BURSA ARENA / Haber Merkezi
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, gazeteci Cüneyt Özdemir'in YouTube kanalında özel açıklamalarda bulundu. İYİ Parti lideri Akşener, Sağlık Bakanlığı Korona Virüs Bilim Kurulu'na çağrıda bulunarak, "Bilim insanlarına da buradan çağrımda var. Ne önerdiklerini milletle, vatandaşla bizlerle paylaşmak mecburiyetindeler. Eğer dedikleri olmuyorsa da istifa etmek zorundalar" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı gazeteci Cüneyt Özdemir'in konuğu oldu. Korona Virüs Bilim Kurulu üyelerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tam karantina önerdiğini ve bunun Erdoğan tarafından kabul görmediğini belirten İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Sağlık Bakanlığı Korona Virüs Bilim Kurulu'nun, onların öyle dediklerini biliyoruz, tam karantina söyledikleri dakikada, bunun yerine getirilmesi gerekirdi. Ama Sayın Erdoğan bunu reddetti" dedi.
İYİ Parti lideri Akşener, "Biz Bize Yeteriz Türkiyem" kampanyasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Tekalif-i Milliye Emirleri'ni hatırlatmasına tepki göstererek, "Tekalif-i Milliye Emirleri ile Türkiye’nin bugün IBAN numarası vererek virüs için yardım toplaması arasında müthiş fark var. O gün Balkan ve Birinci Dünya savaşı bitmiş, Anadolu’nun büyük bir kısmı şehit ya da gazi olmuş ve üretimin durduğu bir dönemdi" ifadelerini kullandı.
İYİ Parti lideri Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Sağlık Bakanının çok iyi niyetli olduğunu ve Bilim Kurulu’nu kurmasının çok önemli olduğunu söyleyen siyasi parti lideri benim. Şeffaf olmaya gayret gösterdi. Bilim insanlarını topladı ve günlük vatandaşa şeffaf bir biçimde açıklamalarda bulundu. Bu yönüyle takdirimi kazandı fakat; şimdi 18 yıldır AKP iktidarı hiç büyük bir problemle karşılaşmadılar. Yani 1999 depremi gibi bir afetle karşılaşılmadı. Dünyada olan ekonomik krizinin yansımaları dışında Türkiye büyük bir krizle karşılaşmadı. Bu virüs bir afet gibi bir salgın. Öncelikle samimiyetle söylüyorum bir acemilik görüyorum. İkincisi bizlere yönelik de alışmış oldukları bir dil var…Sayın Erdoğan özellikle. Bugüne kadar o dille vatandaştan çok kolay oy aldı vatandaşı kutuplaştırarak. Diğer taraftan düşman ilan etmenin getirdiği bir dille yol yürünüyor. Bunları problem olarak görüyorum."
"ACEMİ OLDUKLARI ORTAYA ÇIKTI"
"Bu dönem gerçekten sırt sırta verilmesi gereken bir dönem. Biz Sayın Erdoğan’ın düşmanı değiliz. AKP iktidarını da vatandaşımız seçti. Dolayısıyla yapılabilecek konularda bizimde bildiklerimizi paylaşmayı sürdürüyoruz ama yani kırmızı kuvvetler mavi kuvvetler dili devam ediyor. Acemi oldukları ortaya çıktı. Sizin dediğinizi yapmayacağım kardeşim diyerek ama sonrasında, muhalefet partisinin de akıllı önerileri var. Bunları bir paket olarak uygulanabilir olanlarını hayata geçirmeleri bir ay sonrasından geliyor. Bu salgın krizini bütün olarak götürmek yerine birden fazla Türkiye adım atıyor durumu var"
"SAYIN ERDOĞAN HER KONUYU BİLİYOR!"
