Meral Akşener Mersin'den seslendi; "Onlar Bolu beyi ise, biz de Köroğlu’yuz”

BURSA ARENA / Haber Merkezi

MHP Genel Başkan adayı Akşener, Mersin’de vatandaşlara hitap etti. Başbakan Yıldırım’ın ‘Bolu beyi’ gafına atıfta bulunan Akşener, “Onlar Bolu beyi ise, biz de Köroğlu’yuz” dedi.

MHP Genel Başkan adayı Meral Akşener, referandum kapsamında gerçekleştirdiği toplantılarına Mersin’de devam etti. Mersin Ataşehir Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda kalabalıktan dolayı izdiham yaşandı.

Başkanlık sistemi ve 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunan Akşener, vatandaşlara neden ‘hayır’ dediğini anlattı.

İşte Akşener’in konuşmalarından öne çıkanlar:

“ÜLKEDE HUZUR VE BİRLİK YOK”

Size soruyorum. Şu anda yanınıza oturanlara bakın, komşularınızı düşünün, akrabalarınızı düşünün, 15 yıldır bir akrabanıza borç verebildiniz mi? Borç alabildiniz mi? Kredi çekmeden evladınızı everebildiniz mi? Hayır. Bu yüzden ülkede huzur ve birlik yok.

BU SALONDA TERÖRİST YOK

Başbakan ‘terörist’ dedi. Şimdi size soruyorum; bu salonu şereflerin sizlerin arasında teröristbaşına ‘sayın Öcalan’ diyen var mı? Habur’da davul zurnayla terörist karşılanırken orada olan var mı? O teröristlerin affını sağlamak için çadır mahkemeleri kurdurup sonra teröristler rahatsız olmasın diye Atatürk resmini ve şerefli Türk bayrağını çadır mahkemesinden çıkartan iradenin yanında olan var mı? Diyarbakır’da newrozda Apo’nun mektubu okunurken orada olan var mı? Yok. Sayın Başbakan burada terörist yok. Bu ‘terörist’ sözünü size misliyle iade ediyorum.

İnsanlar zor şartlar altında çocuklarını dershanelerde okuttu. 85 alanlar var sınavlarda. Çalınmış sorularla 100 üzerinden 100 yapanlar var. FETÖ’cülerle mücadele edilirken bu soruları çalanlarla mücadele edilmiyor. Buna karşılık hakkını hukukunu kaybetmiş gençlerimizin hakkını hukukunu iade edecek bir tavırda da bulunulmuyor. Peki bu haksızlıkların yanında olan var mı? Hayır. Demek ki sayın Başbakan bu salonda terörist veya FETÖ’cü yok.

ONLAR BOLU BEYİ İSE, BİZ DE KÖROĞLU’YUZ

Enver Paşa’nın bir sözü var. Diyor ki; ‘Hainler korkak olur’ Burada korkak var mı? Hayır.

Başbakan Bolu’ya gitti. Bolululara ‘Bolu beyinin torunu’ dedi. Bolu beyi zalim bir insandır ve zalim insanlar için ‘Bolu beyi’ denir. Mademki bu insanlar Bolu beyi imiş, e o zaman biz de Köroğlu oluruz.

BİNALİ YILDIRIM’I DA YOLLAYCAKSINIZ

Başbakan geçtiğimiz günlerde ‘abidik gubidik’ açıklaması yaptı. Soruyorum sayın Başbakan; Abdullah Gül ve sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan nasıl geçti? Ama Binali Yıldırım nasıl geldi ben biliyorum. Davutoğlu’nu siz yolladınız, öbürünü getirdiniz. Başladınız ‘Başbakan Meral’ diye bağırmaya. Biri gitti, biri geldi. Şimdi onu da yollayacaksınız.

BARZANİ TÜRKİYE’YE ‘EVET’ ÇALIŞMASI YAPMAK İÇİN GELDİ

2005’ten itibaren başlayan, Dolmabahçe’de verilen resme, Oslo’da yapılan görüşmelerde ‘kafanı çevir’ denen Valiler, hendek kazılırken kafasını çeviren güvenlik güçleri, Suriye sorunu, Kerkük’ün içinde bulunduğu durum, Barzani ile yaşanan rezalet… Barzani buraya ‘evet’ çalışması yapmak için gelmiş, oturmuş masaya hem Barzani’nin bulunduğu bölge Barzani’ye peşkeş çekilmiş. Peki biz ne yapacağız? 16 Nisan’da gideceğiz sandık başına, ‘hayır’ diyeceğiz!

Kerkük, Musul Türk yurdudur. Allah’ın izniyle biz var olduğumuz sürece Türk yurdu olarak kalmaya devam edecektir.

EVET DİKİLİ AĞACIMIZ YOK

Bu arada sayın Cumhurbaşkanı da geziyor. “Dikili ağaçları yok” dedi bizler için. Doğrudur. Benim oğlum maaşlı çalışan. Gemicikleri yok. Daha da önemlisi, Hollanda’da şirketleri yok.

Köprüler yaptın Allah razı olsun. Ama 35 dolar, bir geçiş 35 dolar. Bu arada o köprülerin de enteresan bir şekilde Almanlar ve Almanların görüştüğü köprüler. 320 milyon euroya mal olması gereken hizmet, 1 milyar 200 milyon euroya mal oluyor. Dolayısıyla yaptığınız hizmetlere teşekkür ederiz ama o paraları bu millet ödeyecek.

