BURSA ARENA / Haber Merkezi
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, basın kuruluşlarının temsilcileriyle yaptığı görüşmede Cumhurbaşkanlığı sistemini eleştirdi.
Sistemin "tutmadığını", İYİ Parti'nin "iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem" önerisinde ısrarlı olduklarını belirten Akşener, "Parlamenter sisteme Erdoğan'ın geçeceğini düşünüyorum" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu'nun, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın öykü kitabından uyarlanan okuma tiyatrosunu izlemesi konusundaki görüşü sorulan Akşener, insanların tercihleri üzerinden tartışmayı doğru bulmadığını belirterek, "Ben 'megri megri'de Emine Hanım'dan bahsettim mi bugüne kadar?" dedi.
Akşener, bir siyasi parti genel başkanı olarak zaten böyle bir davete katılamayacağını, eşinin davet edilmesi halinde onun da katılmayacağı görüşünü dile getirdi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, basın kuruluşlarının temsilcileriyle öğle yemeğinde biraraya geldi, soruları yanıtladı.
İYİ Parti'nin önümüzdeki dönem hedeflerine ilişkin bilgi veren Akşener, öncelikle partide demokrasiyi içselleştireceklerini, ayrıca kendisinin ilçe ilçe gezerek yurttaşı dinleyeceğini ifade etti.
Partisinin şu anda 259 bin 410 bin üyesi bulunduğunu kaydeden Akşener, Haziran sonu itibariyle de 300-350 bin üye hedeflediklerini anlattı.
"Sistem tutmadı"
Partisinin iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistemde ısrar ettiğini ve bu yöndeki çalışmaları da sürdürdüklerini kaydeden Akşener, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ise "tutmadığını" söyledi:
"Tek adam rejiminin getirdiği sonuç, 7'den 77'ye herkesin her konunun Sayın Erdoğan'ın tutumu nedeniyle olduğu şeklinde. Tutmadı. İnsanlar nefes alamıyor. Biz bir çözüm önerisi ortaya koyduk: İyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistem. Önceden anketlerde sorulmazdı, şimdi soruluyor. Bu ay gördüğüm anketler yüzde 54-64 arasında değişiyor. Bir ankette yüzde 64 parlamenter demokrasiye geçmek lazım diyor. Önemli bir sonuç."
Akşener, yeni partilerin ittifakları nasıl etkileyeceği yönündeki soru üzerine de, yeni partilerin seçmen açısından iyi olacağını, seçeneği artırmanın rekabeti de artıracağına işaret etti.
Bu durumun demokrasiye hizmet edeceğine de vurgu yapan Akşener, "Ama biz şunu da söyledik. Biz rakibiz. Her iki siyasi partiyle de, CHP ile de AK Parti ile de rakibiz. Hepimizin bir Türkiye tasavvuru var. Yarının ne göstereceği konusunda bugünden konuşmayı doğru bulmuyorum. Demirel'in sözüyle doğmamış bebeğe don biçmek doğru değil" dedi.
Cumhur İttifakı'na Vatan Partisi'nin de destek verdiğini, "küçük ortak" diye nitelendirdiği MHP ile AKP'nin çok içiçie geçmiş, kader birliği içeren duygusal bir ortaklığı olduğunu ifade eden Akşener, şözlerini şöyle sürdürdü:
"Millet İttifakı bir güç birliği, iş birliği. Bir Katolik nikahı değil. Daha rasyonel, Türkiye'nin taleplerine uygun ve başarı odaklı bir ittifak, iş birliği. Özellikle 31 Mart'tan sonra seçmene baktığınızda bu ittifakın, iş birliğinin devamı konusunda bir irade var.
"Ama ben iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme Sayın Erdoğan'ın geçeceğini düşünüyorum. Bu konuda adım atacağını düşünüyorum. Dolayısıyla böyle bir adım atıldığında, buyurun bakalım dendiğinde zaten o zaman ittifak nasıl olacak o konuda da bir şey söylemek mümkün değil. Arızalarında, enfekte olmuş alanlarından arındırılmış bir parlamenter sistemden bahsediyoruz."
"Saray Erdoğan'ı kapattı"
Akşener, "Erdoğan'ın parlamenter sisteme ne zaman geçeceğini düşünüyorsunuz" sorusuna, "Zaman söyleyemem ama ben gidişatı öyle okuyorum. Benim okumam o. Bilgiye dayanmıyor" karşılığını verdi.
