İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, gözaltına alındığı soruşturma kapsamında bugün ilk kez ifade verdi. İmamoğlu, gizli tanık beyanlarıyla ilgili soruları "Bu soruyu muhatap almıyorum" diye yanıtladı. İBB Başkanı İmamoğlu, hakkındaki suçlamaları reddetti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan 'yolsuzluk' ve 'terör' soruşturmalarında gözaltına alınan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun emniyetteki ifadesi ortaya çıktı.
İmamoğlu, ifadesinde, "Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyor musunuz?” sorusuna “Ben herhangi bir suç işlemediğim için etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemiyorum” diye yanıt verdi.
'İhale takip etmeye vaktim yok'
İBB Başkanı İmamoğlu, ihalelerden haberinin olup olmadığına dair soruya şu yanıtı verdi: "İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı ve geçmişteki belediye başkanları rahmetli Kadir Topbaş, Sayın Ali Müfit Gürtuma ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan dahil geçmiş tüm belediye başkanlığı yapmış olan şahıslar başkan olduğu dönemlerde benim gibi ne ihalelere katılır, ne de ihalere imza atar ne de sonuçlarını takip etmeye vakti vardır."
İmamoğlu, “Aslında burada bulunmamın yegane sebebi hakkımda başlatılan bir siyasi müdahale ve mücadele modelidir” ifadelerini kullandı.
'Halkın iradesine dönük süreç...'
İmamoğlu savunmasında şunları kaydetti: "Halkın iradesine saygı duymayan iktidar mensuplarının tarafıma yürütmüş olduğu müdahalelerin bir biçimiyle de şu an itibariyle karşı karşıyayım. 16 milyon İstanbullunun, İstanbul tarihindeki en yüksek üç oy oranına sahip bir biçimde seçim kazanmış birisine bu soruların sorulmasını halkın iradesine dönük sürecin bir parçası olarak görüyorum. Bu sebeple bu açıklamayı yapıyorum. Devamında soracağınız sorularla ilgili olarak esas itibariyle Cumhuriyet Başsavcılığında ayrıntılı yanıt vereceğim olmakla birlikte gerekli gördüklerime de yanıt vereceğim."
'Soruyu muhatap almıyorum'
İmamoğlu, soruşturmada ifade veren gizli tanıkların beyanlarıyla ilgili sorulan 28 soruya “Bu soruyu muhatap almıyorum” diyerek cevap vermedi. İmamoğlu MASAK raporuyla ilgili sorulara da “Raporu görmediğim için sorunuzu anlayamıyorum” yanıtını verdi.
'İkametim orada'
İBB başkanı, HTS kayıtlarında bazı şüphelilerle ortak baz kayıtları bulunmasının nedenine dair soruya"İkametim o tarihlerde Beylikdüzü’nde olduğu için oralarda baz vermem normaldir” yanıtını verdi.
Murat Ongun, Fatih Keleş, Murat Kapki ve Eyüp Subaşı'yla da ortak baz kaydı olduğu söylenen İmamoğlu bunun sebebi soruldu.
İmamoğlu bu soruya da, “Belediye Başkanı olduğum için hizmet sebebiyle gün içinde İstanbul’un birçok semtinde kamu görevini yapmam itibariyle sürekli hareket halindeyim. Bu sebeple farklı ilçelerde farklı saatlerde bulunabilirim. Soruyu anlamlandıramadım” dedi.
'Ülke itibarı zarar gördü'
İBB Başkanı İmamoğlu, "Türkiye’nin ulusal ve uluslararası birçok çözüme muhtaç konusu varken yukarıda sorulan sorular göstermiştir ki kumpas, uydurma, yalan ve komplo teorilerinden oluşan mesnetsiz suç isnatları ile gözaltına alındığım an itibariyle Türkiye’nin ve bütün dünyanın gündemine düşmüş olmak, ülkemizin itibarının ciddi zarar görmesi, demokrasi ve adaletin zedelendiğinin yaşanması çok üzücüdür" dedi.
İmamoğlu, şöyle devam etti: "Ben şahsen sadece kendi savunmamı yapmayacağım aynı zamanda bu hazırlığı yapan, bu suç isnatını bana yükleyen ve 16 milyon İstanbullunun gözaltına alınmış bir Belediye Başkanı dönemini yaşatan bu insanlarla ilgili yasal tüm haklarımı hayatım boyunca arayacağımı yargılanmaları için elimden geleni yapacağımı milletimin huzurunda söz veriyorum."
'İfadeye çağırılabilirdi'
İmamoğlu'nun avukatları, İBB başkanının davetiyle çağırılarak ifadesinin alınmamasının kanuna aykırı olduğunu belirtti.
Avukatları şunları kaydetti: "Soruşturma evrakından anlaşıldığı üzere bir kısım tanık anlatımları ise tıpkı gizli tanık anlatımlarında olduğu gibi bütünlüğü ve bağlamından koparılıp seçilip sunulmasının yanı sıra tanık isimlerinin dahi yer almaması başka bir ağır hukuk ihlalidir. Bütün bunlar açıkça yasak sorgu usülleridir. Belirtmemiz gerekir ki bu yöntemler 2016 Temmuz’undan önceki yargı pratiğinin bire bir örneğini teşkil etmektedir. Sonuç olarak; yasal olmayan gözaltı, sözde kanıtlar, gizli tanıklar, normal tanık olmasına rağmen ismi belirtilmeyen tanıklar, yasal olarak elde edilmeyen ses kayıtları gibi soyut iddialara dayanan bu soruşturmanın hiçbir mantıki, hukuki ve ikna edici bir yanı bulunmamaktadır."