MHP Genel Başkan adaylarından Meral Akşener, 2010'da referandumla kabul edilen anayasa değişikliğiyle Ak Parti'yi uyardığı ve haklı çıktığını savunarak, "Eğer o 2010 anayasası içine 16 Nisan'da oylayacağımız 18 madde de geçmiş olsaydı, sayın Erdoğan da partili Cumhurbaşkanı seçilseydi ve Bakanlar Kurulu atasaydı Adalet Bakanı Zekeriya Öz olurdu. Milli Savunma Bakanı da bir kaçak herif var ya Adil Öksüz olurdu" dedi.
Meral Akşener, Kahramanmaraş'ta bir düğün salonunda düzenlenen 'Milli iradenin önemi' konulu bir konferansta konuştu. 2010'da yapılan anayasa değişikliği referandumunda Kahramanmaraş'tan yüzde 82 'evet' çıktığı belirten Akşener, şunları söyledi:
"2010'da bir anayasa değişikliği yapıldı, yüzde 82 'evet' verdi Kahramanmaraş. İki madde vardı; biri HSYK'nın, diğeri de Anayasa Mahkemesi'nin ele geçirilmesiydi. Diğerleri 12 Eylül ve vesaire. Ben, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin en tepesinden aşağısına kadar ne kadar yöneticisi varsa hepsiyle gittim, tek tek konuştum; 'Yapmayın, sivil bir anayasaya, hukuk reformuna ihtiyaç var. Ama toplumun tüm katmanlarıyla konuşularak bunun yapılmasına ihtiyaç var. Siyasi Partiler Yasası değiştirilmeden bunların yapılmasının bir manası yok. Siyasi partiler ve Seçim Yasası'nı değiştirelim, ondan sonra hep beraber bir sivil anayasa yapalım.' Bana en tepedekiler 'Üzülme, her şey kontrol altında' dediler. Ne oldu, 17-25 Aralık'a kadar al takke ver külah, arkasından 17-25 gelince ayrıldı."
O gün haklı olduğunu savunan Akşener, bugün de haklı olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Eğer o 2010 Anayasası içine 16 Nisan'da oylayacağımız 18 madde de geçmiş olsaydı, sayın Erdoğan da partili Cumhurbaşkanı seçilseydi ve Bakanlar Kuruluatasaydı Maliye Bakanı Rıza Sarraf olurdu. Adalet Bakanı Zekeriya Öz olurdu. Diyanetten sorumlu bakan Egemen Bağış olurdu. Milli Savunma Bakanı da bir kaçak herif var ya Adil Öksüz olurdu. O gün bunlar olabilir miydi? Olurdu, çünkü devlet kesesinden paralar ve pulların bastırıldığı, devlet kesesinden Türkçe olimpiyatlarına paranın yağdırıldığı ve o Türkçe olimpiyatlarına cümbür cemaat gidip 'Ne olur hocam hasretin yaktı gönlümü, ne olursun gel' diye diye, ağlaya ağlaya konuşulduğu bir dönemdi. Sonra kandırıldıkları anlaşıldı, 'Rabbim beni affetsin' dedi sayın Cumhurbaşkanı, 'Milletin beni affetsin, ben kandırıldım' dedi. Kim tarafından, FETÖ tarafından. Kim tarafından, Apo tarafından, Merkeltarafından, Obama tarafından. Putin ile işler de şimdi kandırıkçılığa doğru gidiyor ve sonuç itibariyle ebabil kuşuymuş gibi bizimkileri gelen kandırmış, giden kandırmış."
'ANKARA VE ISPARTA'DA İZİN ÇIKMADI' Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Meral Akşener, Isparta ve Ankara'da yapacağı mitingler için izin verilmediğini belirterek şunları söyledi:
"Hem Isparta'da, hem Ankara'da miting için müracaat etmiştik valiliklere ve Seçim Kurulu'na. Önce Isparta'dan 'hayır' cevabını aldık, bugün de Ankara'da Tandoğan veya Sıhhiye Meydanı'nın verilemeyeceğini söylediler. İlginç bir gerekçe var. Bu gerekçede de sayın Sinan Oğan'ın Yozgat'ta uğradığı saldırıyı gerekçe göstererek böyle bir saldırıya mahal vermemek amaçlı böyle bir mitingin yapılmasına müsaade edilmeyeceği söylendi. Isparta'yı dün, bu sabah da Ankara'yı işittim. Isparta'da bize gerekçe olarak sunulan maddelerin tamamı bu seçimler esnasında siyasi partilerin TRT'yi kullanma biçimiyle ilgili, dakikalar boyunca konuşmalar yapılıyor ya onunla ilgili. Yanlış bilgi verildi, yanlış gerekçeyle iptal edildi."