Türkiye'nin nefes alma problemi olduğunu ifade eden Akşener, "Saray Erdoğan'ı kapattı, steril hale getirdi. Çünkü Saray öyle bir şeydir ki, kendine ait bürokrasi, kültür, hayat tarzı yaratır. Tabiri caiz ise bir paralel evren yaratır, koparsınız. Vatandaşın nabzını bilen tanıyan onunla yaşayan bir kişilik olmasına rağmen koptu gitti. Ben Sayın Erdoğan'ın kendisi için sağduyusunun galip geleceğine inanıyorum" ifadelerini kullandı.
"Şenlikli günler başlıyor"
Partisini son derece zor koşullarda kurduğunu belirten Akşener, ancak Erdoğan'ın kendisine karşı daha "rasyonel" bir strateji izleyip, kendisini "görmediğini, duymadığını, hakkında tek kelime etmediğini" söyledi. "Ama aşağı tarafta inanılmaz bir Meral Akşener şeytanlaştırması oldu, süper bir stratejiydi" diyen Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu şeytanlaştırma çok stratejik gitti, ama üstünden çok zaman geçince de aşağıdaki şeytanlaştırmanın neticesinde bu Saray halkının, orada oluşan sistemin abuk sabuklulukları neticesinde şimdi sahada sorgulanıyor. Akşener bu kadar şeytansa niye gereğini yapmadınız?
İki partiyi kuran arkadaşlarımız ise Erdoğan'ın çok yakın çalışma arkadaşları. Erdoğan'ı tanıyorsam, muhtemelen kendini alacaklı hissediyordur, burada rasyonalite olmaz. Bana ve partime uyguladığı rasyonel strateji olmaz, onun için şenlikli günler!"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu'nun, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın öykü kitabından uyarlanan okuma tiyatrosunu izlemesi konusundaki görüşü sorulan Akşener, "Biz insanların tercihlerine karışmayı kendimize yakıştırmayız. Kim nereye, hangi yeri ziyaret eder bizi ilgilendirmez. Çünkü Sayın İmamoğlu'nun eşi, Sayın Kılıçdaroğlu'nun eşi ziyaret eden konumda olduğuna göre. Bir tiyatro izlemeye gitmişler. Bunu bir siyasi sonuç olarak bakabilir miyiz? Onu bilmiyorum. CHP'nin kurumsal yapısı oradaki fotoğrafı kurumsal sistem içinde bir karşılığı var mıdır? Onu da bilmiyorum" dedi.
Ancak CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun, "HDP'nin PKK ile arasına mesafe koymadığı sürece HDP ile herhangi bir iletişim kurulmayacağı" sözlerini bildiğini ifade eden Akşener, "CHP Genel Başkanı beyanatı bir değişiklik göstermediğine göre aileler üzerinde konuşmayı doğru bulmuyorum. Siyasilerin eşleri tiyatroya gitmiş. Ben 'megri megri'de Emine Hanım'dan bahsettim mi bugüne kadar? Hayır."
"Ben de, eşim de o tiyatroya gitmezdik"
Bunun üzerine Akşener'e, "Siz de davet edilseniz gider miydiniz?" sorusu yöneltildi. "Hayır. Şöyle sorabilirdiniz, 'eşiniz davet edilse gider miydi?' Hanımefendilik başka bir şey. Ben bir siyasi partinin genel başkanıyım, bir kurumsal yapıyı temsil ediyorum. Ben gitmezdim. Eşim davet edilse gider miydi, o da gitmezdi" karşılığını verdi.
Bir sonraki seçime mevcut sistemle gidilmesi halinde yeniden cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı sorusu üzerine de Akşener, şunları söyledi:
"Benim kişisel olarak inatlaşmak gibi bir huyum yok. Referandumdan başlayan süreçten itibaren kendimi bu millete borcunu ödeyen bir insan olarak konumlandırdım, öyle görüyorum. 31 Mart teklifi bizim. İnatla, ben ben deme gibi bir yönüm yok. Bu milletin, hepimizin nefes almaya ihtiyacı var. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi üzerinden gidildiği zaman, insanları üzen taraf olmayız. Bugünden öyle böyle olur deme imkanımız yok.
