BURSA ARENA / Haber Merkezi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu'nun hedefinde Atatürk'e lanet okuyan Ayasofya imamı ve hükümet vardı.
CHP grup toplantısına İkizdere’de taş ocağı yapılmasına karşı çıkan kadınlar da katıldı. Konuşmasına İkizdere'den gelen kadınları selamlayarak başlayan Kılıçdaroğu, "Mantığı talan olan bir siyasi anlayış her türlü zorluğu çıkaıyor. Neredeyse bir ordu görevlendireceklerç. Kadınlar. Siz yeri geldiğinde bir orduyu da dağıtırsınız. Ben buna da inanıorum" dedi.
Kılıçdaroğlu, Dünya Şampiyonu olan jimnastikçi Ayşe Begüm Onbaşı ve Euroleague Şampiyonu olan Anadolu Efes'i tebrik etti.
"Gül'ün taban fiyatı en az 7.5 lira olmalı"
Geçtiğimiz hafta Isparta'da gül topladığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Güle sahip çıkılması gerekiyor. Ülkeye döviz kazandırıyorlar. Ama sorunları var. Gülün taaban fiyatının en az 7.5 lira olması gerekiyor. Eğer size bu fiyat yüksek geliyorsa Sayın Erdoğan siz de gidin bir sabah o kadınlarla birlikte gül toplayın" dedi.
CHP lideri, gül üretimi ile ilgili çözümlerin mevcut iktidarda olmayacağını belirterek, "Bu anca halkın iktidarında, CHP'nin iktidarında olur" diye konuştu.
Şarkikaraağaç'ta sulama sorunu olduğunu belirten Kemal Kılıçdaroğlu, "2011 yılında kapalı devre sulama sitemi getireceğiz dediler. Tam 10 senedir bunu söyleyerek oy alırlar. Bunun gereğini onlar yapmadı, biz yapacağız. Onlar oylarınızı almak için size yalan söylediler, biz asla söylemeyeceğiz. Bir şeyi yapamıyorsak neden yapamadığımızı açıklayacağız" dedi.
Çay ve fındık fiyatı
Karadeniz için staretejik ürün olduğunu söylediği çay ve fındık taban fiyatları konusunda da hükümeti eleştiren Kılıçdaroğlu, üreticinin verilen taban fiyattan memnun olmadığını ve fiyatların yükseltilmesini istedikleri için karşılarına polisin çıkarıldığını belirterek, "Hak istemenin suç sayıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Rizeli, Artvinli kardeşlerin. Yıllardır oy verdiğiniz AK Parti yıllardır Türkiye'ye dışarıdan kaçak çay getiriyor. Biz ithalatı kesinlikle yasaklayacağız ve kaçak çayı da meydanda yakacağız. Onlar sizin hakkınızı savunamaz. Ama biz bize oy verirsiniz vermezsiniz o ayrı ama iktidarın her vatandaşa hakkını teslim etmesi lazım. Biz size hakkınızı teslim edeceğiz" şeklinde konuştu.
"Fındık 35 lira olmalı"
Karadeniz'deki fındık tarlalarının bir şirket tarafından satın alınmaya bşalandığını ve fındık üreticilerinin 10 yıl içinde büyük bir tekelin asgari cüetle çalışan işçileri olacağını savunan Kılıçdaroğlu, "Fındık konusunda fiyatın 35 lira olması lazım. Türk lirası eridi zaten. Neredeyse 4 dolar ediyor. Fındık 4 dolar etmez mi? Bu fiyatı verirler mi endişem var. Çünkü bunlar uluslararası fındık tekeline hizmet ediyorlar, üreticilere hizmet etmiyorlar. AK Parti il başkanı da çıkıp 'ayağınızı denk alın' diye köylüleri tehdit ediyor. Sizi tehdit edene oy verirseniz bu olur" dedi.
"Günaydın, nihayet siz de uyandınız"
TZOB'un kuraklık görülen il sayısının 41'e çıktığını açıkladığını anımsatan CHP lideri, Burdur'daki Karacaören barajının yıllardır yapılmadığını hatırlatarak, "Her seferinde oy verirsen yapmazlar. Niye yapsınlar. Her seferinde oyunu alıp vaadini unutursa yapmaz tabi. Unutmayacaksın kardeşim" diye konuştu.