ERDOĞAN’IN BAHSETTİĞİ PRANGALAR NE?

Sayın Cumhurbaşkanı ‘benim ayağımdan prangaları çekip alın’ diyor. Merak ediyorum prangalar ne? Sayın Abdullah Gül mü pranga? Efendim şimdi siz Cumhurbaşkanı oldunuz, şu an sizin partinizde size pranga olan kim bunu söyleyin, bu millet o prangayı gerçekten kırar. Ama o pranganın ne olduğu belli değil. Eğer o pranga yurt dışından size dayatılan prangaysa sizin etrafınızdakiler sizi yalnız bırakacağından o prangaları da kırıp atmak bizim borcumuz olsun.

BEKA MESELESİNİ ANLATMAK ZORUNDALAR

Bir başka meselemiz var o da ‘beka’ meselesi. Beştepe’ye giden ‘söyleyemem ama beka meselesi var’ diyor. Bu ‘beka meselesi’ni anlatmak zorundalar. Barzani paçavrası asılırken beka sorunu yok, El Bab’dan şehitler gelirken beka sorunu yok, Dolmabahçe’de beka sorunu yok, bugün ‘beka meselesi’ nedir anlatmak zorundalar. Ama anlatamazlar. Çünkü bütün mesele koltuklarının bekasıdır da ondan.

İşte bu nedenle 16 Nisan’da Anayasa değişikliğine ‘hayır’ diyeceğiz. Ve ‘hayır’ deme hakkımızı sonuna kadar müdafa edeceğiz.

MALİYE BAKANI ZARRAB, MİLLİ SAVUNMA BAKANI ADİL ÖKSÜZ OLACAKTI

2010’da benzer bir Anayasa değişikliği yapmılmıştı. O teklifin geçmemesi için çok mücadele ettim ben. AKP’den kim varsa bizzat konuştum. ‘Yapmayın, HSYK’yı ve Anayasa mahkemesini ele geçiremeyeceksiniz. Başkası ele geçirecek” dedim. Şimdi varsayalım bu Anayasa geçmiş olsaydı. FETÖ grubu ile kankalar. Şimdi düşünün partili Cumhurbaşkanı seçildi ve Bakanlar Kurulu kuruyor. Her şeyi kendi atayacak. Ve sizce Adalet Bakanı kim olurdu? Zekeriya Öz olurdu. Maliye Bakanı Reza Zarrab olurdu. Milli Savunma Bakanı kaçak FETÖ’cü Adil Öksüz olurdu. Diyanet’ten sorumlu Devlet Bakanı da Egemen Bağış olurdu.

Böyle bir noktada bir kişinin ağzına yargıyı, üniversite rektörlerini, milletvekili seçimini, bütün bakanları, HSYK’yı, Anayasa mahkemesinin atamalarını, tayinlerini ve daha da ötesinde savaş açma ve eyalet kurma yetkisini tek bir kişiye verirseniz Cenab-ı Hakk o kişinin yar ve yardımcısı olsun.

16 Nisan’da hepbirlikte ‘hayır’ diyeceğiz. 16 Nisan’da ‘hayır’ çıkarsa 17 Nisan’da nasıl bir Türkiye ile karşılacağız?

‘HAYIR’ ÇIKARSA TÜRKİYE NEFES ALIR

17 Nisan’da Erdoğan yerinde kalacak. AKP de iktidarda duracak ama Binali Yıldırım gider. Sayın Erdoğan onu tutmaz. Bahçeli’yi bilemem. Oraya ben karışamam, oraya 3 harfliler karışıyor. Ancak şöyle bir durum var; 1.5 yıldır alt tarafı demokratik hakkımızı kullanmak için yola çıktık. Ama başımıza gelmeyen kalmadı. Bahçeli’nin ne yapacağını bilemem. Ama şu olacak; 17 Nisan günü Türkiye ağır bir nefes çekece içine, sonra bırakacak. Siyasetçi denilen insan tipi, seçmenin önemli olduğunu uzun zamandır unuttu. Bu milletin tercihlerini, ülkemize ait görüşlerine önem verir olacak.İşsizlik, kadınların, çocukların sorunları üzerinde konuşur olacak.

28 ŞUBAT’TA BEN SİZİ KORUDUM, ŞİMDİ DE SİZ BENİ KORUYUN!

15 Temmuz’dan sonra “Niye tankların üzerine çıkmadınız?” dediler. E Başbakan tünelde, İçişleri Bakanı Gürcistan sınırında saklanmıştı. Ben sıramı savmıştım zaten. 28 Şubat’ta sizi ben korudum ben ! Şimdi de siz beni koruyun.

Bİr ülkenin yöneticileri aldatılamaz. Eğer aldatılıyorlarsa istifa etmek zorundadırlar. Kaçıncı defa aldatılıyorlar. Onun için Allah’ın izniyle 16 Nisan’da her birimiz sandıkta ‘hayır’ diyeceğiz!

Son söz olarak beraber söylüyoruz;
Devletimiz sağ olsun ! Milletime yar olsun ! İlelebet var olsun ! Yıkılmayacağız ! Yılmayacağız ! Başaracağız ! Başacaracağız ! Allah hepimizin yardımcısı olsun.

(Kaynak: Yeniçağ)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.