"Ama içtenlikle söylüyorum. Bu umudunun gerçekleşmesinden mutlu olan her siyasi partiye oy vermiş seçmenden bahsediyorum. Bu seçmenin umudunu da, tekrar mutsuz olmasına sebep olmayız."
"Erken seçim öngörmüyorum"
Akşener, son dönemde yeniden tartışılan erken seçimi öngörmediğini söyledi. Erdoğan'ın 2023'e kadar süresi olduğunu anımsatan Akşener, "Neden onu ortadan kaldırasınız. Seçimi öngörmüyorum ama bu da bilgiye dayanmıyor. Sadece benim okumam. Yeni partilerin 3 yıl içinde alan oluşturup oluşturmayacağına bakmayı, takip etmeyi çok daha rasyonel, faydalı görür diye öngörüyorum" dedi.
Ahmet Davutoğlu'nun kurucusu olduğu vakfa kayyum atanmasını da yeni partilere karşı izlenecek stratejinin parçası olduğu görüşünde olan Akşener, bunun devamının da geleceğine işaret etti. Kendisine önelik tabandaki "şeytanlaştırmanın" devlet güçlerini e etkilediğini ve 7 Haziran seçimlerine giderken kendisine büyük iftira atıldığını kaydeden Akşener, "Bu devlet gücü.. Reisin büyük düşmanı şeklinde paketlendim ben. Burada ise 'reise ihanet edildi" diye gidilecek, umarım anlatabilmişimdir" görüşünü dile getirdi.
Meral Akşener, Erdoğan'ın, parlamenter sisteme dönmek zorunda kalmasının gerekçesini de "Ben Erdoğan'ın bugünkü cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle seçime gittiğinde seçilemeyeceğini görüyorum, matematiksel olarak mümkün değil" ifadeleriyle açıkladı.
Parlamenter siteme geçilmesi halinde bir erken seçimin gündeme gelip gelmeyeceği yönündeki sorusu üzerine de Akşener, "Erken seçim olur mu, gerçekten öngöremiyorum bu sistemle ilgili. Parlamenter sisteme geçmekle ilgili, sadece bizimle masaya oturulmuyor ki yetmiyor zaten, CHP, Gelecek Partisi, kurulacak parti, AK Parti dahil hep beraber bir masaya oturulup, yolu yöntemi sistemi kurulmalıdır ki herkes mutlu olsun. Gerçekten her canı sıkılmayanın değiştirmeyeceği bir alan haline dönüşsün" dedi.
Akşener, bir partiyle ittifak yapmak için önşartlarının "parlamenter sisteme dönülmesi" olduğuna da vurgu yaptı. Akşener, HDP'nin yerel seçimlerde Millet İttifakı'nı desteklediği anımsatılarak, "İYİ parti seçmenini bu ittifaktan yara aldığını düşünüyor musunuz?" sorusuna ise "Hayır. Seçmenimiz yerinde duruyor ama partisini de kontrol eden denetleyen bir seçmen. 31 Mart'ta biz büyükşehir il alamadık, dolayısıyla çok fazla umduğumuz şekilde bir sonuç alamadık. Ama İstanbul ve Ankara'nın alınmış olması, bizim seçmenimizin inanılmaz derece burada eksiği görmemesine sebep oldu. Büyük resmi görüyor bizim seçmen" karşılığını verdi.
Akşener, son 3 seçimdir tartışmalı kararlar veren YSK'nın başkan ve bazı üyelerinin emekliye ayrılacağı anımsatılarak, "Bu ekibe bir mesajınız olacak mı?" sorusu üzerine de "Hayatta başarılar dilerim" demekle yetindi.
Kanal İstanbul ile ilgili bir soru üzerine de Akşener, projenin ekonomiye, turizme, sanayiye bir yarar sağlamayacağını ifade etti:
"Buradan gene sevdiğimi insanlar sevmediğim insanlar üzerinden bir ayrım yapılıp bir rant aktarımı söz konusu olabilir. İkincisi ise kutuplaştırmak her dönemde işledi, hani yaptırım, yaptırmam eksenine alıp işi, işte 'böyle Türkiye'ye yönelik büyük çılgın projelere bunlar zaten hayır diyor CHP zihniyeti' diyerek bir kutuplaştırma hep bugüne kadar işledi, aynı algoritmayı yeniden kullanıyorlar olabilir. Ama ayıp olanı yanlış olanı doğru olmayanı orada insanlar yaşıyor." /Ayşe Sayın / BBC Türkçe