BURSA ARENA / Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugünkü Kabine toplantısin ardından açıklamalarda bulundu.
Bayrağı bez parçası, şehadeti sıradan bir ölüm olarak görenlerin İstiklal Marşı'nı anlayabilmesinin mümkün olmadığını söyleyen Erdoğan'ın, bu açıklamaları şöyle devam ediyor;
"Bayrak, ezan hassasiyetini yeri geldiğinde canı pahasına koruyan evlatlarımız var.
İnşallah 2023'te ülkemizi dünyanın en büyük 10 devleti arasına sokarak, ecdada layık ve bizden sonraki nesillere örnek bir başarıyı hep birlikte ortaya koyacağız.
Bugünkü kabine toplantımızda ulusal siber güvenlik stratejisi ve eylem planı da görüştük, dijitalleşmenin ayrılmaz bir parçası.
Yaklaşık 7 yıl önce kurduğumuz ulusal siber olaylara müdahale merkezi ile bu doğrultuda ilk adımı atmıştık. Geldiğimiz noktada güncel ihtiyaçları ve tehditleri dikkate alarak ülkemizin siber güvenlik politikalarını kapsamlı ve bütüncül bir anlayışla özellikle yeni bir strateji oluşturma konusunda adım attık.
Devletler vatandaşlarının can ve mal güvenliği yanında dijital bilgilerini ve aldıkları hizmetleri de korumak mecburiyetindedir.
Son dönemde diğer alanlarla birlikte dijital altyapılar ve siber güvenlik konularında da kimi zaman gizli, kimi zaman açık engellemelere maruz kaldığımız için stratejimizi yerli ve milli bir anlayışla şekillendirdik.
Her şeyi kendimizin üretimi olan ilk haberleşme uydumuzu inşallah 2022'de uzaya gönderiyoruz. Alternatif maliyetleri 10 milyon dolar olan pek çok projeyi bir süredir ülkemizde yürütebilecek kapasiteye zaten ulaşmıştık.
Siber güvenlik teknolojilerimizi geliştirmek suretiyle güçlü ve caydırıcı bir altyapı oluşturuyoruz. Teknolojiye yön veren bir ülke konumuna gelme hedefimiz doğrultusunda mavi vatandan siber uzaya kadar her sahada egemenlik haklarımıza sahip çıkacağız.
Bu amaçla Cumhurbaşkanlığı dijital dönüşüm ofisimiz ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın öncülüğünde ilgili tüm tarafların katılımıyla uzunca bir süredir yürüttüğümüz çalışmalarda sona gelinmiştir. İlk aşaması 2020-2023 dönemini kapsayan bu planda belirlenen faaliyetleri hayata geçirerek ülkemizin dijital altyapılarını siber saldırılara karşı inşallah güvenli hale getireceğiz.
Türkiye'nin bu alanda kendi ürünleri ve firmalarıyla uluslararası düzeyde söz sahibi olmasını da sağlayacağız. Ulusal siber güvenlik stratejisi ve eylem planımızın ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
Salgın döneminde üzerinde en çok konuşulan hususlardan biri gıda üretimi ve tedarikinin sürdürülebilir olmasıydı. Yaşadığımız kuraklık bu tartışmayı daha da anlamlı ve önemli hale getirmiştir. Tahminler dünyanın 2050 yılında 10 milyarlık bir nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak mecburiyetinde kalacağını gösteriyor.
Bu durum refah artışı ve lojistik imkanların da etkisiyle bugünkünden yüzde 60 daha fazla gıda üretimi yapılmasına ihtiyaç duyulacağı anlamına geliyor.
Tarımda geçtiğimiz yüzyılın üretim anlayışıyla bugünkü arasında çok büyük fark bulunuyor. Aynı şekilde bugünkü anlayışla bir asır sonrası arasında çok daha büyük bir farklılık ortaya çıkacağı da açıktır.
Bugün 140 ülke başka yerlerde toprak kiralamak suretiyle kendini geleceği hazırlamanın gayreti içindedir. Şimdiden kiralanan toprak Afrika topraklarıdır
Bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum, toprak kiralamada amaç bugünün ihtiyaçlarını karşılamak değil, yarım asır, bir asır sonrasının taleplerine hazırlık yapmaktır.
Türkiye olarak biz de bu amaçla çeşitli yerlerde toprak kiralamaya başladık.
