BURSA ARENA / Haber Merkezi
ABD'nin YPG'ye gönderdiği silahların PKK'ya geçmemesi için verdiği güvenceye güvenen yok !
Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu nedenini tek tek sıraladı
PKK'nın Suriye kolu YPG ile Rakka operasyonunu başlatan ABD'nin, örgüte verilen silahların PKK'ya geçmemesi için Türkiye'ye güvence verdiğini Başbakan Binalı Yıldırım açıklamıştı. Verilen silahların listesinin Türkiye'ye verileceğini duyuran ABD'nin, "kara gücüm" dediği YPG'nin PKK ile bağı ortadayken verdiği "güvenceler" inandırıcı bulunmadı. Milliyet yazarı Tunca Bengin, bu terddütleri köşesine taşıdı. Üstelik, konunun uzmanlarından emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu'nun ağzından... Babüroğlu'nun yanıtlarını "Hu ABD, silahalar nerede?" başlıklı köşesine taşıyan Bengin, yazısında şu ifadeleri kullandı:
ABD ‘Rakka operasyonunda kara gücüm’ dediği terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG’ye ağır silah ve zırhlı araç desteğini resmileştirdi. Hem de Rakka’nın çatışmasız teslim alınmasına dönük DAEŞ’le pazarlık yapıldığı, hatta bir kaçış koridoru bırakıldığına dönük iddialar ayyuka çıkmışken. Yani ABD açısından Rakka makka hikaye gerçek niyet Suriye’nin kuzeyinde 100 bin kişilik düzenli PYD/YPG yani PKK ordusu kurmak. Tıpkı Kuzey Irak’ta oluşturduğu Peşmerge ordusu gibi. Sonrasında da ABD destekli bu silahlı güçlerin denetimindeki Irak ve Suriye topraklarını birleştirerek Birleşik Kürdistan’ın yolunu açmak. Nihai hedef de puzzle’nin İran ve Türkiye topraklarını da içine alan hayal üzerine...
Dolayısıyla da ABD’nin şu an PYD/YPG’ye verilen silahların detaylarını Türkiye ile paylaşma ve amacı dışında kullanılmaması için takip etme sözleri de tam anlamıyla bir oyalama ya da yutturmaca taktiği. Aynen ‘YPG Menbiç’ten çıkacak, kesinlikle Fırat’ın doğusuna çekilecek’ masalında olduğu gibi.
Niyesini Emekli Tuğgeneral, Dr. Naim Babüroğlu anlatıyor:
“ABD diyecek ki ben 100 tane roketatar, 3 tane zırhlı araç, üç tane tank verdim. Seri numaraları şunlardır, şu kişilere teslim ettim, şu birlikte kullanılıyor. Doğru zaten bu olması gereken bir şey ama bu silahların kontrol edilip başka bir yere kaydırılmasını önleyecek sistem yok. Yalan yanlış yerde bu silahlar kayboldu diyecekler, satacaklar. Türkiye’ye getirip PKK’ya verecekler. Verdiklerinde Fırat’a düştü ya da çatışmada ölülerle beraber IŞID ele geçirdi diyecekler.”
Bu silahların namluları Türkiye’ye karşı dönecek yani?
“Kesinlikle. Verdiği bazı ağır silahlar çok önemli. Örneğin tanksavar silahları etkilidir, bizim zırhlı araçlara tanklara karşı kullanılabilir. Verdiği uçaksavar silahları da bizim uçak, helikopterlerimize karşı kullanılabilir çünkü YPG-PKK farklı diye bir şey yok. O da sınırdan Türkiye’ye geçecek PKK da oralarda dolaşacak. Zaten PKK’nın sözde lider kadrosu onların başında.”
Nasıl anlaşılır?
Reklamdan sonra devam ediyor
Bu silahların PKK tarafından da kullanılacağı çok açık. Peki bu anlaşılır mı ve de anlaşılırsa ne olur? Babüroğlu devam ediyor:
“Diyelim Türkiye’ye geldi, herhangi bir yerde kullanıldı ve ele geçirildi. ABD’nin Türkiye’ye verdiği envantere bakılır seri numarası tutuyorsa denir ki sen kullanılmayacağını söyledin ama PKK kullandı. ABD de buna ‘PYD bize söz vermişti, biz bir araştıralım’ diyecek ama araştırmanın sonucu olmayacak.”
Tabii silah ele geçerse?
“Elbette ve envanterde de ABD bunu samimi olarak göstermişse. Çünkü hangi silah verildiyse yüzde yüzü ABD’nin kendi envanterinde olacak ama bunların kaçta kaçını Türkiye’ye verdiği listeye dahil edecek acaba.”
PKK’dan çok sayıda seri numaraları silinmiş silah da ele geçiriliyor?
“Niye siliyorlar? Kim tarafından verildiği, nereden alındığı ya da çalındığı belli olmasın diye. O zaman ABD’den de hesap soramazsın. Evet bu ABD silahı ama seri numarası olmadığı için envanterden takip edemem diyecek. Acaba başka yerden mi ele geçirdi gibi cevaplar verilebilir. Örneğin Peşmergeye verilen silahlar mı oraya gitti gibi... Sonuç olarak bu çok mantıksız bir şey. Neden mantıksız hani şöyle olsa Rakka operasyonu bir ay sürecek,bitiminde kullanılan bu kara gücü denilen YPG lağvedilecek ve eldeki tüm silahları ABD alacak tamam o zaman. Ama o halde dahi silahların belli bir bölümünü geri alabilir. Çünkü, kaybettik, IŞİD ele geçirdi diyeceklerdir. Zaten böyle bir durum söz konusu değil PYD/YPG artık kuzeyde bir koridor oluşturma aşamasında, PKK Sincar’a gelmiş şimdi Rakka’ya gidiyor. Rakka’dan sonra belki Deyrizor’a ya da Palmira’ya gidecek ve Suriye’deki bu savaş belki 15-20 yıl daha devam edecek. Ve biz 15-20 yıl bu silahları takip edeceğiz. Bu mümkün görünmüyor. Neden görünmüyor? Bir kere silah atış yapa yapa kendiliğinden de eskiyecek, belki de yenisini vereceklerdir.”
Özetle dememiz o ki bu silahların hiç bir surette ABD’ye dönme ya da akıbetini takip etme olasılığı yok. Olasılık sıfır ama söyleniyor. Dolayısıyla bu durumu en güzel anlatan da aslında şu tekerleme: Komşu, komşu! Huuu!.. Oğlun geldi mi? Geldi. Ne getirdi? İnci boncuk. Kime kime? Sana bana. Daha kime? Kara kediye. Kara kedi nerde? Ağaca çıktı. Ağaç nerde? Balta kesti. Balta nerde? Suya düştü. Su nerde? İnek içti. İnek nerde? Dağa kaçtı. Dağ nerde? Yandı bitti kül oldu... (Kaynak: Aydınlık)