Özgür Özel: "Bundan sonra sokaklardayız. Buradan Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum; aklını başına al.."

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından dün Saraçhane'deki belediye binası önüne akın eden İstanbullular bugün de çağrı üzerine aynı yerde toplandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun şafak operasyonuyla hukuksuz bir biçimde gözaltına alınmasının ardından İstanbullular CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in çağrısıyla dün 20.30'da Saraçhane'deki belediye binası önünde toplandı. Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu'nun ailesi ile eşi Dilek Kaya İmamoğlu Saraçhane'de toplanan büyük kalabalığa seslendi. 

Bugün de yine 20.30'da Saraçhane'nin önünde toplanma çağrısı yapıldı. Ekrem İmamoğlu'nun sosyal medya hesabından yapılan paylaşımla da vatandaşlar Saraçhane'ye davet edildi.

20.30'a saatler kala vatandaşlar belediye binası önünde toplandı. On binlerce vatandaş "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz", "Hükümet istifa" sloganları attı. 

Özgür Özel'in konuşmasının ardından bir grup Taksim'e yürümek istedi. Gruba polis tarafından izin verilmedi.

MANSUR YAVAŞ: DİMDİK AYAKTAYIZ

Buluşmaya Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yanı sıra CHP'li belediye başkanları da katıldı.  Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş burada konuştu. Yavaş şunları söyledi:

"Haksız bir şekilde gözaltına alınan Ekrem Başkan'a destek olmak, İstanbul halkının iradesine sahip çıkmak için 15 belediye başkanımızla birlikte buradayız.

Cumhuriyet Halk Partisi ile birlikte bu ülkenin gençlerine, çocuklarına, iradesine sahip çıkan vatandaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Hak yerini bulacak, hukuk ve demokrasi kazanacak bunun başka bir yolu yoktur. Bunu demokrasiye inanan tüm yurttaşlarımızla birlikte yapacağız. Biz buradayız, dimdik ayaktayız. Burada tüm Türkiye olarak toplandık. Demokrasimize sahip çıkmak için buradayız, anayasamıza sahip çıkmak için buradayız, milli iradenin üzerinde hiçbir güç olmadığını haykırmak için buradayız, Ekrem İmamoğlu'nun hakkını savunmak, ona oy verenlerin iradesine sahip çıkmak için buradayız. İsmail Saymaz gazetecilik yapsın diye buradayız, Atatürkçü teğmenlerin hakkı yenmesin, kahraman Türk ordusuna komutanlık yapsınlar diye buradayız. Bu mücadelede halkımızın desteği en büyük gücümüzdür. Biz bir avuç insan değil milyonlarız. Her gün bir öncekinden kalabalık olacak. Adaletin olmadığı yerde hukuk olmaz, hukuksuzluğa sessiz kalan zulme ortak olur. Haksızlığa susan dilsiz şeytanlardan olmayacağız. Doğru duvarlar yıkılmayacak, hak yerini yeniden bulacak.

ÜMİT ÖZDAĞ VE CAN ATALAY VURGUSU

Emniyet güçlerine sesleniyorum; bu gençler bugün haklarını aramak, Cumhuriyet'e sahip çıkmak, haksızlıklara isyan etmek için buradalar. Onlar sizin kardeşleriniz, anayasal haklarını kullanıyorlar. Lütfen yardımcı olalım. Devleti adil kılan hukuka bağlı kalmasıdır. Böyle olmayınca demokrasi olmuyor, özgürlükler olmuyor, medeniyet olmuyor. Sabahın köründe seçilmiş bir iradeyi temsil eden yerel yöneticinin gözaltına alınması adalete güven hissini yerle bir ediyor. Ümit Özdağ hala iddianamesi hazırlanmadan tutuklu olarak yatıyor. Can Atalay hala cezaevinde yatıyor. Bu iki örnek bile hukuk devletinden uzaklaştığımızın göstergeleridir. Bir günde her şeyin yüzde 10 değer kaybettiği ülke haline geliyoruz. Sebebi hukuksuzluk. Tüm hukuksuzluklara karşı bütün muhalefetin yan yana gelmesi bir tercih değil zorunluluk halini almıştır. Demokrasiyi savunmak herkesin ortak sorumluluğu haline gelmiştir.