Konya'da çiftçilerin benzer bir sorunla yol kesitğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "E günaydın. Nihayet siz de uyandınız. Obruklar var kardeşim, yeraltı suları tükenmek üzere. Sormuyor musunuz; hani size söz verildi bu Mavi Tünel yapılacaktı. Konya Ovası sulanacaktı. Yapmazlar kardeşim yapmazlar. Neyi yaparlar? 'Kanal İstanbul'u yapıp İstanbul'u talan edeceğim' diyor. Rant var orada çünkü. Konya Ovası'nda rant yok" dedi.
"Kimi zengin ediyorlar? Yabancı çiftçileri"
Tarımsal ürünler, canlı hayvan ve et ithalatını eleştiren Kılıçdaroğlu, dışarıdan daha ucuza alındığı iddiasının doğru olmadığını belireterek, "2020'de buğdaya 1650 lira fiyat verdiler, dışarıdan 2400 liraya getirdiler. Mısıra 1325 lira verdiler bizim çifçimize, dışarıdan 2400 liraya getirdiler. Ayçiçeğine 3300 lira fiyat verdiler, dışarıdan 6000 liraya getirdiler. Kanolaya 2900 lira verdiler dıaşrında 5000 liraya getirdiler. Pamuk üreticisine 3850 lira verdiler dışarında 7300 liraya pamuk getirdiler. Soyaya 3000 lira verdiler, dışarında 5750 liraya aldılar. Arpaya 1300 lira fiyat verdiler, dışarında 2000 liraya getirdiler. Kimi zengin ediyorlar? Yabancı çiftçileri. Ziraat Odası başkanı çiftçi perişan diye rapor hazırlıyor, iktidara gönderiyor. Çözüm için iktidar sahiplerinden Allah rızası için bir cümle duydunuz mu? Ama rantiye sınıfı olsa hepsini orada görürsünüz" şeklinde konuştu.
"Esnaflar ve çalışanları öncelikle aşılanmalı"
Başlatılan normalleşme adımlarına değinen Kılıçdaroğlu, açılan işyerlerinin sahiplerinin ve çalışanlarının öncelikli olarak aşılama listesine alınması gerektiğini söyledi.
İkinci olarak kiralarda stopajın kaldırılmasının gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Kaldırın bunu" dedi.
İcra takiplerinin ertelenmesi gerektiğini belirten CHP lideri, diğer önerileri şu şekilde sıraladı:
"Bankalar ve Esnaf Kefalet Kooperatiflrinden alınan kredilerin fazileri ertelensin Esnafın kredi kartı boraçlarının da faisiz ertelenmesi lazım"
Ayasofya'daki vaaza tepki
"Her ulus, her millet kendi tarihine saygı duyar" diyen Kılıçdaroğlu, "Ayasofya Camii'ni açtılar. Güzel. Camide görev yapan imamların, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü anlatması lazım. Dert varsa çözüm konusunda toplumu aydınlatması lazım. Biz nasıl tarihimize saygılıysak, camilerde görev yapan imamların da tarihlerine saygılı olması lazım. Ya arkadaş sen Yunus Emre'yi de mi bilmiyorsun? Kinden, öfkeden beslenen bir din insanı olmaz. Ayasofya'yı açtınız da, Atatürk'e hakaret etmek için mi açtınız Ayasofya'yı? Hayatını bu millet için vermiş kişi. O meczup acaba bir dönem İstanbul'un işgal altında olduğunu biliyor mu? O meczup acaba M. Kemal Atatürk'ün 'Geldikleri gibi gidecekler' dediğini biliyor mu? Bütün imamlara, din insanlarına saygım vardır. Toplumun da onlara ihtiyacı var. Ama sadece barışı, doğa ve insan sevgisini topluma anlatmalılar. Bu meczup kişi acaba Sütçü İmam'ı, onun ne söylediğini biliyor mu acaba? Ben söyleyeyim: "Her kim ki Mustafa Kemal ve Kuvayı Milliye aleyhine fetva verip düşmanlık yapar. Bilin ki onların damarlarında kafir kanı vardır' diyor. Bu meczupların geldiği yer, 'Keşke Yunan galip gelseydi' eksenidir. Bu kültürden geliyorlar" dedi.
