek isteyen Merve Kavakçı’ya, ‘Bu kadına haddini bildirin’ diyerek bağırmıştır. Kavakçı’ya başörtülü olduğu için bu yapıldı. Bizim yaralarımız var. Bu kelimelerin bizde geriye dönük nasıl bir yaraya değdiğini, nasıl kanattığını anlatamam. Başörtüsü bizim hayatımızın mücadelesi olmuştur. Bu konuyu küçümseyen herkes karşısında bizi bulur”. (Sputnik)