İtiraflar ilk kez ortaya çıktı: "81 kişilik gizli dinleme ekibi"

BURSA ARENA / Haber Merkezi

Ramazan Akyürek’in bugüne kadar gündeme gelmeyen, yasadışı dinleme ilişkin kurduğu 81 kişilik gizli ekibi, Caner Taşpınar’ın kaleme aldığı “Damat” adlı kitapta yer aldı. Odatv'nin haber konusu yaptığı bu kitapla ilgili paylaşılan olaylar ve itiraf konuları şöyle devam ediyor;

19 Ocak 2007'de silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybeden Hrant Dink suikasta uğradığı Agos Gazetesi’nin eski merkezinin bulunduğu Sebat Apartmanı önünde anıldı.

13 yıl boyunca FETÖ’cü savcılar, sadece davayı Ergenekon davasıyla birleştirmek için uğraştı. Yok olan deliller ve kamera kayıtlarının üzerine gidilmedi.

Öte yandan, FETÖ’ye yönelik operasyonlarla birlikte Dink davasında ihmali bulunan kamu görevlileri sanık oldu.

Bu isimlerden en önemlisi, eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek…

Dink cinayetinde “büyük ağabey” olarak bilinen Erhan Tuncel, tetiği çeken Ogün Samast ve Samast’ın “Yasin Hayal vur dedi, vurdum” ifadesinden sonra alınan Yasin Hayal’den sonra gözaltına alındı.

Erhan Tuncel, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek’in Yardımcı İstihbarat Elemanı olduğunu açıklamıştı. Hatta, Akyürek’e “Ramazan Ağabey” diye hitap ettiğini söylemişti.

Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nden Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanlığı koltuğuna oturan Ramazan Akyürek, 27 Şubat 2015’te Dink suikastı soruşturması kapsamında Ankara'da gözaltına alınıp çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

81 KİŞİLİK GİZLİ EKİP

Ramazan Akyürek’in bugüne kadar gündeme gelmeyen, yasadışı dinleme ilişkin kurduğu 81 kişilik gizli ekibi, Odatv Editörü Caner Taşpınar’ın kaleme aldığı “Damat-Fethullahçıların AKP'li Kayınpederleri” adlı kitapta yer aldı.

Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan kitapta, Ramazan Akyürek’in tıpkı Dink davası sanığı Erhan Tuncel gibi Yardımcı İstihbarat Elemanı yaptığı Orhan Aykut’un özel açıklamaları dikkat çekti.

Kitapta, Akyürek döneminde yasadışı dinleme yaptığı iddia edilen “özel ekip” şöyle anlatıldı:

“Orhan Aykut, yasadışı dinlemelere ilişkin dinleme araçlarıyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:

Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'nda bulunan bilgisayar sistemleri üzerinden Türkiye'de bulunan tüm telefon şirketlerine ait hatların bulunduğu yer bilgileri (HTS) tutuluyor. İstihbarat Daire Başkanlığı'nda ve Türkiye'nin 81 ilinde Ramazan Akyürek'in atamış olduğu personeline şifre verilmiştir. Bu şifre ile İstihbarat Daire Başkanlığı'ndaki bilgisayarına bağlanarak herhangi bir telefonu rahatlıkla dinleyebilir. Kim kimi aramış ya da adres gibi bilgilere çok rahat ulaşabiliyorlardı. Tabi bunları mahkeme kararı olmadan yapıyorlardı. İsrail'den 10 adet mobil dinleme aracı getirmişlerdi. 9 adet Kanada'dan getirdiler. Bu araçlar ortam dinlemeleri yapıyordu.”

“BEN YARDIMCI İSTİHBARAT ELEMANIYIM”

 Kitapta, Orhan Aykut’un Akyürek’in Yardımcı İstihbarat Elemanı olduğu şöyle kaleme alındı:

“Orhan Aykut, Ramazan Akyürek ile 2006 yılında, yani henüz Trabzon Emniyet Müdürü olduğu dönemde tanıştı. Daha sonra Akyürek İstihbarat Daire Başkanlığı’na getirildi. Orhan Aykut, Akyürek’in yardımcı istihbarat elemanlarından biri yapıldı. Aykut buna ilişkin 18 Mayıs 2010 tarihinde Tekirdağ Cumhuriyet Savcısı Ercan Başaran’a verdiği ifadesinde şöyle diyordu: ‘Bana ‘her türlü silahı taşıyabilir’ diye kimlik verdiler. Ayrıca istihbarat daire başkanlığı yazan her yere girip çıkabileceğim bir kimlik verdiler.’

Orhan Aykut, her defasında Ramazan Akyürek ile olan bağlantısını da anlatıyordu. Bu konuda en güvendiği şey yaptığı telefon konuşmalarıydı, ama bu konuda yanıldı! Savcılık, Orhan Aykut’un Akyürek’le olan telefon konuşmalarıyla ilgili ‘devlet sırrı’ olduğu kanaatine varıp bunları dosyaya koydurmamıştı.

Elbette, Orhan Aykut’un Akyürek’le ilişkisi sadece telefon konuşmalarıyla sınırlı değildi. Orhan Aykut, 27 Mart 2014 tarihinde bir basın toplantısı düzenledi. Bu basın toplantısında Akyürek ile katıldığı toplantıları anlattı:

‘27.12.2007 tarihinde İstanbul Kaşı Beyaz restoranında Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer ile birlikte akşam yemeği yediğimi TİB kayıtları ile tespit edebilirler. Ankara İlci Rönesans Oteli’nde İhsan Arslan, Mücahit Arslan, Ramazan Akyürek ve ben birlikte idim. O gün Ankara, Anafartalar’da patlama olmuş idi. (Görüşme tarihi 22 Mayıs 2007 C.T.) O gün saat 21:00 sıralarında silah-mühimmat gömme işleminin tamamlandığını bildirmek üzere sivil iki şahıs geldi. Ondan sonra dağıldık. Benim ve diğerlerinin orada bulunduğu TİB kayıtları ile kanıtlanabilir.’   

Orhan Aykut’un Akyürek’le ilişkisini gösteren ve yardımcı istihbarat elemanı olduğuna işaret eden TİB kayıtlarının yanı sıra, dava dosyasında da göze çarpan bazı somut deliller de mevcut. Bu delillerden biri: kırmızı pasaport! Kırmızı pasaport taşımak elbette bir ayrıcalık. Kırmızı pasaportu; Genelkurmay Başkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı ve başkanvekili, Yargıtay 1. Daire Başkanı, Danıştay Başkanı, bakanlar, kuvvet komutanları, Jandarma Genel Komutanı gibi bürokratlar taşıyabilir. Fakat Orhan Aykut’un da bir kırımızı pasaportu vardı. Aracında yapılan aramada bu pasaport bulunmuştu.

Orhan Aykut, tahliye olduktan sonra kırmızı pasaportla ilgili bu kitap için bana şunları anlattı:

‘Ramazan Akyürek ve İhsan Arslan bana kırmızı pasaport verdi. Bu pasaportla istediğim gibi dolaşıyordum. VIP salonları kullanıyordum. Buna çok sayıda kişi şahittir.’

Sonra Orhan Aykut’a ‘Siz Ramazan Akyürek’in istihbarat elemanı mısınız?’ sorusunu yönelttim. Orhan Aykut, şu yanıtı verdi: ‘Evet. Ben yardımcı istihbarat elemanıyım.”  

  

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.