BURSA ARENA / Haber Merkezi
Sağlık Bakanı Dr Fahrettin Koca, özellikle sonbaharda görülen mevsimsel gribin Kovid-19'dan ayrışması için belli başlı yakınması olan her vatandaşa test yapmayı kararlaştırdıklarını açıkladı.
Sabah Gazetesinden Okan Müderrisoğlu ile bir söyleşide bulunan Bakan Koca'nın açıklamaları özetle şöyle;
Gerek Elazığ depremi sırasında gerekse pandemi yönetimi boyunca Cumhurbaşkanımızın liderliğini ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin gücünü her an hissettik. Sistemin hızlı karar alıp, uygulama kapasitesi olmasaydı pandemiye karşı bu kadar başarılı mücadele veremezdik. Örneğin, İsveç'te veya İtalya'da para mı yoktu. Elbette vardı. Eksik olan liderlik ve kriz idare tecrübesi idi. Türkiye'yi farklı kılan yönler, önümüzdeki günlerde avantaja da dönüşecek.
Kovid-19 hem bizim için hem de dünya için bilinmezdi. Başlangıçtaki veriler sadece Çin'den gelenlerden ibaretti. Virüsün ülkemize geç gelmesini sağlamamız, virüse karşı önlemleri ve tedavi protokolleri oluşturmamıza, güncellememize fırsat sağladı. Ölümlerin görüldüğü ama henüz resmi bilgi paylaşımının yapılmadığı günlerde bilhassa İran faktörü bizi endişelendirdi. Çin'deki, İtalya'daki gelişmeleri izlerken, İran'ın salgının bir diğer merkezine dönüşmesi ve sınır komşumuz olması meselenin ciddiyetini artırdı. İşte böyle bir ortamda İran ve Irak'la sınır kapılarını kapatma kararı kritikti ve Cumhurbaşkanımız "Derhal gereğini yapılsın" demeseydi bugün çok zorlu bir noktada olurduk.
Yeni normalin seyri açısından Kovid-19 nedeni ile kaybettiğimiz vatandaşlarımızın sayısı ile hastane yüklerini yakından izliyoruz. Yeni normali bulma döneminde vaka sayılarında inişli çıkışlı seyir olabilir. Mühim olan ölüm sayılarının azalması ile yoğun bakım ve solunum cihazına bağlı hasta sayısının da sağlık sistemi bakımından yönetilebilir sınırlarda kalması.
Halihazırda vaka sayısındaki artış kadar artışın nedenleri de bizim için öncelikli gösterge. Bugün itibarıyla vakalarda genel artış eğiliminden ziyade taziye, asker uğurlaması gibi yakın temaslar nedeni ile ani ve çoğunlukla lokal artışlar olduğunu görüyoruz. Başlı başına bu örnekler bile maske-mesafe ve hijyen kriterlerine uyumun ne kadar gerekli olduğunu teyit ediyor.
TÜİK'le birlikte, bilimsel yöntemlerle belirlenen örnekler üzerinden ülke genelinde antikor testlerine başlıyoruz. Böylece toplumun genel bağışıklık oranını göreceğiz. Altını çizmek isterim ki sürü bağışıklığı için halkın yüzde 65'inin hastalığı atlatmış olması lazım. Ki bu gerçekçi değil. Nitekim her şeyi serbest bırakan İsveç'te bile bağışıklık oranı yüzde 7 civarında, bizde ise bu oranın yüzde 2-2.5 civarında olmasını öngörüyoruz. Bu veriler analiz edildiğinde de her bir vatandaşımız için temel tedbirlerin sürdürülebilir olmasının kaçınılmazlığını göreceğiz.
Virüsün mutasyon geçirdiği, hastalık riskinin azaldığı algısı yanlış, tedbiri elden bırakmayalım. Semptom gösteren herkese test yapmayı sürdürelim istiyoruz. Özellikle sonbaharda görülen mevsimsel gribin Kovid19'dan ayrışması için belli başlı yakınması olan her vatandaşımıza test yapmayı kararlaştırdık.