Meral Akşener, Kahramanmaraş'ta bir düğün salonunda düzenlenen 'Milli iradenin önemi' konulu bir konferansta konuştu. 2010'da yapılan anayasa değişikliği referandumunda Kahramanmaraş'tan yüzde 82 'evet' çıktığı belirten Akşener, şunları söyledi:
"2010'da bir anayasa değişikliği yapıldı, yüzde 82 'evet' verdi Kahramanmaraş. İki madde vardı; biri HSYK'nın, diğeri de Anayasa Mahkemesi'nin ele geçirilmesiydi. Diğerleri 12 Eylül ve vesaire. Ben, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin en tepesinden aşağısına kadar ne kadar yöneticisi varsa hepsiyle gittim, tek tek konuştum; 'Yapmayın, sivil bir anayasaya, hukuk reformuna ihtiyaç var. Ama toplumun tüm katmanlarıyla konuşularak bunun yapılmasına ihtiyaç var. Siyasi Partiler Yasası değiştirilmeden bunların yapılmasının bir manası yok. Siyasi partiler ve Seçim Yasası'nı değiştirelim, ondan sonra hep beraber bir sivil anayasa yapalım.' Bana en tepedekiler 'Üzülme, her şey kontrol altında' dediler. Ne oldu, 17-25 Aralık'a kadar al takke ver külah, arkasından 17-25 gelince ayrıldı."
O gün haklı olduğunu savunan Akşener, bugün de haklı olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Eğer o 2010 Anayasası içine 16 Nisan'da oylayacağımız 18 madde de geçmiş olsaydı, sayın Erdoğan da partili Cumhurbaşkanı seçilseydi ve Bakanlar Kuruluatasaydı Maliye Bakanı Rıza Sarraf olurdu. Adalet Bakanı Zekeriya Öz olurdu. Diyanetten sorumlu bakan Egemen Bağış olurdu. Milli Savunma Bakanı da bir kaçak herif var ya Adil Öksüz olurdu. O gün bunlar olabilir miydi? Olurdu, çünkü devlet kesesinden paralar ve pulların bastırıldığı, devlet kesesinden Türkçe olimpiyatlarına paranın yağdırıldığı ve o Türkçe olimpiyatlarına cümbür cemaat gidip 'Ne olur hocam hasretin yaktı gönlümü, ne olursun gel' diye diye, ağlaya ağlaya konuşulduğu bir dönemdi. Sonra kandırıldıkları anlaşıldı, 'Rabbim beni affetsin' dedi sayın Cumhurbaşkanı, 'Milletin beni affetsin, ben kandırıldım' dedi. Kim tarafından, FETÖ tarafından. Kim tarafından, Apo tarafından, Merkeltarafından, Obama tarafından. Putin ile işler de şimdi kandırıkçılığa doğru gidiyor ve sonuç itibariyle ebabil kuşuymuş gibi bizimkileri gelen kandırmış, giden kandırmış."
'ANKARA VE ISPARTA'DA İZİN ÇIKMADI' Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Meral Akşener, Isparta ve Ankara'da yapacağı mitingler için izin verilmediğini belirterek şunları söyledi:
"Hem Isparta'da, hem Ankara'da miting için müracaat etmiştik valiliklere ve Seçim Kurulu'na. Önce Isparta'dan 'hayır' cevabını aldık, bugün de Ankara'da Tandoğan veya Sıhhiye Meydanı'nın verilemeyeceğini söylediler. İlginç bir gerekçe var. Bu gerekçede de sayın Sinan Oğan'ın Yozgat'ta uğradığı saldırıyı gerekçe göstererek böyle bir saldırıya mahal vermemek amaçlı böyle bir mitingin yapılmasına müsaade edilmeyeceği söylendi. Isparta'yı dün, bu sabah da Ankara'yı işittim. Isparta'da bize gerekçe olarak sunulan maddelerin tamamı bu seçimler esnasında siyasi partilerin TRT'yi kullanma biçimiyle ilgili, dakikalar boyunca konuşmalar yapılıyor ya onunla ilgili. Yanlış bilgi verildi, yanlış gerekçeyle iptal edildi."