"Sadece Sağlık Bakanı Koca’nın Bilim Kurulu’nu olumlu bulduğumu söylemiştim bir tek teşekkür telefonu dışında hiçbir yetkiliyle iletişimiz olmadı. Ben sizlerin aracılığıyla ısrarla Erdoğan’a bir şeyler söyledim. Bizler de görüşlerimizi söyleyelim ve o Milli birlik ve beraberliği ortaklaştıralım önerilerim oldu ama bu konuda herhangi bir söz konusu değil. Sayın Erdoğan, her konuyu biliyor. Tıbbı, ekonomiyi, hukuku her şeyi biliyor. Sonuç itibariyle kimseye ihtiyacı yok pozisyonunda…"
"TAM KARANTİNA İSTENDİ AMA ERDOĞAN KABUL ETMEDİ"
"Bilim Kurulu’nu kurdular. Bilim Kurulu’nun önerileri Sayın Erdoğan’a bağlı. Sağlık Bakanlığı Korona Virüs Bilim Kurulu'nun, onların öyle dediklerini biliyoruz, tam karantina söyledikleri dakikada, bunun yerine getirilmesi gerekirdi. Ama Sayın Erdoğan bunu reddetti. Bilim insanlarına da buradan çağrımda var. Ne önerdiklerini milletle, vatandaşla bizlerle paylaşmak mecburiyetindeler. Eğer dedikleri olmuyorsa da istifa etmek zorundalar. Çünkü, bilim akademi, hayatının üzerine bir vebal kalır. Onlar siyasi bir makam değil, onlar bilim insanı. Çoğu da ona buna mecburiyeti olan insanlar değil. Bu kişiler eğer dedikleri olmuyorsa bunun da gereğini yapmaları lazım. Çünkü Türk bilim dünyası bunun vebalini taşıyamaz."
"Ciddi temel sorun şu; Virüsün organizasyonunun başında bulunacak bakanlık Sağlık Bakanlığı olmak zorunda. Diğer bakanlıklar, Sağlık Bakanlığı’na koordinasyonunda bütünlük oluşturmalı fakat her bir bakanlık ayrı ayrı ortada… Bu işin patronunun Sağlık Bakanlığı olması gerektiğini defalarca söyledim. İktidarda olsaydık, virüsle mücadele için sınırları kapatırdık, üç haftalık tam karantina uygulardık, Bilim insanlarının söylediklerini yerine getirirdik, ekonomik bütüncül bir ekonomik paket çıkarırdık"
"Devlet yardım elbette talep eder ama öncesinde Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’nın belediyeleri yardım kampanyası başlattı. Ben Erdoğan’ın yerinde olsam insanlarla el el tutuşurdum ve yardım kampanyası başlatırdım. Ankara ve İstanbul belediyelerinin o gün benim 3’e emekli maaşımı yatırdığım yardımlar… Yardımlar birlikte yapılabilmiş olsaydı sosyal gerilimde ortadan kalkardı"
"26 MİLYAR TL AFRİKA KALKINMA BANKASI'NA VERİLDİ"
"Tekalif-i Milliye Emirleri ile Türkiye’nin bugün IBAN numarası vererek virüs için yardım toplaması arasında müthiş fark var. O gün Balkan ve Birinci Dünya savaşı bitmiş, Anadolu’nun büyük bir kısmı şehit ya da gazi olmuş ve üretimin durduğu bir dönemdi. Şimdi farklı bir dönem var. Cumhurbaşkanı Meclis’ten kendine yetki aldı ve 26 milyar TL Afrika Kalkınma Bankası’na para verdi"
"ARTIK ŞAPKAYI ÖNÜNE ALIP DÜŞÜNMESİ LAZIM"
"Erdoğan yardım isteyebilir ama bu kadar zengin ve güçlü ve çevresine bu kadar yardım yapan ülkenin Cumhurbaşkanı yardım topluyorsa bunun sebebini söylemek zorunda… Paramız mı bitti kardeşim? 10 milyona yakın AKP’nin resmi üyesi var… En son aldığım bilgi bu üyelerin bile 10 TL göndermediği bir sistemden bahsediyoruz. Ben Erdoğan’ın düşmanı değilim, artık şapkayı önüne alıp düşünmesi lazım"
"Biz bu infaz indirimi yasa tasarısıyla ilgili bir teklifte bulunduk kamuoyuyla paylaştık. Dedik ki AKP’li ve MHP’li imza sahiplerine bu paketi açık bir şekilde paylaşın. Bizlerde önerilerimizi söyleyelim. Daha geniş bir mutabakatla bu kanun çıksın. Şimdi bu kanunun çıkmasıyla ilgili AKP ve MHP’nin sayıları yetiyor. Ortaya çıkan gerçek şu ki, bu infaz indirimi yasasının içinde şunlar şunlar yok deniliyor ama bahsedilen gruplar ceza indirimi yasası içinde yokmuş gibi davranılıyor ama ilginç bir biçimde evlerine gidecekler" (Yeniçağ)