UNESCO'nun Atatürk hakkındaki tanımını okuyan Kılıçdaroğlu, "Bunu UNESCO söylüyor. Bu meczup neler söylüyor" dedi.
Bahçeli'ye çağrı: Renk değiştirmeyeceksin
"Bahçeli'nin Mustafa Kemal Atatürk'e sahip çıkması başımın üstüne" diyen Kılıçdaroğlu, "Asıl kızmamız gereken bu meczup mu? Nerede yapıyor bu konuşmayı? Devlet ricali önünde yapıyor. O devlet ricalinden bir Alllah'ın kulu çıkıp 'yanlış söylüyorsun, bunu konuşamazsın' demedi. Bahçeli'ye soruyorum, sen kime kızıyorsun? Onu orada görevlendiren kim? O çocukları o meczuba teslim eden kim? Kendi tarihine ihanet etmeyi kural haline getiren bir meczubu orada nasıl turarsınız?" diye sordu.
Atatürk'ün milletin ortak değeri olduğunu belirten CHP lideri, "Bahçeli 'Atatürk bizim kırmızı çizgimizdir' diyor. Güzel. Ama o çizgi uzayıp saraya doğru yaklaştıkça renk değiştiriyor. Renk değiştirmeyecek kardeşim. Renk değiştiği andan itibaren bu iş olmaz. Söylediğin havada kalır" dedi.
Nerede bu yüzde 7 büyüme?
TÜİK'in birinci çeyrekte yüzde 7 büyüme açıkladığını kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu, "TÜİK en büyük yalanları söyleyen kurum. Türkiye yüzde 7 büyümüş" dedi.
Çiftçi, işsiz, esnaf, emekli kimsenin bu büyümeyi hissetmediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Peki yüzde 7 büyüme olmuş mu? Kesin olmuştur. Kimler büyüdü; 5'li çete. Bir kere yüzde 7 demek onlara hakaret. Yüzde 7, yüzde 20, yüzde 40, yüzde 60. O saydığım ne kadar insan varsa onlara gitmesi gereken parayı bu 5'li çeteye verdik. Devlete dolarla borç verenler de köşeyi döndü. Milliyetçi Hareket Partisi 'Arkadaş Türkiye Cumhuriyeti'nde Türk Lirası geçerlidir. Siz ne zamandan beri vatandaştan dolarla borç alıyorsunuz' diye sorabiliyor mu? Saray beslemeleri zaten büyüyorlar. İhaleler zaten onlara veriliyor. Eskiden 1 maaş alanlar şimdi 4-5 maaş alıyorlar. Onlar da bu yüzde 7'den faydalananlar. Yetmiyor bazıları dolarla maaş alıyor. Tefeciler, devleti soyanlar. Onlar da köşeyi döndüler. Ve mafyanın keklediği siyasetçiler de bu işten iyi para kazandılar. Onlar şikayet eder mi? Etmez tabi. 83 miyon insan bir avuç kişiye çalıştı" diye konuştu.
"Bu kadar yalan söylerken yüzün hiç kızarmıyor mu?"
"Devleti yönetenlerin halkına yalan söylememesi lazım. Yalancı olamaz" diyen Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın 27 Mayıs'ın yıldönümünde İsmet İnönü'yü hedef alan sözlerine yanıt verdi.
Kılıçdaroğyu, "Yassıada'yı TOBB'un parası ile beton adasına dönüştürdüler. Oysa o adanın, Türkiye tarihinde özel bir yeri vardı. Aynen korunması gerekiyordu. Demokrasiye ihanet ettiler. İnönü'nün bir anlatımından söz ediyor. Böyle bir şey hiç duymadık. Meclis'te konuşmuş rahmetli İnönü, tutanaklara baktık böyle bir şey yok. Dışarda konuşmuştur diye sorduk soruşturduk, böyle bir konuşma hiç olmamış. Erdoğan bu kadar yalan söylerken yüzün hiç kızarmıyor mu? Bir insan yalan söylerken yüzü kızarır" şeklinde konuştu.
"128 milyar dolar nerede?"