1 yıldır televizyonlarda 'kim cumhurbaşkanı olacak' tartışması yapılıyor, yaptırılıyor. Oysa bizler koltuk kavgası içinde değiliz. Bu ülkeyi adalet, riyakat ve hukukun üstünlüğüyle yeniden inşa etme mücadelesi veriyoruz. Ortak hedefimiz yeni bir iktidardır. 23 Mart'ta sandığa gideceğiz. Demokrasimize sahip çıkacağız. Demokrasinin temeli güçler ayrılığına ve hukuk devletine dayanır. Gerçek adalet tarafsız ve bağımsız yargıyla mümkündür. Bunun da yolu güçlü bir parlamenter sistemdir.

NAZIM HİKMET ŞİİRİ OKUDU

Asla umutsuz olmayacağız. Hiç merak etmeyin Ekrem Başkan da en kısa zamanda aramıza katılacak ve Türkiye'yi hak ettiği yere hep birlikte taşıyacağız. Buna inanın Türk milleti bunu daha önce de yaptı. En umutsuz anımızda bu ülkeyi yoktan var etti. Türkiye'mize sahip çıkacağız. 'Dört nala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim. Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benzeyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim. Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine bu hasret bizim'

Her şey çok güzel olacak. Hep birlikte çok güzel günlerde buluşacağız."

ÖZGÜR ÖZEL VATANDAŞLARA MÜDAHALEYE SERT ÇIKTI: BİR DAHA BİBER GAZI GÖRÜRSEM...

Mansur Yavaş'tan sonra konuşan Özgür Özel "Emniyet güçleri bu meydanı provoke etmeyin" diyerek biber gazı sıkan polislere seslendi. Özel, "İstanbul Valisi Davut Gül bu meydanı provoke etme. Orada bir daha biber gazı görmeyeceğim. Bir daha biber gazı görürsem olacaklardan İstanbul Emniyet Müdürü, İstanbul Valisi sorumludur. Burada Ekrem İmamoğlu'nun yoldaşları, yol arkadaşları var. Burada tertemiz insanlar var. Türkiye'nin umudu var. Sen kim oluyorsun Türkiye'nin umudunu gaz sıkıyorsun?"

Özel sözlerine şöyle devam etti:

"Biraz önce il başkanımız İstanbul Valisi'ne ulaştı ve buradaki durumu anlattı. Kendisi de bir daha gaz sıkılmaması yönünde talimat verdiğini söyledi. Böyle devam ederse burada barış içinde, kardeşlik içinde, demokratik bir biçimde tepkimizi ifade edeceğiz. Bundan sonraki süreçte kimse Cumhuriyet Halk Partisi'nden salonlarda, binalarda siyaset beklemesin. Bundan sonra sokaklardayız meydanlardayız.

"TAYYİP BEY HESAP SORACAKSAN BENDEN SORACAKSIN"

Biz tüm kentlerde kimseyi ayırmadan seçim kazanırken listemizde geçmişte başka siyasi partilerde bulunan çok sayıda isim yer aldı. Şimdi o isimlerden dolayı kimse belediye başkanlarını mesul tutmaya kalkmasın. Tayyip Bey Türkiye İttifakı'nın da İstanbul İttifakı'nın da sahibi benim, mesulü benim. Hesap soracaksan benden soracaksın.

Bugün İstanbul'da, yıllar önce bu İstanbul'un oyunu almış, bu İstanbul'a hizmet etmiş ama artık seçim kazanamayacağını görmüş bir kişinin hezeyanlarıyla ve verdiği haksız, hukuksuz talimatlarla karşı karşıyayız. İstanbul'da, yoksulu aşevinde doyuran, düşük gelirliyi Kent Lokantalarında ağırlayan, yeni doğan bebeği 'hoş geldin bebek' diye karşılayan, yoksul anneyi Anne Kart ile kucaklayan Ekrem Başkanımıza karşı hazımsızlar. Büyük bir kumpas kurdular ama buradan herkes bilsin ki Ekrem Başkan ne yolsuzluğa bulaşır ne de terörle ilgisi olur.

Tayyip Erdoğan sıkışınca FETÖ'cülere, kendi genelkurmay başkanını 'terörist' ilan ettirmiş, yıllar sonra da 'Milli ordumuza kumpas kurdular' demiş biridir. O yüzden Tayyip Erdoğan dedi diye Ekrem İmamoğlu gibi vatanını milletini seven, yoksulu kendi evladından ayrı görmeyen şefkatli, çalışkan, namuslu bir evlattan ne hırsız çıkar ne yolsuz çıkar ne terörist çıkar.