Türkiye'nin Avrupa'dan Asya'ya uzanan toprakları hamdolsun kendi ihtiyacını karşılayacak tarımsal üretimine imkan sağlıyor. Bunun yanında özellikle son dönemde yaptığımız altyapı yatırımları sayesinde ülkemiz önemli bir gıda ihracatçısı konumuna da gelmiştir.
Türkiye geçtiğimiz yıl tarım ürünü ihracatı ile 18 milyar dolar gelir elde etti.
Çiftçimize verdiğimiz destekleri bu dönemde 12 kat artırarak bitkisel üretimimizi 124.000.000 tonla Cumhuriyet tarihinin en üst seviyesine çıkarttık.
Bu amaçla ülkemiz için Sudan'da, Nijer'de toprak kiraladık.
Toprak nedir, çiftçi ne iş yapar, üretim nasıl yapılır bilmeyenler ağızlarını her açtıklarında saman ithalatından bahsederek aslında cehaletlerini sergiliyorlar.
Eğitimde ülkemize 324000 yeni derslik kazandırdık, sporda 3750 yeni tesis kazandırdık, sağlıkta 3605 sağlık tesisi kazandırdık, 22000 kilometre bölünmüş yol kazandırdık.
Cumhuriyet döneminde yapılanların kat ve kat üzerinde icraatlar sayıp, döküyoruz.
Peki buna karşılık muhalefet ne diyor? Hadi icraatlarını geçtik, çünkü tek parti devri zulmü dışında sağlayabilecekleri işleri yok.
Söylenen her sözün, yapılan her saldırının yılmaz savunuculuğunu üstlenmektedirler, mesela İnsan Hakları Mahkemesi ülkemizle ilgili bir davada kendi hukuki süreçlerine İspanya ve İtalya gibi ülkelerde ki benzer yargılamalarda verdiği kararlara aykırı bir tavır sergiledi. Bizde bu kararı uygulamayız dedik.
Vay efendim sen nasıl böyle bir şey söylersin. Demek ki kendileri bu işlerde yetki sahibi olsalar elinde onlarca insanın kanı bulunan bu terörist destekçisini hemen serbest bırakacaktır.
Arkasında durdukları kişi kim? Hakkındaki iddianameye göre, 37 nitelikli adam öldürme, 29 adam öldürmeye teşebbüs, 3777 mala zarar verme, 25 alıkoyma, 395 hırsızlık, 15 yağma, 308 işyeri ve konut dokunulmazlığını ihlal, 13 Türk bayrağını yakma, 7 Atatürk'ü Koruma Kanunu'na muhalefet suçunun işlendiği, ayrıca 326 güvenlik görevlisi ile 435 vatandaşın yaralandığının kaydı vardır.
Salgın sürecini başarıyla yöneten ülkelerin arasında yer alıp, salgının yükselişinin önüne geçmek için aldığımız kararların yol açtığı sıkıntıları, doğrudan bireylere yönelik desteklerle hafifletmeye çalışıyoruz.
Son toplantımızda 1.240.000 esnafımıza yönelik 5 milyar liralık bir destek paketini daha kamuoyuyla paylaşmıştık.
Şubat ayı sonuna nakdi ücret desteğinin süresini ise 17 Mart tarihine kadar uzattık.
Geçtiğimiz hafta 397 şehit yakını ve gazi yakınımızın atamasını yaparak, bu kategorideki toplam istihdamı 44781'e çıkardık.
Yüksek katma değerli yatırımlarla cari açığımızı kapatıyor, dış finansman ihtiyacımızı azaltıyoruz.
Rekabetçi öngörülebilir ve piyasa dostu adımlarla makroekonomik istikrarı sağlama yolunda ilerliyoruz.
İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılma kararı çerçevesinde başlayan takvim perşembe günü tamamlanıyor. Ticari ilişkilerimizin ayrılıktan zarar görmemesi için en başından itibaren iş dünyamızın da katılımıyla süreci yakından takip ettik.
Yapılan uzun müzakereler sonunda İngiltere ile serbest ticaret anlaşması imzalama aşamasına geldik .
Gümrük Birliği Anlaşması'ndan sonraki en önemli ticari anlaşmamız.
Okullarımızdaki yüz yüze eğitime verdiğimiz arayı 15 Şubat 2021'e kadar uzatıyoruz."