Finlandiya Başbakanı hakkında 300 euroluk sabah kahvaltısını devletin kesesinden ödediği iddiası ile soruşturma açıldığını belirten CHP lideri, " 300 Avro için devlet hazinesine el uzattıysan ben bunun hesabını sorarım diyorum. Peki biz, 128 milyar doları sorduk, tık yok. Şimdi soruyorum kim ahlaklı, kim adaletli? Kim kul hakkı yiyor, kim yemiyor? Buyrun beyler ne diyeceksiniz? Onlar 300 Avro'nun hesabını soruyorlar, biz 128 milyar dolar nerede dedik suçlu ilan edildik. Soru sormak ne zamandan beri suç oldu?Bir ülkede suçu açığa çıkarmak için soru soruyoruz ve sorduğunuz soru suç kabul ediliyorsa orada demokrasi yoktur. Suçluların iktidarı vardır artık. Soru soruyoruz, suçlanıyoruz. Neden? İktidar suçlu o yüzden. Türkiye Cumhuriyeti suçlular tarafından yönetiliyor. Erdoğan dava açacak, açmazsan namertsin. Mahkemede kanıtlayacağım" dedi.
"10 bin dolar alan siyasetçi kim?"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bir siyasetçinin Sedat Peker'den her ay 10 bin dolar aldığını TRT'de söylediğini hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, "Ben söylemiyorum, mafya da söylemiyor. Kim söylüyor? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan kişi söylüyor. Çok önemli. Suçu biliyor, suçluyu da biliyor. Devletin televizyonunda açıklıyor. Birilerine mesaj gönderiyor. Kişiyi de biliyor, rakamı da veriyor. Verenlerin dilinden de konuşuyor 'keklemişler' diye. 'Savcı çağırırsa gideceğim, açıklayacağım' diyor. İçişleri Bakanı suçluyu niye gizliyor? Saray'a şunu mu demek istiyor? 'bana dokunma, dokunursan bu daha başlangıç' devleti bu mantıkla yönetirseniz devleti mafyaya teslim edersiniz" dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop'a çağrıda bulunan Kılıçdaorğlu, "Şentop bu konuyu açıklamak zorundadır. TBMM'ye düşen bu kara gölgeyi kaldırmak zorundadır. Şentop konuşmuyorsa acaba 10 bin dolar benzeri bir olay her ay ona da mı veriliyor? Saray'dakiler sessiz kalabilir. Onların tamamı zaten bir yerlerden besleniyorlar" dedi.
"Zindaşti nasıl çıktı hapishaneden?"
Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Soylu'ya bakanlığı Erdoğan verdi. Peki, 10 bin dolar rüşvet verdiğini devletin televizyonunda açıklarken Erdoğan duymadı mı? Duydu. Bunu sordu mu, sormadı. Sorabilir mi? Soramaz. Erdoğan'ın bir şey daha sorması lazım. "Çıktın, eskiden içişleri bakanlarının çocuklarının evinde para sayma makineleri vardı dedin. 17-25 ile bana bir mesaj mı vermek istiyorsun?" diye sorması lazım. Soylu, koltuğunu koruma peşinde, Erdoğan da Soylu'ya sahip çıkmak zorunda. Böyle bir tablo ile karşı karşıyayız. Eğer siz hükümeti yer altı çetelerine teslime ederseniz, böyle bir tablo çıkar ortaya.
Mafya, yer altı çetelerini güçlerini siyasi iktidarı ele geçirerek alırlar. Zindaşti uyuşturucu kaçakçısı nasıl çıktı hapishaneden? Elde ettiler siyasetçiyi. Devleti yönetenleri kontrol ettiğiniz anda, devleti yönetmeye başlarsınız. 83 milyon insan yeraltı dünyasından bir liderin ne söylediğine bakıyor. Böyle bir tablo Türkiye'ye yakışıyor mu? Memleketi bu hale kim getirdi?"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir kez daha erken seçim çağrısını yenileyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Kimden kaçıyorsun? Milletten kaçılır mı? Sandığı koyacaksın, vatandaş istiyorsa yine seçileceksin. Er meydanı olmaz, bir televizyona çıkalım dersen ben gelirim. İster CNN Türk olsun, ister A Haber olsun. Cesaretin varsa gel kardeşim gel" çağrısında bulundu.
Independent Türkçe