"ERDOĞAN ARTIK SOKAKLARDAYIZ, KORKMAYA DEVAM ET"

Ey Recep Tayyip Erdoğan sen en çok meydanlardan korkarsın. Bu akşam Saraçhane'yi görüyor musun? Ey Tayyip Erdoğan sen en çok sokaklardan korkarsın. Artık sokaklardayız, meydanlardayız. Korkmaya devam et. Bizi korkutamazsın, sen korkacaksın. Buradayım, sözümün, sesimin ulaştığı tüm Türkiye'ye sesleniyorum. Demokratik biçimde, şiddete bulaşmadan ama hak aramak için, söke söke almak için sokaklar bizimdir, meydanlar bizimdir. Bundan sonra kırıp dökmeden, yakıp yıkmadan ama sinmeden, durmadan sokaklar bizimdir. Meydanlar bizimdir. Bana diyorlar ki; 'Sokak çağrısı mı yapıyorsun?' Evet, evet, evet.

Buradan sesleniyorum; evde aç oturmayacağız, evde yoksul oturmayacağız, evde işsiz oturmayacağız, sen bizim seçtiğimizi nezaretlerde tutarken biz evde oturmayacağız. Asla. Buradakiler senin gibi ne korkaklar ne zalimler. Kimseye kıyamazlar ama kendilerini de senin gibi bir zalimin vicdanına bırakmazlar. Biz birbirimize emanetiz.

"TAYYİP ERDOĞAN BU SOKAKLARI BEN DOLDURMADIM, SEN DOLDURDUN"

Tayyip bey korkuyorsun ve diyorsun ki 'Sokağa mı çağırıyorsun, meydanlara mı çağırıyorsun?' Tayyip Erdoğan bu meydanı, bu sokakları ben doldurmadım, sen doldurdun.

Biz asla ayrı düşmeyeceğiz. Biz beraberiz Türkiye'yi birlikte kurtaracağız. Ve şimdi hep birlikte yapmamız gereken bir şey var o da bundan sonra korku duvarları yıkıldı, bugün burada 80-90 yaşında annem de var 16 yaşında delikanlılar, pırıl pırıl genç kadınlar da var. Toplanamazsınız dedikleri meydanda yüz binleri aşanlara helal olsun.

Hakkımızı almadan, Ekrem Başkanımızı kurtarmadan, İstanbul'un belediye başkanlarını özgürleştirmeden mücadeleyi bırakmak yok. Biz korkmayacağız, onlar korkacak. Diktatörlerin, tek adamların meydanlarda dizleri titrer. Bugün siz korkmadınız ama korkuttunuz. Yarın akşam yeniden bu meydanda buluşmaya, sesimizi yükseltmeye var mıyız? Ekrem Başkan kendisini ziyaret eden bütün avukatlarımıza hatırlatıyor; İstanbul'un, Türkiye'nin en önemli günü önümüzdeki pazar günüdür. Demokrasi, adalet, hukuk isteyen, korkmayan hiç kimse evde oturmayacak. Pazar günü tüm Türkiye'de sokaklarda mıyız? Pazar günü sadece CHP'lilerin günü olmaktan çıkmıştır. CHP'li olmayanlar oy verme yerlerinde dayanışma sandığı bulacaklar. O sandıklara eşimizi, dostumuzu, komşumuzu, arkadaşımızı koluna girerek taşımaya, onlarla birlikte oy kullanmaya hazır mıyız? Pazar günü herkesi sandığa davet ediyorum.

"TAKSİM'İ DE GERİ ALACAĞIZ"

Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bundan sonra gençlerle, üyelerle, vatandaşlarla, demokratlarla yürünecek yol neresiyse yürüyeceğiz. Gidilecek meydan neresiyse dolduracağız. Aşılacak engel neresiyse aşacağız. Barikat da tanımayacağız engel de tanıyamacağız. Şimdi bazı arkadaşlar diyorlar ki 'Başkan bizi Taksim'e götür' o da olacak. Ekrem Başkan seçimlerde Saraçhane'yi İstanbullulardan emanet aldı. O gözaltında ve İstanbul'un iradesi gözaltında. Biz öncelikle İstanbul'un emanetine, Saraçhane'ye sonuna kadar sahip çıkacağız. Birileri bizi bu meydandan boşaltmak, kayyım atatmak, buraya tekrar kendi atadıklarını getirtmek istiyor. Teslim olmayız. Buradan Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum; aklını başına al. Millet bu görevi Ekrem Başkan'a verdi. Milletten almadığın yetkiyi kayyımla almaya çalışırsan biz İstanbul'un iradesini sana teslim etmeyeceğiz. Ve size söz veriyorum hep birlikte, Ekrem Başkan ile birlikte kol kol, omuz omuza elbette Taksim'i de geri alacağız." 

Tele1

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner5

banner1